Haber Global ekranlarında yayınlanan Siyaset Özel programının bu akşamki konuğu Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce oldu. Canlı yayında Türkiye gündemine ilişkin önemli açıklamalarda bulunan İnce, Abdullah Gül'ün Millet İttifakı'nı birleştirebileceğini söyledi.
Programdan önce çıkan başlıklar:
Medyanın önemli bir kısmı iktidar tarafından geri kalanı da muhalefet tarafından yönetiliyor. İktidar medyasında muhalefeti eleştirirseniz yer alabilirsiniz ancak. Beni buraya davet ettiniz, yayını kesmeyin, yoksa giderim.
Ekonomimiz gerçekten zorda. Bazen Allah'ım aklıma sahip çık diyorum. Birisi çıkıyor herkes birini işe alsa işsizlik çözülür. Muhalefet her muhtara bir özel kalem müdürü diyor. Marketlerdeki fiyatlar neden pahalı? Bir gübre pahalı. Çünkü amonyum sülfat yüzde 41 artmış. ekim alanları yüzde 11 azalmış. Köprü pahalı, otoyol pahalı, doğal gaz pahalı. Bunlar pahalı olunca diğer ürünlerin pahalılaşmaması mümkün değil. Muhalefet, deftere yaz ben gelince önderim değil de bunlardaki KDV'yi düşür dese, indirimler yap der ki, yoksulların gıda fiyatları ucuzlasın. Bu bir öneridir. Marketleri suçlayan Erdoğan, deftere yaz diyen Kılıçdaroğlu, indirim yapın diye Bahçeli hepsi de bir şekilde iktisat okumuşlar. Allah'tan fizik okumamışlar! Bu sorumsuzca örnekleri şaşkınlıkla izliyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın her açıklaması çelişkili. Seçimle Erdoğan da gelse kim gelirse gelsin seçimle gelen MB'ye müdahale etmemelidir. Yeniden seçilmek isteyeceği yanlış yönlendirebilir. Bu sebeple bağımsız olmalıdır. Yeniden seçilmek için ülke ekonomisini yanlış yönetebilir.
"ENFLASYON DÜŞMEDEN FAİZİ DÜŞÜRMENİZ BİR İŞE YARAMAZ"
Enflasyon düşmeden faizi düşürmeniz bir işe yaramaz. Bu göstermelik bir iş yaptıkları. Stokçularla mücadele edeceğim, diyor. Şimdi stok ne zaman anılır? Hiper enflasyonun kavramı. Stokçuluktan söz ediliyorsa hiper enflasyon olduğu kabul ediliyor demektir. İnsanlar önlerini göremedikleri zam stok yaparlar. İleride daha çok pahalanacağını düşünerek. Stokçuluğun sorumlusu sensin. Erdoğan'ın kamuoyunda güvenilirliği yok. Dolara yatırım yapan yaya kalır, demişti. Geldi 13 liralara. Şimdi de stok yapmayın derken aslında zihninin arka tarafında insanlara "stok yapın" diyor. Egosu yüzünden memleketi duvara toslatıyor. Ben yüksek faiz taraftarı değilim ama akıllı yapılması bazı işlerin.
MGK'da eğitim alan subaylara da sesleniyorum. "Dış güçler ekonomimizle uğraşıyor", "Ey Aziz milletim Avrupa'ya bakın raflar boş" bunlardan sadece bir tanesi doğru olabilir, ikisi birden doğru olamaz. Biri diyor ki "Kestane balının diyarı Zonguldak'tan sevgilerimi gönderiyorum." Bunun gibi Erdoğan gerçeklikten çıkmış. Şu anda yönetilmiyoruz, savruluyoruz. Erdoğan'ı çevresindeki insanların kandırdıklarını düşünüyorum. Bir kere markete gidiyor, "Fiyatlar ucuz" diyor. Kime göre? İşçiye ucuz mu?
BAE için 15 Temmuz'dan sonra ne diyorduk? "Terörü finanse ediyor" barışıyoruz. Sisi'yle İsrail'le de barışıyoruz. 40-50 milyar dolar harcadığımız Esad'la neden barışmıyoruz? Asıl para orada. Bir yandan dış güçler diyorduk BAE için. Şimdi dostumuz oldu. Saraylarda karşıladık.
"DIŞ GÜÇLER DAHA ÖNCEDEN YOK MUYDU?"
Akılsız politikalara MGK da kendini alet ettiriyor. Libya'da var olması mavi vatanı savunmak başka bir şeydir. Bu konuda devletimin yanındayım. Türkiye Azerbaycan'a yardım etmeliyiz. Doğru buluyorum. Ama akılsız politikalarının sonucunu dış dünyaya bağlamak. Almanya bizim batmamızı istemez, BMW üretmemizi de istemez. Batarsak nasıl satacak? Bizim bir dengede kalmamızı sağlar. Aklı biraz çalışan insanların bu oyunu göreceklerine inanıyorum. Dış güçler yeni mi çıktı Allah aşkına? Özal'ın Demirel'in, Ecevit'in Atatürk'ün döneminde yok muydu? Erdoğan'dan sonra dış güçler olmayacak mı? Bu bir bahane olamaz mı?
"HER YERDE BİR KİŞİ KARAR VERİYOR"
Artık Türkiye parti devleti oldu. Böyle olunca MGK gibi kurumların da bir fonksiyonu kalmadı. Şimdi MGK için güzide bir kurul diyenler vardır ama bizim için hiçbir zaman olmadı. Buralarda artık tek kişinin kararı söz konusu. Kimin bakan olup olmadığı önemli değil. Geçen üç kişiye bakanları sordum. Sayamayız, dedik. Çünkü bir hükmü yok. Elvan gitmiş Nebati gelmiş. Bir şey değişmiyor. Kim olursa olsun kararı aynı kişi alacağı için. Her yerde bir kişi karar veriyor. Özgeçmişi yeterli de olsa kararları aynı kişi verecek. Ben Cumhurbaşkanı olsaydım, ekonomiye ve dış işlerine kesinlikle iyi pişmiş birilerini, bu işin ilmini görmüş birilerinin gelmesini önemli bulurdum.
"MİLLET İTTİFAKI SİYASİ PARTİLER KANUNUNDAN BAHSETMEYEREK UYANIKLIK YAPIYOR"
Devlet başka onu yönetenler başka. Partili bir cumhurbaşkanı olmaz. Eylülden bu yana döviz konusunda tam 8 kez konuştu. Hepsinde de döviz arttı. Millet İttifakı'nın parlamenter sistemle ilgili güzel bir açıklamasını gördüm. Ama uyanıklık yapıyorlar. Neden siyasi partiler kanunu yok? Niye genel başkanlık devam ediyor. Liyakatın olduğu bir kamu düzenini kurabiliriz.
"FAİZ TALİMATLA DÜŞMEZ"
Faiz talimatla düşmez. Bu olmaz. Memleketi batırırsın. Kural bir, hukuku yükselt, faizi düşür. Huzur, hukuk, hakkaniyet, özgür medya, etkin bir yargı, konuşan bir üniversite, kuralların işlediği kamu düzeni ve piyasa ekonomisi, marka üreten bir Türkiye, öncelikli sektörleri belirlememiz lazım. Turizm, sanayi, tarım. Varillerle zeytinyağı satılır mı? Marka üretmeliyiz. Üretim ekonomisini kurmalıyız. Soyayı alıyoruz. Onu işlemeden hayvanlara veremezsin.
"TURİZM POLİTİKALARI YANLIŞ"
Yazılım merkezi olabiliriz. Allah nasip eder Cumhurbaşkanı olursam o sarayı yazılım merkezi yapacağım. Ben de Çankaya'da oturacağım. "100 milyon turist 100 milyar dolar gelir" bu hedefi koymalıyız. Turistler Antalya, Muğla, İstanbul'a gidiyor. Başka bir yer yok mu? Turistler hep aynı yere gidiyorsa turizm politikası yanlış demektir. Beş yıldızlı bir demokrasi kurmalıyız. Yine bir başka konu. Norveç bizim sekizde birimizdir evet, 1 trilyon dolar varlık fonu. Bunu gelecek nesillere ayırmış. Biz de doğmamış çocukların parasını yiyoruz. Bunu çözebiliriz. Bu inanç bu toplumda var. Kanunla aidat alıyorsunuz. O kanunla topladığın paraları üyelerine dağıtacaksın. Ne odalar ne de iktidar 20 yıldır değişmiyor, birbirlerinden besleniyorlar. TÜİK'e göre enflasyon yüzde 20 gerçeği yüzde 40.
"ŞEFFAF BİR YÖNETİMİ OLMALI"
Uzun vadede hukuk devleti olmadan, kamuda liyakatı kurmadan, şeffaf bir kamu yönetimi kurmadan kamuyu yönetemezsin. Genel başkanı üyeler belirlesin, siyasi partiler kanunu da demokratikleşsin, bunları kimse söylemedi.
Bir çocuk bezinin tanesi 3 lira. Asgari ücretlisiniz. "Eyvah!", her seferinde 3 lira gitti. KDV yüzde 18. Çocuk bezinden KDV alınıyor. 3 çocuk yap demeyi biliyorsunuz. Sen çocuk yap, yüzde 18 KDV öde, ben saraylarda yaşayayım, halk ekmekte kuyruklar var görüyorsunuz. 50 lira için kuyruklar oluşuyor. Bu durumda yaptığımız iş fırıncıları suçlamak. ÖTV'yi KDV'yi düşüreceksin. Ondan sonra sen bunu konuşursun. 35 senede Türkiye bir bebek bezi sorununu çözememiş Türkiye. Bebek bezinde KDV olmasını ben toplumun utancı olarak görüyorum.
"ÖYLE YA DA BÖYLE SEÇİME GİDİYORUZ"
Seçim için artık maksimum bir buçuk sene. Seçim kanunu henüz değişmedi. Öyle ya da böyle seçime gidiyoruz. Ben gençlere bir öğretmen ağabeyleri olarak sesleniyorum, sakın bu ülkeden gitme hayalleri kurmayın. Bu ülke hepimizin. Yurt dışına okumaya gidin ama burayı terk etme hayali kurmayın. Biz bu ülkenin derelerini, nehirlerini koruyacağız. Özgürleştireceğiz bu ülkeyi. İkincisi de sakın şiddete bulaşmayın. İktidarlar muhalefetlerin şiddet kullanmasını ister. Karşı tarafın elinde daha çok güç vardır, sizi ezerler. O yüzden kendinizi ezdirmeyin. Tabii ki eleştiri olacak ama şiddete bulaşmadan. Gençlere çok güveniyorum. Derebeylerini kadınlar yıktı. Kadınlar sayesinde anneler sayesinde dere beyleri yıkıldı.
"TEK BAŞINA 50+1'İ ALACAK GİBİ ÇALIŞACAĞIZ"
Cumhur İttifakı'nın içinde olmayacağız. 900 bin Suriyeliye vatandaşlık verildiğini ve bunun çok gizli yürütüldüğünü ve bu konuda bir kanun teklifi verilmesi ve vatandaşlık alan kişilerin 10 yıl oy kullanmaması gerektiğini konuştuk. Önceden koalisyonları çok suçluyorduk. Hiç değilse daha ahlaklıydı. Hiç değilse kamuoyunun gözünün önündeydi. Şimdi hiç ilke falan yok. Böyle bir siyaset de yok. Bazı şeyler saklı gizli yapılıyor. Basın toplantısına inmiyorsun. Herkesle açıklama yapıyorsun da, onunla neden yapmıyorsun? Böyle ittifak olmaz. Biz tek başına 50+1'i alacakmış gibi çalışacağız. Ecevit kahvehanelerde sandalyelerin üzerinde konuşuyordu. Anadolu'yu dolaşırken hiç kimse bir ihtimal vermiyordu. "Ecevit bölücü" diyenler hiç iktidar olamadı Ecevit iki sefer başbakan oldu. Seçime 3 ay kala bakacağız olmadıysa bu iktidarı değiştirmek için elimizi taşın altına koyacağız.
"MİLLET İTTİFAKI TEK BİR ADAYDA ANLAŞAMAZ"
Millet İttifakı tek bir adayda anlaşamaz. Çatı çalışması yanlış olur. İkinci tura kalamazsak Erdoğan'ı göndermek için kime destek vermemiz gerekirse ona destek veririz. Ekmelettin İhsanoğlu'nun adaylığında seçime katılım yüzde 74 biz aday olduğumuzda yüzde 84'tür. O yüzden ikisi arasında fark var. Ben kaybettim, Akşener de kaybetti. Çatı aday da kaybetti. 10 puan arttı katılım. Yenmek istiyorsanız katılımı yükseltmelisiniz. Katılımı artırmadan Erdoğan'ı yenmeniz zorlaşır. Çoklu aday olunması lazım. Her zaman çoklu aday doğrudur. Matematik bilimine uygundur.
"MİLLET İTTİFAKI EĞER Kİ ANLAŞAMAZSA BENİ ADAY GÖSTEREBİLİR"
Muharrem İnce Cumhurbaşkanı adayı olacak diye bir kural yok. Ben önce memleketi düşünüyorum. Millet İttifakı eğer ki anlaşamazsa beni cumhurbaşkanı adayı olarak gösterebilirler. Emeğim olan bir partiden ayrıldım, yeni parti kurdum. Yola çıktım, Memleket Partisi'ni iktidar yapmak için çalışıyorum. 20 bin civarı üyemiz oldu. Üye sayısını sınırlı tuttuk, kurultay için. Hızlıca artacak, teknik nedenlerden dolayı düşük kaldı. Sandık kurulur, genel başkan da aday olur, bizde aynıdır. İlkeli siyasetten yanayım. Söylediğim şeyler değişebilir ama başkalaşmaz. Üyelere sandık konulmalı ve genel başkan da sandığa girmelidir. Başka birisi çıkarsa genel başkan koltuğu bırakmalı ve saygı duymalıdır.
Parlamenter sisteme geçelim ama bizim arkamızda dursun, siz emir eri mi arıyorsunuz? Ben seçilirsem rektör atamayacağım, birinci kim çıkarsa onu imzalayacağım. Hem düşük profilli hem laf dinleyecek hem de Erdoğan'ı yenecek, olmaz. Ben de denedim olmadı. Hiçbir şey böyle değildi. Tek partinin adayı olarak denedim. Parti 22 aldı, ben 31 aldım. Bugün olsa 51 olurdu. Erken denemiş olduk. Herkes bir ikinci hakkı hak ediyordur. 41 senede CHP hiç 31 alamadı. Bir kere aldı, o da benim seçimimdi aldı. AK Parti seçimlere kırık testiyle girdi. Burada hakkımı teslim etti. 51 günde bu kadarını yapabildim. Afişlerimi otel odasında çektirebildim. İlkeli siyaseti terk edemem. Bakan seçerken ne başörtüsüne bakarım, ne Kürtlüğüne ne de aleviliğine ben sadece liyakatlığına bakarım. Kimlik ve kıyafet siyaseti geride kaldı. Kardeşlerimden birinin başı açık birinin başı kapalı. Bu, benim hayatım. Bu Türkiye zaten. Ben eş konularını hiç konuşmadım. Erdoğan'ın eşinin ne kendisini ne de başörtüsünü hiç konuşmadım. Konuşmam da.
İkinci şanstan kastım milletin bana vereceği ikinci şans. Bana millet yüzde 31 olduysa yüzde 51 de verecektir. Millet İttifakı çok sıkışırsa ben buradayım. O seçim geride kalktı artık, önümüze bakalım. İnsanlar ekmek kuyruğunda kamyonlar dışarıya un taşıyor.
Barış Pınarı operasyonu başladığında ben Brüksel' gittim. Sosyalist milletvekilleriyle görüşmeler yapıp, işgalci olmadığımızı haklı olduğumuzu söyledim. "Bana Erdoğan'ın avukatı mısın?" dediler ben de "Onun rekabeti Türkiye'nin avukatıyım dedim. Irak'ta çocukların üzerine bomba yağarken siz nasıl sosyalistsiniz?" dedim. Son tezkerede milletvekillerimiz "evet" oyu verdi. Tabii ki destekliyorum. Türkiye'nin güvenlik kaygılarını yok etmesi lazım. Bir taraftan da insanlarımızın yoksulluğu var. Sisi, İsrail ve BAE ile barışıyorsan Esad'la da barış. Yardım edelim ama sokaklarımızı da böyle doldurmayalım.
"LİBYA'DA OLMALIYIZ, DESTEKLİYORUZ"
Tezkere aynı. Süresi 2 yıl. Buna biz de şerh koyduk. Bizim duruşumuz aynıdır. Diyarbakır'da söyleyemediğimiz bir şeyi Diyarbakır'da söylemeyiz. Ne işimiz var Azerbaycan'da diyemeyiz. Tam tersi Erdoğan az yardım yapmıştır. Ben daha çok ederdim. Libya'da da olmalıyız doğrudur. Destekliyoruz.
"CHP'DE SİYASET YAPMAK KOLAY İŞTİR"
Yolda size katılanlar olur, yolda takılanlar olur. CHP'de siyaset yapmak kolay iştir. Her şey var. Bize geleceksin para harcayacaksın. Hepsi cepten. Bu zor bir şey. Acayip büyük bir iş başardık. Kimseye gönül kırıklığım yoktur. İktidardan engelleme ile karşılaşmadık. Karşılaşsak oyumuz artardı. Ama başka engellerle karşılaştık ama önemsemiyorum onları. Bir partide üye görünürler başka partiye oy verirler.
"SURİYE SORUNU TEK BAŞINA AK PARTİ'YE AİTTİR"
Tanju Özcan'ın göçmen politikalarını abartılı buluyorum. Bolu'da iş yapar. Bolu'yu alır. En son oğluyla görüştüm. Suriyelilerin 9 milyonunu biz bakıyoruz. Politikanın başı yanlıştı. 2002 yılında terör, eğitim, sağlık, ABD sorunları vardı. Suriye sorunu tek başına AK Parti'ye aittir. Suriye ile ilgili hiçbir sorun yoktu. 1980'den 2002'ye kadar Suriye ile Türkiye 13 anlaşma imzalamış. AK Parti döneminde ise 49 anlaşma imzalanmış. Suriye politikası baştan sona yanlıştır. Esad'la masaya oturup Şam'a büyükelçi gönderip göçmenlerden nasıl kurtulacağına bakacaksın. Kayıtlı kayıtsız 300 bin Afgan var ne demek? Yabancı düşmanı değilim. Ben ülkemi düşünüyorum.
Çıkan bir videoda Arap bir çocuk bana soru sormuş ben cevap vermemişim diyorlar. Ben duymadım. Ben öğretmenim benim gözümde bütün çocuklar aynıdır. Afganlar; karılarını, kızlarını bırakmışlar koşarak sınırdan giriyorlar. Yardım etmeye, vicdana evet. Müslüman olmaları önemli ama olmasalar da yardım etmeliyiz. Bulgarlara da yardım ederiz. Tabii ki din kardeşlerimize yardım edelim ama çoluk çocuğunu bırakıp 25 yaşında adam koşup gelecek. Kusura bakmasınlar. Merkel açıkladı, Türkiye'nin en iyi yaptığı iş mülteci deposu olmaktır. Sen de tehdit ettin, "Açarım kapıları" dedin. Demek ki sen ensar değilsin.
"SİYASET DİLİNİN NORMALLEŞMESİ LAZIM AMA EZİK SİYASETİ DE DOĞRU BULMUYORUM"
Kılıçdaroğlu ilk "helalleşme" olayını 'Benim partimin de açtığı bir sürü yaralar var' dedi. Çok tepki aldı. Sonra çıktı, "Ali İsmail Korkmaz ile helalleşmemiz lazım" dedi. Varlık vergisi dışında saydığı hiçbir şeyde CHP'nin suçu yok. Erdoğan'ın bir iddiası var, "Camileri ahır yaptı bunlar." Hitler Trakya'ya dayandı. İsmet Paşa Trakya'yı insanlardan boşalttı, camilere saman doldurdu. İsmet Paşa'yı savunamayacaklarsa ben savunurum. Şimdi 80 senedir söylenen bir yalana sığınarak özür dilemen gerekiyorsa ben yokum orada. Helalleşmek güzeldir. Çok yaptığım bir iştir. Helalleşme vicdanidir. Hesaplaşma siyasi. Aklanma mahkemede olur. Bu kadar kutuplaşmanın olduğu bir yerde helalleşelim. Siyasetin dilinin normalleşmesi lazım ama ezik siyaseti de doğru bulmuyorum.
Herkes katılır, konuşur canlı yayında. Buna Erdoğan katılmaz. Ama diğerlerine sesleniyorum. Beş dakika boyunca herkes içini dökebilir. Öyle helalleşme olur. Ben 81 vilayeti gezdim. En işlek caddelerde yürüyorum. 4 Eylül'den bu yana bana seçimi soranlar olmadı daha.
"AK PARTİ'DEN DE CİDDİ OY ALIYORUZ"
Sadece CHP'den değil AK Parti'den de çok ciddi oy alıyoruz. CHP'den oy koparan bir parti değiliz. "19 yıldır AK Parti'ye oy verdim, bir 19 yıl daha gelse CHP'ye oy vermem ama sana oy vereceğim" diyenler var.
"İLK ANKETİMİZ 17 MAYIS 2022'DE YAPILACAK"
Anketlerle hiç ilgilenmiyorum ama öyle 1-2 değiliz buna eminim. İlk anketimizi 17 Mayıs 2022 yılında yaptıracağız. Anketlerin çocuğunun masa başında ve para karşılığında yapıldığını biliyorum. O yüzden hiç ilgilenmiyorum. Baraj sorunu yaşamayacağımıza inanıyorum. Gaziantep'e anlı şanlı bir giriş yapacağız. Çorlu'da ilçe binası açılışı yapacağız. Yavaş yavaş örgütlenme işini bitirmek üzereyiz.
1994 yılında iki çocuğun sınav sonuç belgesi önümdeydi. Adaletsizlik vardı. Din kültürüne 4 kat sayı verilmiş matematiğe 1 kat sayı verilmiş. bunu ortaya çıkardım. Sonra bakanlık ilk kez kat sayıları kamuoyuna açıkladı. Bana ne yaptılar bunca zaman deseler, Gençlerin hakkının yedirilmemesi için böyle bir açıklama yaptım" derim, 30 yaşında genç bir öğretmen olarak. Çok zorluklar çıktım. Fakir ama gururluydum. Saçlarım vardı ve siyahtı.
Abdullah Gül Millet İttifakı'nı birleştirir. Meral Akşener ve ben bastırdığımız için Abdullah Gül'ün adaylığından vazgeçtiler. Yoksa adayları Abdullah Gül'dü. Ben Memleket Partisi adayının demokratik yollarla seçilip aday olarak inşallah ben seçileceğim diye düşünüyorum. Bunun hazırlığındayım. Takip ediyorum. Kılıçdaroğlu vaatlerde bulundu ama adayım demedi. Akşener, "Ben başbakan adayıyım" dedi. Ben en çok oy alan kişinin aday olmasını isterim. Adaylık için Abdullah Gül üzerinde anlaşacaklarını duyuyorum. Acaba cumhurbaşkanı seçmekten vazgeçmek ister mi millet? Bir de bu var. Peşin konuşmak seçimi kazanmadan 360 400'ü geçmeden başbakanlığa aday olursunuz ama millet verir mi bu hakkını geri?
Bu ara yoruldum. Köye gideceğim. Dağda yürüyüş yapacağım. Bu hafta sonu mutlaka yapacağım. Pazartesi Ankara'ya gideceğim sonra torunla oynayacağım. Enerji depolayacağım. Memleket isterim dal mavi, gök yeşil, tarla sarı olsun.... Bunu söyleyeceğiz hep birlikte. Helalleşip gidelim de arkamdan konuşmayın sonra.
Muharrem İnce, Nihal Bengisu Karaca ile girdiği tartışmada şunları söyledi:
"Memleket yangın yeri her meseleyi başörtüne getiriyorsunuz. 3 yaşındaki çocuklar da başörtüsü taktı ama o çocuklar süt bulamıyor süt, gel bunları konuşalım! Ben ilgilenmiyorum isteyen açar, isteyen kapatır. Buradan ekmek çıkmaz! Atatürk ne yapmış? Atatürk'ün talimatı var. Kadınların başörtüsüyle uğraşmayın diye."