Ergün Aydoğan

Ergün Aydoğan

Açılım pazarlığı; 'Belki' İmamoğlu çıkabilir!

                       

23 yıllık AKP iktidarı toplumun duygularını yönetmeyi çok iyi beceriyor. İktidar geldiğinde terör ‘sıfır’ noktasındaydı. Dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ‘’ayakkabı numaralarına kadar biliyoruz’’ diyerek terörün bittiğini söylüyordu. Daha önce ‘’analar ağlamasın’’ diye başlatılan sürecin bazı aktörleri yargılanıp ceza almış. Dolmabahçe mutabakatı inkar edilmiş! İmralı’daki, Edirne’dekinden ‘hesap soracak’ sözleriyle Öcalan ve Demirtaş karşı karşıya getirilmiş. İmralı yerel ve genel seçimlerin vazgeçilmez aktörü haline gelmiş. Ve ‘süreç’ adı altında daha bir sürü gelgitler yaşandıktan sonra…

Şimdi yerel seçimlerde güç kaybeden, iktidar hedefinden hızla uzaklaşan, iktidar umudu yaratamayacağını gören iktidar terör sorunu üzerinden terörsüz Türkiye diyerek başlattığı yeni bir iktidar inşa sürecine herkesin koşulsuz katılmasını istiyor!

İktidarın şeytanlaştırdığı, ötekileştirdiği, sürekli olarak üzerinden siyaset geliştirdiği, bugün CHP belediyelerine uyguladığı kayyım uygulamalarıyla seçilmiş DEM’li belediyeleri görevden alıp ve DEM üzerinden, terör karşıtlık propagandasıyla toplumda hassasiyet oluşturan Cumhur İttifakı ‘’şimdilik AKP, MHP, DEM’’ üçlü olarak yola devam edeceğiz diyerek DEM’i yol arkadaşı olarak ilan etti. DEM’de ‘’ittifaka dahil değiliz’’ açıklamalarıyla birlikte bu ‘ortak’lıktan memnuniyetini gösteriyor.

DEM’İN MUTLULUĞU…

23 yıllık AKP iktidarının antidemokratik uygulamaları artarak devam ettiği ortamda DEM’in iktidara güven duygusu içinde ‘süreç’ ortaklığına girmesi izaha muhtaç bir durum. İktidar açısından elbette anlaşılabilir bir durum çünkü onun iktidarını sürdürmesi için dün ne dediğinden çok yarına gitmesi önemli; kimin ortak olması değil! Esas olarak DEM’li siyasetçilerin var olan anayasaya uymayan, anayasal demokratik hakların kullanımını engelleyen, özgürlük alanlarını sürekli daraltan, yargı operasyonlarıyla CHP-muhalif belediyeleri görevden alan iktidara güven duygusuyla ‘süreç’ ortaklığına girmesi. Yeni anayasa yapım sürecini kabul etmesi; var olan anayasaya neden uymadığı, var olan demokratik hakların kullanımına neden engel olduğunu sormak yerine, iktidarın demokratik bir iklim-ortam yaratacağına inanması! Kendileri için bazı imkanların sağlanması karşılığında!

BELKİ İMAMOĞLU SERBEST KALABİLİR…

DEM Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ‘’Sayın İmamoğlu’na şunu söylemek isterim. İçeride olmasının sebebi kendi çeperimizden bakmamızdır. Masa da CHP olursa belki de İmamoğlu dışarıda olacak. Belki de bütün siyasi tutsaklar dışarıda olacak. Çünkü hukuk olacak, demokrasi olacak.’’

Bu sözler o kadar çok şey anlatıyor ki! Hukuk, demokrasi yokmuş ama olabilirmiş! Eğer öteden beri DEM siyasetiyle AKP siyaseti birbirini var eden, birbirini besleyen süreci kurgulamamışlarsa bile her şeyi açıklıyor.

İktidara umut besleyen Bakırhan siz masada değil misiniz; kayyımlar devam ediyor, Demirtaş ve sizin deyiminizle birçok siyasi tutsak içerde olduğuna göre hala pazarlık mı devam ediyor! Belki de, İmralı’nın (Öcalan), Edirne’dekine (Demirtaş) hesap sorması sürüyordur…

İktidardan demokrasi ve özgürlük bekleyen Bakırhan ve arkadaşları unutmasın ki; 2010 referandumunda da ‘yetmez ama evet’çiler ‘iktidarı desteklersek, özgürlük olacak, demokrasi olacak’ demişlerdi! Olup olmadığına CHP masaya oturursa hukuk ve demokrasi olacak diyenler karar versin!

SİYASETİN BELKİ PARANTEZİ…

Bakırhan’ın bu sözlerinden de anlaşılmaktadır ki İmamoğlu ve CHP belediyelerine yapılan operasyonlar CHP’yi rejimin yeni inşa sürecine ortak etmek için baskı unsuru olarak planlamış. Düne kadar iktidardan şikayet eden muhalif siyasetçinin iktidarın şantaj siyasetine ortak olarak CHP’yi masaya davet etmiş olması kaygı vericidir. Bu iktidarın kendi siyasi geleceği için hukuku araçsallaştırması değil de nedir. Bu anlayıştaki bir iktidarla kapalı veya açık yürütülecek pazarlıklardan bugüne kadar demokratikleşme çıkmadığına göre bundan sonrada çıkmaz; rejimin ömrünü uzatır.

CHP’nin pazarlık masasına davet ısrarının altında iktidarla-rejimle görüşmenin ağır siyasi bedeline CHP’yi ortak etme, paratoner yapma ihtiyacı mıdır? CHP’yi sürece katıp kamuoyu tepkisini azaltmak, meşruiyet zemini oluşturmak için tutuklu siyasetçiler üzerinden CHP iknaya mı zorlanıyor.

CHP’nin masaya gelmesi tutuklu siyasetçiler başta Ekrem İmamoğlu olmak üzere serbest kalacağının garantisi de yok; belki serbest kalabilir deniyor. Hele siz bir masaya oturun sonrasına bakarız!

Kime göre, neye göre; siyasi iradenin inisiyatifine göre mi…?

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.