Kılıçdaroğlu'ndan iktidara yakın medyaya: Akıl var, mantık var; dediğimi anlamıyor musunuz?

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Arnavutköy Kültür, Spor, Eğitim ve Yaşam Merkezi Açılış Töreni'nde gündeme dair açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, TOKİ'nin son projesindeki soru işaretlerine dikkat çekti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Arnavutköy Kültür, Spor, Eğitim ve Yaşam Merkezi Açılış Töreni'ne katıldı.  Kemal Kılıçdaroğlu, etkinlikte açıklamalarda bulundu.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Toplu Konut İdaresi'nin (TOKİ) sosyal konut projesindeki soru işaretlerini "Yarın müteahhit, 'Ben yapmıyorum. Demire, çimentoya zam geldi' dese ne olacak? Fikirtepe'de gecekondular vardı. Kentsel dönüşüm yaptılar, fakiri fukarayı sürdüler, gökdelenleri diktiler oraya fakire ne ev ne yurt kaldı. Onları savunmak yine bana kaldı. Aynı tablonun yaşanmasını istemiyorum" ifadeleriyle eleştirdi.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarının satır başları şöyle oldu:

İstanbul'a, İstanbullulara hizmet etmenin ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliyoruz.

İstanbul yıllarca ihmal edildi. İstanbul dünyanın en güzel kendi. 

Geçmişte kente rant gözüyle bakanlar, "Kupon araziler bana sorulmadan kimseye verilmeyecek" diyenler İstanbul'dan elini ayağını çeksin. 

CHP Arnavutköy'den az oy alıyor. Kabahat bizde. Siz gidip Arnavutköy'de vatandaşın sofrasına oturdunuz mu, çayını kahvesini içtiniz mi, derdini dinlediniz mi? Ankara'da oturduk, nutukları attık;  'Arnavutköy bize oy versin', diyoruz. Bunları yapmadık. Ama şimdi yapıyoruz. Geleceğiz, oturacağız, helalleşeceğiz, kucaklaşacağız, ayrışmayacağız, beraber olacağız. Adalet, hak, hukuk için beraber olacağız. 

Kütüphanenin adının Cemil Meriç olması son derece değerli. Bu da bizim hak edene değer verdiğimizi gösterir. Onun siyasi görüşüne değil... Onun düşün tarihimize, edebiyatımıza yaptığı katkı açısından hiçbir ayrım yapmadığımızı gösterir. Birini bizden, öbürünü bizden değildir diye ayırmak olmayacak. Bu insanlar bizim kültürümüzün, edebiyatımızın parçası.

Diğer belediye başkanlarını davet ediyoruz çoğu zaman icabet etmiyorlar. Ayrımcılık bu ülkeden artık silinmeli. Sayın başkanım siz üstünüze düşen görevi yapıyorsunuz ve yapmaya da devam edin. Bizim kültürümüzü, bizim inancımızı, bizim felsefemizin ne olduğunu onlarda artık öğrenmeliler. Biz Yunus'un felsefesinden, Ahi Evran'ın, Mevlana'nın, Horasan erenlerinin felsefesinden geliyoruz. Biz ayrımcılık yapmayız, kimseye kin tutmayız. Siyaset ayrı, insanlık ayrıdır.

Belediye başkanlarıma 'Fakir mahallelerden başlayarak hizmet götüreceksiniz' dedim. Arnavutköy'de bunlardan birisi. Bir anlamda İstanbul'un varoşu olarak tanımlanır. İstanbul ayrı Arnavutköy ayrı. İstanbul'un yarattığı bütün değerlerden Arnavutköylülerin de yararlanması lazım.

Bizim temel görevlerimizden biri de fakirin fukarının hakkını korumaktır. Hiçbir evde gelecek endişenin olmadığı bir Türkiye inşa etmek istiyoruz. 6 siyasi parti lideri bir araya gelerek bunu yapmak istiyoruz. Sorun bir Türkiye sorunudur. Beraber olan, kucaklaşan, helalleşen, hatalarıyla yüzleşme cesaretini gösteren bir Türkiye istiyoruz. Birlikte yaşamak istiyoruz. Böyle bir Türkiye 6 liderin de ortak özlemidir.

Canımızı acıtan şudur. Alt gelir gruplarından üst gelir gruplarına olağanüstü kaynak transferi oluyor. Sosyal devlet, fakirin, fukaranın yanında duran devlet demektir. Kur Korumalı Mevduat diye bir olay yapmışsanız, 6 ayda bu mevduat sahiplerine ödediğiniz para 75 milyar 600 milyon lira. Bu hazineden çıkan para. Bir de Merkez Bankası'ndan çıkan var. 170 milyar lirayı bir avuç kişiye veriyorsunuz. Biz bunu kabul etmiyoruz. 

Proje açıkladılar. Eyvallah, başımın üstünde yeri var. Her fakirin, fukaranın başını sokabileceği bir evi olsun. İtirazım yok buna. Ama kafamda bazı sorular var, sormak zorundayım. Parayı topluyorsun, herkes sıraya girdi parayı yatırdı. Kurayı 6 ay sonra çekeceksin. Baştan kura çeksen de alacaksın baştan sen parayı kullanacaksın, 6 ay sonra kura çekeceksin. Kurada çıkmazsa ne olacak benim hakkım?
Ben birileri gibi faizle geçinen birisi değilim. Birileri gibi devleti soyan, kul hakkı yiyen biri değilim. Bu ülkeye temiz siyaseti, ahlaklı siyaseti, fakirin fukaranın hakkını koruyan bir siyaset inşa etmeye çalışıyorum.

Söylediğim şuydu. Para topluyorsunuz güzel. Yarın müteahhit, 'Ben yapmıyorum. Demire, çimentoya zam geldi' dese ne olacak? Fikirtepe'de gecekondular vardı. Kentsel dönüşüm yaptılar, fakiri fukarayı sürdüler, gökdelenleri diktiler oraya fakire ne ev ne yurt kaldı. Onları savunmak yine bana kaldı. Aynı tablonun yaşanmasını istemiyorum.

Bir merkezden talimat alıyorlar, havuz medyası hemen başlıyor: "Vatandaşın ev sahibi olmasını istemiyor" Akıl var, mantık var. Dediğimi anlamıyor musunuz siz? 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Politika Haberleri

CHP lideri Özel: Birinci parti olarak çıkamazsak o gece siyaseti bırakacağım
Ali Babacan: Yüzde 5 başarı ihtimali bile olsa süreci destekleriz
CHP Sözcüsü Yücel: Kendi önerdiğimiz komisyona girmeyecek halimiz yok
İmamoğlu: Hakim ve savcıların iktidar memuru gibi davranmasına razı olamayız
Erdoğan: Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı’nın, ülkesine sahip çıkması kıymetli