Ergün Aydoğan

Ergün Aydoğan

ABD'de meşruiyet arayışı

                                      

R. T. Erdoğan’ın dün ne dediğini unutun, bugün de ne dediğine değil, ne yaptığına bakın. Silinenlerden arta kalan geçmiş ‘sözler, belgeler’ zaman zaman sosyal medyaya düşüyor; geçmişte yaptıkları ve söyledikleriyle sınanıyor Erdoğan!

Erdoğan, asker-yargı-devlet bürokrasisiyle ilgili siyaset yapmak istiyorsanız ‘üniformanızı, cübbenizi, makamınızı’ bırakın, siyaset meydanlarda yapılır, meşruiyet meydanlardan, halktan alınır diyordu. Oysa şimdi, parti devleti haline gelen tabloda en alttan en üste bütün devlet bürokrasisi sıcak siyasetin içinde. İmamlar camilerde siyasi içerikli hutbeler veriyor, asker partinin emrinde, yargı bürokrasisi-rektörler sarayda parti başkanından brifing alıyor, valiler kent meydanlarında ‘benim liderim Erdoğan, bu göreve o getirdi’ yönünde nutuklar atıyor.

ABD ZİYARETİ MEŞRUİYET ARAYIŞI MI?

İktidar son yerel seçimlerle birlikte halk-taban desteğinde ciddi bir düşüş var. CHP’nin birinci olmasıyla birlikte iktidarda telaş başladı. CHP’ye yönelik 19 Mart darbesi diye addedilen belediye başkanlarının tutuklanması ve operasyonların Trump destekli olduğu iddiaları temelsiz gözükmüyor. Tam da bu aşamada Erdoğan uzun uğraşlar sonrası Joe Biden’den alamadığı randevuyu 6 yıl sonra Trump’tan aldı. Donald Trump’la yapılacak görüşmeye çok büyük anlamlar yüklendi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, gezi öncesi çok büyük bir olayı ifşa etti. Özel, Erdoğan’ın Trump’ın oğlu Junior Trump’la geziden önce Dolmabahçe’de yaptığı görüşmede ‘’Boeing uçak alım sözü’’ verdiği iddiasını gündeme getirdi. Erdoğan bu iddiayı yalanlamadığı gibi, 235 Boeing uçak alım sözleşmesinin yapılması Özel’in iddialarını doğruladı.

Yine gezi öncesi ABD Ankara Büyükelçisi Thomas Barrack, ‘’Başkanımız ‘Bundan bıktım, ilişkiler düzeyinde cüretkar bir adım atalım ve ihtiyacı olanı verelim’ dedi.’’

‘’Tamam sayın başkan, neye ihtiyacı var? diye sorduğumda ‘meşruiyet’ dedi. Çok akıllı biri. Mesele sınırlar, S-400 ya da F-16’lar değil. Mesele meşruiyet.’’

Neymiş mesele, ne S-400 ne F-16 ne de başka bir şey, mesele ‘meşruiyet’miş; en yetkili ağızın dediğine göre!

Oysa Erdoğan değil mi sürekli CHP’yi ‘’Türkiye’yi yurtdışına şikayet ediyor’’ diyen!

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio Erdoğan’ın da adını vererek ‘’Bu liderler Trump’ın kapısında sıraya giriyor, randevu için yalvarıyorlar’’ sözlerini de unutmamak lazım.

ABD GEZİSİ BİZE NEYİ GÖSTERDİ

Gitmeden önce karşılıksız ABD mallarına yapılan gümrük indirimleri, uçak alım sözleriyle iktidarın ABD ‘meşriyeti’ne çok ihtiyacı olduğunu…

Trump, ‘’bir telefonumla Erdoğan, Rahip Brunson’ı serbest bıraktı demesi, Erdoğan’ın ‘’Bağımsız yargı’’ diyememesiyle, yargının bağımsız olmadığını…

‘’Erdoğan, benim için Halkbank’la ilgili bir iyilik istedi’’ sözleriyle Halkbank konusunun iktidarın canını yakacak olduğunu, zorladığını…

Trump ‘’Rusya’dan petrol alımını durdur’’ demesiyle egemenlik haklarımızın yok sayıldığını… ve ‘’seçimlerde hile yapmayı siz iyi bilirsiniz’’ sözleriyle seçimlerde hile yapıldığını…

ABD GEZİSİ YERLİ VE MİLLİ HAYALLERİMİZİ YIKTI

Her şey çok iyi çok güzel derken, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan bir çuval inciri berbat etti! Pot mu kırdı, bilerek gelecek siyasi pozisyonlara yönelik hamle mi yaptı belli değil ama Erdoğan’ı çok ama çok kızdırdığı kesin.

Hakan Fidan, resmen Türk Milleti’nin hayallerini yıktı! Ne güzel ‘’yerli ve milli’’ KAAN’ımız var derken meğerse ‘motor’ yokmuş!

Hakan Fidan, ‘’CAATSA (İran, Kuzey Kore, Rusya ve Türkiye’ye yaptırımlar uygulayan bir Birleşik Devletler federal yasasıdır) yaptırımları kapsamında KAAN’ın motorları mecliste bekliyor, alamıyoruz; ABD vermediği için üretim imkanı yok. ABD’den onay bekliyor.’’ Açıklamaları kamuoyunda tartışılmaya devam ediyor.

İktidar cenahı diyor ki, bu konuları seçim malzemesi yapmayalım. İyi güzel de, her seçim öncesi petrol-doğalgaz bulan, KAAN’ı seçim öncesi gösterime sunan, Endonezya’ya 48 adat sattık propagandası yapan iktidar değil mi; Endonezya’ya satılan KAAN’lar motorsuzsa, ya ABD motorları vermezse ne olacak?

İktidar dış politika, uluslararası ilişkiler başta olmak üzer, ABD ziyaretini siyasi propaganda aracına dönüştürürken, bu gerçekler dile getirildiğinde siyasetin konusu yapmayalım. Oysa gerçekleri gizleyen, gerçek ötesi algıyla içerdeki sıkışmışlığını Trump’ın ilgisiyle kapatmaya çalışan iktidarın kendisidir. Meseleyi Trump’ın, Erdoğan’ın sandalyesini çekti mizansenine dönüştürmek; siyasi körlüktür.

Türk çiftçisinin zararına karşılıksız gümrük vergilerinin kaldırılması, 235 Boeing alım sözü, Rusya’dan petrol almayın talimatı, S-400, F-16, F-35, Halkbank davası, KAAN motorları… hepsi sadece iktidarın konusu değil, Türkiye’yi ilgilendiren konulardır.

İktidar CHP yurtdışında meşruiyet arıyor derken, kendisinin meşruiyet arayışına girmesi, meşruiyeti meydanlarda halktan istemek yerine ABD’de Trump’tan istemesi; Erdoğan iktidarını sıkışmışlığını, yenidünya düzeninde yeni rollere razı olacağının göstergesidir.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.