Ergün Aydoğan

Ergün Aydoğan

Ahmak, İmamoğlu'na siyasi yasak

                                            

Ahmak anlam olarak ‘’aklını gerektiği biçimde kullanma yeteneği olamayan, zekası pek gelişmemiş, aptal, bön, budala (kimse).’’

Ahmak hakaret olur mu, sorusuna?

Biri bir başkasına ‘’ahmak’’ dediği zaman, bağlam içinde bunun bir ‘’tespit’’ mi yoksa ‘’hakaret’’ mi olduğunu ayırt edemeyen kişiye ‘’ahmak’’ denebilir; caizdir. Cevabını vermiş Google hazretleri! Genel olarak toplumun ‘küfrü’ iletişim aracı haline getirdiği, siyaset kurumunun da küfre varan hakaretamiz bir üslubu sıkça kullandığı bir ülkede mahkemeler, kamuoyu nelerle meşgul ediliyor.

Taksim İstiklal’deki hain terör saldırı öncesinde ülkenin birincil konusuydu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun YSK üyelerine ‘ahmak’ dediği gerekçesiyle, siyasi yasak istemiyle yargılandığı dava. İmamoğlu’nun siyasi yasaklı hale gelip gelmeyeceği davası 14 Aralık’ta görülmeye devam edilecek.

Her ortamda sorulan soru, daha önce siyasi yasaklı olanlar şimdi rakiplerini siyasi yasaklı hale getirir mi? Siyasi yasak kendilerini zirveye taşıdıysa şimdi de rakiplerini taşımaz mı? İstanbul seçimlerinin iptalinden dersler çıkarılmaz mı? kamuoyunda sıkça bunlar tartışılıyor. Davanın başlangıç, süreç ve hakimin değişmesindeki iddialara da bakıldığında; siyasi dava algısı kamuoyunda pekişmiştir.

Bu aşamaya nasıl gelindiğine kısaca bakmakta yarar var.

Öncelikle 13 bin oyla kazanılan İstanbul seçimleri ‘hiçbir şey olmasa bile bir şeyler olmuştur’ denilerek iptal edildi. Bizzat İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından ‘sandık başlarındaki görevliler terör örgüt mensubu olmakla suçlandı. Yetmedi oyların çalındığı iddia edilerek birçok kişi hakkında davalar açıldı, seçimlerin iptal gerekçesini oluşturdu. O kadar iddianın sonunda ne oy çalındığıyla ilgili ne de sandık görevlilerinden haklarında dava açılanlardan herhangi biri ceza almadı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 4 Kasım 2019’da İmamoğlu’na yönelik ‘’Avrupa Parlamentosu’na gidip, Türkiye’yi şikayet eden ahmağa söylüyorum; bunun bedelini bu millet sana ödetecek. Bu iş bu kadar bedava değil’’ dedikten sonra.

İmamoğlu aynı gün Soylu’nun sözlerini hatırlatan gazetecilere ‘’ben lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye. 31 Mart’ta seçimi iptal edenler ve dünyada, Avrupa’da onların gözünde nereye düştüğümüz noktasında, o olan biten şeylere baktığımızda, tam da 31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır, önce oraya odaklansın’’ ifadelerini kullanmış.

Bunu üzerine YSK Başkanlığı tarafından 15 Kasım 2019 tarihli ihbar üzerine İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlatmış ve dava açılmıştı. İddianamede, İmamoğlu’nun dönemin YSK Başkanı Sadi Güven ile 10 kurul üyesine ‘’kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı alenen hakaret’’ suçunu işlediği belirtilmiş ve 1 yıl 3 ay 15 günden 4 yıl 1 aya kadar hapsi istenmişti.

O günden bugüne İmamoğlu olayın kronolojik sıralamasıyla bu sözlerin İçişleri bakanı Süleyman Soylu’nun kendisine yönelik ‘ahmak’ suçlamasına cevaben kullandığını ısrarlı bir şekilde söylese de; hayır sen o sözleri YSK üyelerine sarf ettin deniliyor. Değişen mahkeme hakimi duruşmada sözlerin muhatabı Süleyman Soylu dese de Savcı bu sözlerin YSK’ya ya yönelik olduğu ısrarını sürdürüyor.

İmamoğlu, bir yıldan fazla ceza alması ve kararın kesinleşmesi durumunda siyasi yasaklı hale gelebilir.

Dikkatler 14 Aralık’taki duruşmaya çevrildi, Savcı’nın iddia ettiği ceza verilir mi, İmamoğlu siyasi yasaklı hale gelmesi için yargı süreci hızlandırılır mı? Çünkü, tüm mahkemeler nezdinde kararın onanması halinde, önce yerel mahkeme karar verecek, sonra istinaf, en son ise Yargıtay’da ceza  kesinleşmiş olacak. Görünmeyen bir el adli süreci hızlandırsa bile süre yetecek gibi gözükmüyor!

Not: Yargıtay kararlarına göre kaba söz nezaket dışı ifade, hakaret suçuna vücut vermez.

Öyleyse bütün bunlar neden ve niçin?

Sırf birileri seçim sonuçlarını beğenmedi diye ‘haksız, gereksiz’ iptal edilen İstanbul seçimleri sonrası ülkenin bunca masrafa sokulması, zamanını, enerjisini boşu boşuna harcadığı yetmedi şimdi de mahkemeler meşgul ediliyor!

İktidarın siyaset yapıcı ekran aktörleri her gece kamuoyuna yön vermeye çalışarak neymiş, İmamoğlu ceza almak için çırpınıyormuş. Allah aşkına İmamoğlu mu dava açtı da ceza almak için çırpınsın. Ne yapacaktı hakkında ‘haksız, gereksiz’ açılan davada kendisini savunmayacak, ses etmeyecek, üzerine oynanan oyunlara sessiz mi kalacaktı. Seçim yaklaştıkça oyun içinde ne oyunlar sahneye sürülecek!

Hain terör saldırısı sonrası yaşamını yitirenlere Allahtan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Terör nereden ve kimden gelirse gelsin, terörden beslenen, terörden medet umanlara lanet olsun. Bölge sevdiğimiz sıkça vakit geçirdiğimiz bir bölge, o gün Beylikdüzü’ne davetli olmasaydık belki bizde oralarda olabilirdik! Terör saldırılarına önlem olarak İstiklal’deki saksıların kaldırılması, ağaçların sökülmesi de ilginç bir önlem. Saldırı sonrası moral değerleri yok olan bölge esnafını yalnız bırakmayan, sürekli ziyaret eden, her sabah gelmeye devam edeceğini söyleyen kentin belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’nu kutlamak lazım.

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.