Kahramanmaraş'ta 6 Şubat günü saat 04:17'de Pazarcık ilçesinde 7,7, aynı gün saat 13.24'te Elbistan ilçesinde 7,6 büyüklüğünde deprem meydana gelmişti. Depremde toplam can kaybı sayısı 40 bini aşmıştı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 17 Şubat'ta CNN Türk canlı yayınına katılarak son duruma dair bilgi verdi. Bakanın “Bizim hazırlığımız İstanbul depremineydi” sözleri sosyal medyada gündem oldu.
Soylu, sözlerinin devamında Kahramanmaraş'ta 2019 yılında risk azaltma planı yaptığı bölümün kesildiğini belirterek sözlerinin tamamını paylaştı.
Bakanın ifadeleri şöyle: "Türkiye AFAD kurulduğun beri 99'depreminden itibaren deprem hazırlığını sürdürüyor. Hem yapısal stoğunu yenilemeye çalışıyor. Hem de depremle karşı karşıya kaldığımızda devletin kapasitesinin, gücünün nasıl olabileceğini ortaya koymaya çalışıyor. Son 3-4 yıldır da 106'nın üzerinde akredite arama kurtarma ekibi yaptık. Türkiye'de bir potansiyeli harekete geçirebilmek...
'Hazırlığımız İstanbul depremiydi'
Bizim aslında hazırlığımız İstanbul depremiydi. 'İstanbul depremiyle karşı karşıya kalırsak bu depremde milletimize nasıl ulaşırız, nasıl yardımcı oluruz'un ben bütün değerlendirmelerimde bütün toplantılarda hedeflerimizin bu olduğunu ortaya koyduk.
'Kahramanmaraş'ta risk azaltma planı yaptık'
Fakat Kahramanmaraş hattı da veya İzmir de bizim için önemli alanlardan bir tanesiydi. 2019 yılında ilk il risk azaltma planını Kahramanmaraş'ta yaptık. O planın bütün illerde yapılması gerektiğini Kahramanmaraş'ta karar verdik. 2021 sonu, 2022 başında bütün planların tamamını bütün illere yönelik bitirdik. 2022 yine İstanbul depremi veya diğer depremlere çekincemizden deprem eğitim yılı ilan ettik. 2023 yılını tatbikat yılı ilan ettik.
'97 bin tatbikat yaptık'
Mersin Akkuyu Nükleer Santral, dahil olmak üzere, hastaneler dahil olmak üzere 97 bin deprem tatbikatı yaptık. 650 bin afet gönüllüsü oluşturduk. Son 3 yılda hangi tecrübeyi yaşamışsak o sonucu sisteme aktarmaya çalıştık. Bugün sahada karşılaştığımız, arama kurtarma yapan bütün arkadaşlarımızı motivasyona sevk etmeye, her birinin kapasitesini yükseltmeye çalıştık. Bütün bunları yaparken de tek bir şey düşündük. Türkiye afet bölgesidir. Türkiye'nin bölgeleri doğal afetlerle karşı karşıya kalmış bir ülkedir. Onun için bizim yapmamız gereken hem bu konulardaki bir rehabilitasyon varsa onları alabilmek, hem de özellikle depreme yönelik yapı stokunun değişmesi ve bir taraftan vatandaşımıza deprem anında neler yapılabileceğini anlatmaya yönelik çabayı ortaya koymak, Türkiye'nin kapasitesini geliştirebilmek.”