Av. Namık Havutça
Belediye Başkan Aday Adaylarımıza
Hep klasik sözdür söylenir: “Türkiye çok kritik bir dönemden geçiyor.” Ancak, bu sefer gerçekten öyle. Türkiye'nin demokrasisi, anayasal düzeni, yargı bağımsızlığı, basın özgürlüğü, ekonomisi, işsizlik, ve çevresini saran savaşlar, terörle mücadele konusunda canımızı yakan olaylar. Toplumsal, ekonomik ve sosyal sorunların çözümü ve hatta tek adresi Siyaset. Siyasi Partiler ve bizim için özellikle CHP, Atatürk'ün en büyük eseri dediği parti. Devletin kurucusu, özgürlüklerin, çağdaş değerlerin ve modern hukukun Türkiye'yi özgürlükçü, çoğulcu demokrasiye taşıyan Kemalist-Devrimci ideolojisinin altı oku.
Karşımızda 2022 yılından bu yana Türkiye'yi yöneten, son anayasa değişikliğiyle neredeyse padişah yetkilerine sahip bir Cumhurbaşkanı var. Her sözü kanun gibi, KHK'lar ile her şeyi düzenleyen, denge ve denetimin işlevsiz hale geldiği 22 yıllık bir iktidar var. Yargı ve yasama organlarının yürütme organının etkisi ve gücü nedeniyle işlevsiz kaldığı, denetim ve denge sağlanamadığı bir Türkiye var. Anayasa Mahkemesinin kararlarını, Anayasamızın 153 ve 158 maddelerinde düzenlenen açık ve yoruma bile kapalı olan emredici kurallarını bile tanımayan bir iktidar var. Katil İsrail'in Gazze'deki lanet zulmünün arkasına sığınarak Türkiye’de Hilafet ve Şeriat çağrısı yaparken onları görmezden gelen, ama iki öğrenci gösteri yaptı diye, gazeteci bir tweet attı diye gece gündüz demeden ters kelepçe gözaltı uygulamaları var.
İşin en kötüsü, Egemenlik Kayıtsız Şartsız Millete ait olduğu rejimde, milleti temsil için seçilen, Anayasaya, Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen Milletvekili görevi yapması engellenen Can Atalay var. Açıkça herkesin gözü önünde çiğnenen bir Anayasa var, uygulanmayan Anayasa Mahkemesi kararları var. 70 gün sonra Yerel seçimler var. Bu seçimlerin ana mottosu nedir derseniz?
Hiç kimse aç kalmayacak, hiç kimse açıkta kalmayacak halkçı BELEDİYE'ler.
Kontrolsüz güç kullanan Genel İktidarı denetlemek ve dengelemek için yerel yönetimler.
Şu an için bunları sağlayanın elimizde kalan tek demokratik yolu Yerel Yönetimlerdir. 2019 yılında yapılan yerel seçimlerde demokrasi güçleri büyük bir zafer kazandı. İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere kazanılan seçimlerde Türkiye nüfusunun yaklaşık %60'ı CHP yönetiyor. Bu Demokrasimiz için, Denge ve denetim için çok büyük bir güçtür. Bunu asla unutmamak gerekiyor.
Şimdi CHP'den Belediye Başkanı Aday adayı olan arkadaşlarımıza peşinen söyleyelim. Beni aday yapmadınız, benim hakkımdı, o zaman ben de şunu yaparım, ben küstüm, oynamıyorum olmamalı. Yukarıda sayılan demokratik dengelerin yanısıra, halkçı ve sosyal politikalar ile yöneteceğimiz Belediyelerimizin halkımız için ne büyük bir değer olduğu açık. Pek çok yerde onlarca aday adayımız aday olmak için mücadele ediyor, her birisi de birbirinden değerli arkadaşlarımız.
Partimizin yetkili organları, belirledikleri yöntemler ile bir aday adayımızı Aday yapacaktır. Dileğimiz odur ki temsilde adaleti sağlayacak bir adil durum ortaya çıksın. Her şeye ve her sonuca rağmen içinde bulunduğumuz hassas siyasal süreç nedeniyle bütün aday adaylarının belirlenen iradeye uymaları ve belirlenen adayın etrafında kenetlenerek seçimlere girilmesi tarihi bir sorumluluk gerektirmektedir.
Zira hiç kimse Parti Tüzel Kişiliğinin üzerinde değildir, aday adayı olan arkadaşlar bu süreçte her olasılığı öngörerek önümüzdeki Siyasal tablonun sorumluluğu ile hareket etmeleri ortak aklın gereğidir. Bu zor süreçte ben değil biz deme, önce ben değil önce partim deme zamanıdır. Demokratik bir Türkiye inşa etmek için önce yerelde güçlü demokrasi, yerelde Halkçı İktidar, sonra Türkiye'de Halkçı Genel İktidar. Biz hazırız, el ele kol kol kola omuz omuza. Karanlıkları ve Korku İmparatorluklarını yıkacağız. Aydınlık yarınları birlikte kuracağız, yakındır.
07.01.2023
24,25,26. Dnm CHP Balıkesir Milletvekili
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.