
Av. Namık Havutça
Cumhuriyet’in Demokratikleşmesi
Demokratikleşme, tüm vatandaşları, tüm etnik kökenleri ve inançları kapsar. İnsan haklarının, düşünce, ifade ve basın özgürlüğünün, farklılıklara saygının, adaletin ve yargının tam bağımsızlığının sağlanmasıyla mümkündür. Özgürlük, eşitlik ve sosyal adalet ancak bu ilkelerle gerçekleşebilir. Demokratikleşme, Anayasa’da etnik kimlikleri sayarak değil, tüm yurttaşları eşit haklara sahip bireyler olarak kabul eden bir anlayışla sağlanmalıdır.
Dünün “Yetmez ama Evet”çilerini 2010 Anayasa referandumundan hatırlarsınız. Sözde liberal sol aydınlar, ne sol ile ne aydınlık ile ne de halk ile gerçek bir bağa sahiptir. Uğur Mumcu’nun ve Deniz Gezmiş’in anti-emperyalist duruşundan nasibini almamış bu kişiler, emperyalizmin tetikçiliğini yapmaktadır. Sevr’in izlerini taşıyan bu zihniyet, sol ideolojiyi “halkların kardeşliği” söylemiyle kullanarak Anayasa’yı bölmek ve Türkiye’yi, içinden yedi devlet çıkan eski Yugoslavya’ya benzetmek istemektedir. Bekleyin, Anayasa’dan “Türklük” ifadesinin kaldırılmasını da talep edeceklerdir.
Türk halkının, Kürt halkı ile hiçbir sorunu yoktur. On yıllarca süren terör kışkırtmasına rağmen halklarımız arasındaki kardeşlik bağı korunmuş, teröre rağmen birliktelik sürdürülmüştür. Türkiye Cumhuriyeti’nin eşit haklara sahip yurttaşları olarak kardeşlik, barış ve dayanışma içinde yaşamaya devam edeceğiz.
Terör bir insanlık suçudur ve terörün sona erdirilmesi için herkesin katkısı değerlidir. Meselelerimizi akıl ve çağdaş yöntemlerle çözmeliyiz.
Bu süreçte PKK’nın silah bırakması, terörün son bulması ve barış ortamının güçlenmesi elbette olumlu gelişmelerdir. Aklıselim sahibi herkes, şiddetin ve terörün sona ermesini sağlayacak her adımı desteklemelidir. Ancak Cumhuriyet’i demokrasi ile taçlandıracağız diyerek Anayasa’nın 100 yıl önce sağlam temellere oturtulmuş ilkelerinin sarsılması pazarlık konusu olamaz. Ulusumuz, geçmişte bunun bedelini ağır şekilde ödemiştir.
Biz demokratikleşmeden, tüm yurttaşlar için demokratik hak ve özgürlüklerin, düşünce ve ifade özgürlüğünün, basın hürriyetinin, hak arama özgürlüğünün güvence altına alındığı; hukukun üstünlüğünün sağlandığı; yargının tam bağımsız olduğu bir hukuk devleti anlıyoruz. Ayrıca, zayıfların ve güçsüzlerin korunduğu, işçilerin, köylülerin ve emekçilerin ulusal gelirden adil pay aldığı bir düzenin tesis edilmesi gerektiğini savunuyoruz. İşte gerçek demokratikleşme budur.
Sizin demokratikleşme anlayışınız nedir?
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.