Özgür Özel: 'Biz aday olarak Kemal Kılıçdaroğlu'nu isteriz'

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, İsmail Küçükkaya ile Yeni Bir Sabah'da değerlendirmeler yaptı. Bir sene sonrasına bir not bırakan Özel, "Biz seneye bugün iktidarı değiştirdiysek ve Cumhuriyet'in 100. yılını kutlayacaksak ve o Cumhurbaşkanı, Atatürk'ün 'İşte benim Cumhuriyet'imin 100. yılı, işte bana yakışır bir cumhurbaşkanı' ise, bizimde buna katkımız olduysa helal olsun hepimize" dedi.

CHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, Halk TV'de İsmail Küçükkaya ile Yeni Bir Sabah'ın konuğu oldu.

Küçükkaya, yayının başında CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba'dan bugün Özel'in doğum günü olduğunu öğrendiğini söyledi. Özel ise yeni yaşından dileğini, "2019 yılı çok iyi geçmişti. Bu sabah kalkınca bu yıl inşallah iyi bir yıl olsun, iktidar değişsin, CHP iktidar olsun, herkesin yüzü gülsün" ifadesiyle dile getirdi.

Özel'in satırbaşları şöyle:

Kılıçdaroğlu'na linç girişimi davasında 'iyi hal'

Tam bir rezalet. Ülkenin geldiği durumu göstermek açısından böyle turnusol kağıdı gibi. Öncesinde, sırasında ve sonrasında olanlar bir bütün. Öncesinde Süleyman Soylu, valilere 'CHP'lileri şehit cenazelerine sokmayın' diye sözlü talimat verdi. Bu nasıl bir provokasyondur? Esasında bir bütün halinde baktığınızda bu işin başlangıç noktası Soylu'nun provokasyonu, hedef göstermesi ve doğrudan göstermeden talimat vermesiyle başladı.

Tuğla gibi kitabımız var bu linç girişimiyle ilgili. O davadan savcının bile bulmadığı sanıkları numaralandırarak yazdığımız... Kemal beye uğultular başladığında birileri çatıdan tahta dağıtmaya başlıyor millete. Bir çatıya gidip tahta alıyorlar, demir çubuklar istiflenmiş, bir köşede taşlar istiflenmiş. Kemal bey gidiyor, AKP yöneticileri, AKP Genel Başkan Yardımcısı Fatih bey neden elini sıkmamış? Cenaze bu ya, şehit cenazesi... Atmosferde bir şey var. Atmosferi germek istiyor. Hangi şehit cenazesinde Kemal beyin eli havada kalmış da bugün kalmış? Bunu görmek lazım.

Yumruk atmaya çalışıyorlar, arabası kullanılmaz hale gelmiş. Genel başkan içinde diye düşünerek kayalar atılıyor. Eve gidiyor, 'Yakın bu evi' diye bağıran bir kadın. 'O sen misin' diye sorulmamış, mahkemede de ses kaydı incelemesi... Mahkeme şüpheye düştük, ses bu kadına mı ait diye... Görüntüde var, bütün Türkiye biliyor. O yüzden sanık lehine yorumlayıp ceza vermiyorlar. Kadın bu çağrıyı yapmamış gibi... Yumruk atan kişi için de basit yaralama kastı deniliyor.

Adımı Özgür olduğunu bildiğim kadar, Ağrı Dağı kadar gerçek bir şeyden bahsediyoruz. Planlı, hazırlıklı ve önceden hazırlanarak yollandılar. Sen ülkenin siyasetçisini, ana muhalefet liderini öldürmeye çalışıyorlar. Siyasilerden nasıl mesajlar gelmesi lazım? Bahçeli 'Senin ne işin var orada' diyor. Soylu, 'Her yere gidilmez, bende bazı yerlere korkup gitmiyorum. O da gitmesin' diyor. Hedefi gösteren sensin. Erdoğan'dan samimi bir geçmiş olsun telefonu beklersin, televizyondan bile demediler. Neredeyse Kemal beyi suçladılar.

O gün olay olduğunda Milli Savunma Bakanı, 'Arkadaşlar' diyor. Oradaki gözü dönmüş güruh arkadaş olabilir mi? Ona arkadaşsa o bakan da bu memleketten, hepimizden uzak dursun. 'Arkadaşlar mesajınızı verdiniz artık dağılın' diyor. Bu mesaj olabilir mi?

Kemal beyin davasında bu kararı veren hakim şöyle bir noktada. Öncesinde İçişleri Bakanı bunu diyorsa, olay olurken oradaki bakan, vekiller böyle davranıyorsa, sonrasında Cumhur İttifakı'nın iki lideri Kemal beyi suçluyorsa benim vereceğim karar belli diyor. Yumruk atan kişinin elini öpmek için sıraya girmişti bazı AKP'liler. Hakim böyle bir psikoloji ile bu kararı vermiş. Süleyman Soylu günü gelince bunun hesabını verecek ama bu kararı verenlerde verecek. Böylesi bir linç davasında hiçbir kusur yok, hazırlık yok diyen adam bunun hesabını verecek. Bir soruşturma ile bunun hesabını verecek.

İmamoğlu davası

İmamoğlu, yurt dışında bir uluslararası birliğin toplantısında kendisine verilen kürsüde İstanbul seçimleriyle ilgili 'Seçimi önce kazandık, iptal ettirdiler. Tekrar seçim oldu kazandık' diye konuştu. Türkiye'ye döndü. Dönünde İçişleri Bakanı Soylu, Ekrem İmamoğlu'nu hedef alarak, 'Gitmiş yurt dışında Türkiye'yi şikayet ediyor....' diye hakaret etti. Onun üstüne Ekrem beye sordular. Ekrem bey, Soylu'nun ifadesini tekrar etti.

Bunun üzerine YSK, seçimi kendi iptal ettiği için o laf bana söylendi diye dava açmış. İmamoğlu, Soylu'nun ağır tahriki altında kendisine yapılan hakarete aynı kelimeyle cevap veriyor. Ama dava açtılar. Ceza kesinleşirse, İmamoğlu siyasetten men edilecek. Şiir okudu diye 4 ay hapiste tutulan bir kişinin daha sonra parti kurup başına geçip başbakan, cumhurbaşkanı olduğu bir parti nasıl böyle bir akıl tutulmasına tutuluyor ki, şimdi kendi siyasi rakiplerini içeri attırıyor.

Cesaret ederlerse yedikleri demokrasi tokadının 10 katını yerler. Bu millet böyle şeyleri affetmez. Ben cesaret edebileceklerini zannetmiyorum.

Geçen gün Süleyman Soylu mahkemeye başvurmuş. 'Ben o zaman bir şey demedim ama o laf bana da söylenmiş bir laftır. Ben de şikayetçiyim' diyor. Biz zaten bu laf sana söylenmiş diyoruz, YSK'ya ne oluyor?

'Soylu siyaseti bırakacak' iddiası

Bu milletin canını yakan her olayda madden ve manen mücadele etmesi gerekirken bir bakıyorsunuz o pisliğin içinde. En azından fotoğraf çektirmiş. Normal bir gün duramaz. 'Ben Erdoğan varsa varım yoksa yokum' diyor. 'İlk uçakla kaçmam lazım' mantık bu. Bunu böyle söyleyemeyip tersinden söylüyor. Tayyip Erdoğan kazanırsa, kaybederse onla devam edeceğim diyerek Erdoğan'a, 'Beni görevden almayı düşünüyormuşsun, senin kara gün dostun benim kazanırsan da ben artık yokum' diye vatandaşa temiz bir kişiymiş gibi...

Süleyman Soylu, Recep Tayyip Erdoğan iktidarı kaybettiği gün bu ülkeden kaçmaya kalkar.

'Er meydanından kaçanı millet görür'

Seçimi gününden 3 gün önce yapalım deseler biz ona da evet deriz. Biz seçime dünden razı, bugünden hazırız. 56 gün sonra seçime yapalım derlerse biz bunu istiyoruz. Bahçeli bir, iki kere denedi. Dönem tartışması var, ancak seçimler öne alınırsa aday olabilir... CHP, 'Öne alınamazsa aday olunamaz' desin. Cumhurbaşkanımızın önünü kesmeye çalışıyorlar, YSK'ya soralım' falan filan.. Biz iktidara Recep Tayyip Erdoğan'ı yenerek geleceğiz. Kendi aday olmaz 'Ben emekliyim' falan derse bilmeyiz. Er meydanından kaçanı millet görür. Erdoğan'ı seçimle yenerek iktidarın değiştiğini tüm dünyaya göstereceğiz.

'Biz aday olarak Kemal Kılıçdaroğlu'nu isteriz'

Malumun ilamı başka bir şey değil. İmamoğlu, CHP ilçe başkanlığından geliyor. Geldiğimiz noktada, CHP için Özgür Özel ne kadar heyecan duyuyorsa o da o kadar heyecan duyuyor. Bize sorarsanız biz aday olarak Kemal Kılıçdaroğlu'nu isteriz. Çünkü bir parti yürütmenin başına genel başkanını getirirse iktidar olursunuz ama bugün ittifak siyasetine bir ihtiyaç var. Seçmen sandığa giderken bir kucaklaşmaya, birleşmeye oy verecek. Yüzde 60'ın belki yüzde 70'in üstünde bir onayla gelecek bir Cumhuriyet iktidarından bahsediyoruz.

Ekrem beyin de gönlünde, ilk günden beri bu ittifaka gönül, gayret veren, her türlü fedakarlığı gösteren genel başkanımızın 6'lı masadan aday olarak çıkmasını ister. Bunu dile getiriyor.

Genel başkanımızın bize çizdiği bir çerçeve var. '6'lı masanın tam mutabakatı' ve '13. cumhurbaşkanı altılı masadan' diye. Adayımız Kemal Kılıçdaroğlu'dur kesinlikle demiyoruz. 6'lı masa gösterirse onur duyarım demişti genel başkanımız, o noktadayız. 6'lı masadan kesin karar çıkana kadar pozisyonumuzu koruyoruz. Özgür Özel'in de kişisel görüşü, Kemal Kılıçdaroğlu'nun Elazığ'da o okulu açtığında gitmesinde cumhurbaşkanı olarak gitmesidir.

Elazığ'daki billboard provokasyonu

Doğu'da, Güney Doğu'da CHP hem kendinden kaynaklı hem kendisi dışında sorunlar nedeniyle önemli bir güç elde edememişti. Hem Kemal beyin samimi duruşu, hem CHP'nin şeffaf pozisyonu, kimseyi ayırmayan tavrıyla, ittifak siyasetinin iklimiyle şimdi Türkiye'de bambaşka rüzgarlar esiliyor. Elazığ'da sokakta yürüyemedik. Genel başkanımız esnaf ziyareti diye çıktı, mitinge döndü. Partimiz birlik, beraberlik içinde. Elazığ'da nereye gittiysek CHP'den memnunlar. İki vekil garanti, üçe bakın diyorlar.

40 yıl sonra bir milletvekili çıkmış, ikincisi gelir mi umuduyla soruyorum. 'İki garanti siz üçe bakın' diyor. Birileri biz Elazığ'a gittiğimiz gece billboardlara provokatif şeyler yaptılar. 'Ben AK Partiliyim ama Kemal beyden özür dileriz. O yapılan terbiyesizlik' diyorlar.

Sağlıkçılar

Sağlıkçılara söz verildi ama adımın Sağlık Bakanlığı tarafından atılması lazım. Kılavuz yayınlanmadı ve ciddi bir panik var. 2020 KPSS puanları yanabilir. Bu konuda Fahrettin Koca zaman geçirmeden adım atmalıdır. Bu işin her gün takipçisi olacağız.

EYT'liler

Kimseyi ayırmadan çözeceğiz. EYT'liler var. Bir de Emeklilikte MHP'ye takılanlar var. CHP, İYİ Parti, MHP, HDP 'EYT'yi çözeceğiz' diye söz verdik. Meclis'te İYİ Parti önerge verdi, MHP de oy verdi. Erhan Usta o zaman MHP Grup Başkanvekili. İlk oylamada geçti. O aradaki ikinci oylamada Erhan Usta'yı görevden aldı Devlet Bahçeli ve EYT'ye 'hayır' oyu verdiler.

(HDP'liler ile yan yana görünmemek için 'hayır' dedi iddiası) 1 Ekim günü sayın Bahçeli Meclis'e gelecek 60 HDP'li vekil yan tarafta oturuyor. Nasıl yan yana görünmeyecek? Millet oturdu onları yan yana. MHP, İYİ Parti, CHP, HDP yan yana imza attığı danışma kurulu tutanakları var... Meclis çalışmaz yoksa kardeşim.

MHP getirsin biz oy verelim dedik. O yüzden bunlar samimi değil. Şimdi laf oyunlarıyla 'formül' diyorlar. Ayrımsız, kimseyi dışardan bırakmadan EYT'yi çözeceğiz.

Sosyal konut projesi

Sosyal konut, sosyal demokrat bir partinin karşı çıkacağı bir şey değil. Temelde sosyal konut denilince biz destekleriz. Bu projeyi de destekliyoruz ama 1 Ekim tarihinde bir kanun teklifimiz olacak.

Eve geçene kadar 5.500 lira alan asgari ücretli parayı nasıl ödeyecek? Eve geçmeden taksitler başlamasın, peşinat olmasın, 6 ayda bir zam gelmesin, düşük bir faiz oranı gelsin diyoruz. 1 Ekim'den sonra Meclis'te oylayacağız. Şu anki durum tamamen bir kurmaca.

Ben dedim ki 5 milyon kişi başvurur. Çünkü Türkiye'de en az 5 milyon kişinin başka türlü ev alma ümidi yok. Başvuran 20 kişiden 1'inin ihtiyacı karşılanıyor bu 'büyük' projeyle.

Kötü haber şu. TOKİ'nin 2018 yılında teslim etmediği ve davalık olduğu ev sayısı 55 bin. Evler maalesef çok kalitesiz. İyi haber var. İktidar değişiyor. Bu projeye girin, devlette devamlılık esastır. Halkın yararına bir iş yapılmaya çalışıyorsa biz bunun kusurlarını gidererek, iktidarımızda teslim edeceğiz.

'İstanbullu bunlara bir demokrasi tokadı attı'

Bugün Anadolu Adliyesi'nde yargılanan İmamoğlu değil, İstanbullunun iradesi. Hem de 2 kez verdiler bu kararı. 'İstanbul'da farklı bir ses, nefes istiyoruz. Bu kadar yolsuzluktan, israftan, haksızlıktan bıktık. Bir de İmamoğlu yönetsin bakalım' dediler. 13 bin 600 oy farklı kararlarını bildirdiler. Birileri bu farklı küçük gördü, seçimleri yenilediler. Devlet Bahçeli, 'İstanbul'a gidiyorum mitili sereceğim, seçimi alıp geleceğim' dedi. Mehter marşları ile gittiler, İzmir marşı ile döndüler. Neden? Kimse dönüp yüzlerine bakmadı. AK Partili arkadaşlarımız, 'Öyle büyük bir hata oldu ki kendi seçmenimizden yüz bulamadık' diyor. 806 bin fark oldu. İstanbullu bunlara bir demokrasi tokadı attı. Şimdi o iradeyi yargılıyorlar.

'Borsa baş aşağı çakıldı'

Borsada suç işleniyor, hırsızlık yapılıyor. Sayın Nebati, geçtiğimiz haftalarda 'Borsa rekor üstüne rekor kırıyor. Küçük yatırımcının yönü belli' dedi. Borsada 3 milyon yatırımcı var, borsadaki kağıtların elinde 3 bin 800 kağıt var. Nebati öyle deyince insanlar borsaya gittiler ve büyük bir manipülasyon sonucunda borsa baş aşağı çakıldı. İnsanların elindeki ufak ufak yatırımları hiç oldu. İş sadece bu değil. İş o kadar büyük ki borsada inanılmaz satışlar yapıldı günlerdir kapatılamıyor.

Birileri oyunun kuralların dışına çıkmış, bilmemesi gereken bilgileri kullanarak yalan yanlış işler yapıyorlar. Halk Bankası kurumsal olarak dün 9 milyar lot alım yaptı kendi kağıdına. Yani bazı spekülatörlerin zararını karşıladı. Garibanın, asgari ücretlinin hazinede kendine aktardığı parayı harcıyorlar. Bunun hesabının sorulması lazım. Büyük oyun Nebatinin baş spekülatör olduğu oyun.

Geniş zamanlı konuşacaksın. 'Orta ve uzun vadede borsaya güvenin' dese ben bir şey demem, öyle yapmıyor. 'Son günlerde borsa kazandırıyor, paranızı buraya yatırın' diyor. O dedikten sonra küçük yatırımcı borsaya giriyor ve baş aşağı çakılıyor. Küçük balıkları büyük balıklara yem etti Nebati. Bu kadar kötülük, haksızlık kasten yapılır. Nebati yapmıyorsa, ipini elinde tutanlar yaptırıyor. Bu kadar kötülük tesadüfen yapılmaz.

Af gündemi

Biz ilkesel olarak affa karşı değiliz. Kader mahkumlarının ve ıslah edilip topluma kazandırılması gereken kişilerin daha fazla hem de kapasitenin çok üzerinde, insanlar nöbetleşe uyurken cezaevinde tutulmasına gönlümüz razı gelmiyor. Türkiye'de maalesef af tartışılması gerektiği gibi tartışılmıyor. Af dediğimiz şey toplumsal mutabakattır. Toplumun genelinin rıza göstermesi gereken bir şeydir. Suçtan zarar görenler ve onların yakınları çok önemlidir. Af uygulandığı zaman toplumun vicdanında karşılık bulacak mı bulmayacak mı bunun toplumsal mutabakat ile sağlanması lazım.

Bahçeli'ye soruyorlar, soran gazeteciyi fırçalıyor. Bugün kurmayı başka bir hamle yapıyor. Af dediğiniz iş diş macunu gibidir. Çıkarması kolay ama tüpe koyması zordur. Af lafını dikkatli kullanın. Cezaevinde yüz binlerce, dışında onların milyona yaklaşan yakınları var. Bu insanlar ümitlendirip sonra sükutu hayale uğratmamak lazım. Bu toplumsal mutabakat işidir. Cumhuriyetin 100. yılında bir af olacaksa, bu mutabakatın Meclis'te aranması lazım.

Türkiye, Türkiye olsa. Liderler otursa, konuşsa. Bunun yapılması lazım ama bunu bu cumhurbaşkanının yapması mümkün değil. Okul açılışına vali yollamayan adam böyle bir tartışmaya girmez ama Kemal Kılıçdaroğlu ya da 6'lı masanın belirlediği bir cumhurbaşkanı olsaydı bu işleri böyle çözerdi.

İmamoğlu için bir günlük yasak

Anayasaya aykırı. Anayasaya aykırı talep ve anayasaya aykırı onay. Mahkemeyi isteyen herkes gelip izler. Bunu kısıtlamaya yetkisi mahkeme, duruşma açıldıktan sonra belli şartlar varsa hakimin verdiği karar. Sen bu kararı alarak tamamen anayasadaki mahkemelerin ve yargılamaların aleniliği ilkesini çiğniyorsun.

Özel'den 21 Eylül 2023'e not

21 Eylül 2023'de gençlerimizin yurt dışında hayal kurmayacağı, bütün dünya gençlerinin burada hayal kuracağı bir Türkiye ümit ediyorum. Böyle bir Türkiye'yi hayata geçirdiysek demek ki artık bütün sorunlar çözülmedi ama çiftçisinden memuruna, emeklisinden emekçisine herkesin daha çok umudu var demektir. Biz seneye bugün iktidarı değiştirdiysek ve sadece beş hafta sonra Cumhuriyet'in 100. yılını kutlayacaksak ve o Cumhurbaşkanı, Atatürk'ün 'İşte benim Cumhuriyet'imin 100. yılı, işte bana yakışır bir cumhurbaşkanı' ise, bizimde buna emeğimiz, katkımız olduysa helal olsun o zaman ona hepimize. Bunu başaramadıysak eğer boynumuz çok bükük olur, çok üzgün oluruz ama Türkiye'nin de geleceği çok karanlık olur. Ben bu yıla inanıyorum, bu yılın çok iyi geçeceğine, hep beraber başaracağımıza... Seneye bugünden iyi olup önümüzdeki yüzyıla çok daha iyi bakacağımıza inanıyorum.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Politika Haberleri

AKP'li üst düzey isimden dikkat çeken çıkış: Teşkilatı uyardı
CHP lideri Özel'den yangın tepkisi: Yaşadığımız kriz, milletin yanında olmayan devletsizlik krizidir
Özel'den 'komisyon' açıklaması: 'Nitelikli çoğunluk olmazsa "evet" demeyeceğiz'
Millet Büyüktür Ve İktidar Değiştirmeye Muktedirdir
Özgür Özel'den Erdoğan'a: "Cesaretin varsa çık milletin karşısına"