Kılıçdaroğlu'ndan Soylu'ya: İmamoğlu size büyük lokmadır, boğarız sizi!
CHP lideri Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada İçişleri Bakanı Soylu'nun İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na yönelik "Yargı kararı kesinleşirse görevden alırım" ifadelerine yanıt verdi. Kılıçdaroğlu, "İmamoğlu size büyük lokmadır. Boğazınıza takılır boğulursunuz. Boğarız sizi boğarız" diye konuştu.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun hakkında verilen yargı kararının kesinleşmesi durumunda görevden alacağını söylediği İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu için "İmamoğlu'yla baba oğul gibiyiz. Kendisi CHP'nin evladı olduğu kadar benim de evladımdır" dedi.
Soylu'nun ifadelerine tepki gösteren Kılıçdaroğlu, "Sen kim Ekrem İmamoğlu kim... Sen Ekrem İmamoğlu'nun tırnağı bile olamazsın. İmamoğlu'nun adını ağzına almak için önce bir ağzını yıkayacaksın. İmamoğlu size büyük lokmadır. Boğazınıza takılır boğulursunuz. Boğarız sizi boğarız" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği gerekçesi ile 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ve siyasi yasak alan BB Başkanı Ekrem İmamoğlu da salonda hazır bulundu. Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu'nun salona girişi esnasında 'El ele kol kola omuz omuza' sloganı atıldı.
Kılıçdaroğlu, sözlerine "Hiç meraklanmayın halkın iktidarını mutlaka kuracağız. Hiç kimseyi ötekileştirmeden 85 milyonu kucaklayacağız, bunun sözünü veriyorum. Bu ülkeye demokrasiyi beraber getireceğiz" diyerek başladı.
Kılıçdaroğlu kürsüye çıktıktan sonra tüm salon "iktidar" sloganı attı.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Altı lider bir aradayız, hepimiz aynı şeyleri düşünüyoruz demokrasiyi savunuyoruz bu ülkeye demokrasiyi ya getireceğiz, ya getireceğiz, beraber getireceğiz. bazen soruyorlar veya eleştiriyorlar efendim demokrasi diyorsunuz milletin mutfağında bir şey kalmadı diye. mutfakta bir şeyin kalmamasına yol açan temel olan bu ülkede demokrasi olmamasıdır. Bu çerçevede ilk adım demokrasi sonra hep beraber hızlı büyüme ve kalkınma. bunu yapacağız çünkü her şeyimiz var. imkanlarımız var, devlet olarak saygınlığımız var. demokrasinin olmadığını gösteren bir olay, bir partinin genel başkanı İstanbul'da kendi ilçe binasına giremiyor! Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır, onlar şeytanlar ve bunu yapıyorlar ve bizler de beraber mücadele edeceğiz. Bunu yaparken polis arkadaşları asla suçlamıyorum, onlara talimat veren bunların suçlusu. Bu talimatı verenler gücünü saraydan aldığını biliyorum. O nedenle bizler taşkınlığa kapılmadan sağduyu ile hareket ederek sandığı bekleyeceğiz. Saray ve şürekâsını hep beraber yolcu edeceğiz.
"İNTİKAM DUYGUSUYLA DEVLET YÖNETİLMEZ"
90 yaşındaki adam hapiste tutulmaz. Eğer devlet olarak siz bunu yapmaya kalkarsınız kişilerden intikam alırsınız. İntikam duygusuyla devlet yönetilmez; adaletle, birikimle yönetilir. 90 yaşındaki insanlara ben sizleri hapislerde öldüreceğim derseniz demokrasinin, insan haklarının olmadığı algısı çok daha güçlü bir şekilde ortaya çıkar. Buradan iktidar sahiplerine sesleniyorum; 85-90 yaşındaki insanlar hapiste kalmasın diyorsanız her türlü katkıyı vermeye hazırız. İntikam duygusuyla bir devlet yönetilmez!
Eğer Kılıçdaroğlu bir olaya el attıysa o olay çözülünceye kadar onun mücadelesini verir. Türkiye'de herkes çok iyi bilir, adalet duygumu bilir, insanlar arasında ayrım yapmadığımı bilir, kinden ve öfkeden arındığımı sabırla hareket ettiğimi bilir, dolayısıyla bunu bildikleri içindir ki pek çok sorun yaşayan vatandaş dertlerini bana anlatır. Taşeron işçiler; ilk taşeron işçilerini 7-8 yıl önce Erzurum'da örgütledim.Dernek kurun sözcünüz ben olacağım dedim, onlar adına mücadele verdim. Onlara kadro sözü verdim ve hükümet en sonunda vermek zorunda kaldı. ama hala 150 bine yakın taşeron işçisi var. bunlar da kadro bekliyor.
Küçük bir çocuk sistematik tecavüze uğruyor, bakan "2 yıldır haberimiz var" diyor, savcıları, polisleri çalıştırmadılar, sahte raporları aldırdılar, bunun arkasındaki güç kim?
"Dramatik bir olayı sizlerle paylaşmak isterim. Bir insan hakları ihlali. Van Büyükşehir Belediyesi!nde 306 taşeron işçisi var. Bunlar malum karar çıktı bir sözlü sınav yapılacak kadroya alınacaktı. Sözlü sınava giriyorlar 306 kişiden bir kişi bile kazanamıyor eliyorlar. Hepsinin işine son veriyorlar. Arkadan bunlar itiraz ediyor, yargı evet haklılar diyor. Bunun üzerine ikinci kez sözlü sınava alıyorlar yine aynı numara çekiliyor. Allah aşkına bunlarda din iman var mı? Yine bunlar itiraz ediyorlar, burada bir haksızlık var diyorlar. Mahkeme kararı üzerine üçünü kez sınava giriyorlar, 24 kasım 2022 tarihinde yine bu sınavda 306 kişiden bir kişi sözlü sınavı kazanamıyor. Ya aklı başında olan herkese sesleniyorum Allah aşkına ya bu kadar büyük vicdansızlık olur mu! Bu süreçte 6 işçi hayatını kaybetti. Bunlardan birisi Van’da çığ altında kalan cumhurbaşkanı danışmanını kurtarmak için gitti gönüllü olarak ve o kişi hayatı kaybetti. Bunun vebali kimin omuzlarında? Bütün muhafazakar kardeşlerime sesleniyorum, bunun vebali kimin omuzlarında? Mesut Babat intihar ediyor Hüsnü Timur icra memurları geliyor kapısına kalp krizi geçiriyor. Hasan Turgut kanserde, İdris Karaca da beyin kanamasına yaşamını yitiriyor. Ne denir buna? 306 kişiyi sözlü sınavına alıyorsunuz bir Allah'ın kulu geçemiyor. Bu hayatın olağan akışına aykırı bir durumdur. Bütün mahkeme kararında da bu var.
Sınavda neler soruluyor? 'Barbie bebeğin yanındaki sevgilisi kim?' Soruya bakın. 40 haramilerin lideri kim. Ben olsaydım biliyorum da ama onlar söyleyemezler. 'Efsane Çeçen liderinin adı ne?' Nereden bilsin Allah’ın garibanı yolları süpürüyor bu adam. Siz bu milletten ne istiyorsunuz ya? Millet ekmek kavgası yapıyor ya! Sen elindeki ekmeği alıyorsun yargı kararına rağmen başlatmıyorsun ondan sonra ölebilirsin diyorsun. Bunun adına da demokrasi değil saray yönetimi deniyor.
Merkez Bankası’nın önüne Kılıçdaroğlu niye gitti? Enflasyonla mücadele edin, iradenizi saraya ipotek etmeyin diye gitti. Yasanın sana verdiği görevi yerine getirdi diye gitti, yapmadılar. Kılıçdaroğlu TÜİK’e neden gitti? işçinin emekçinin hakkını teslim edin diye gitti. MEB önüne neden itti? Ya dayısı olmayanı sözlüce eliyorlar. Dayısı olmayanın arkasında durmak için gitti. ET ve Süt Kurumu’na neden gittik? Bu ülkenin çocukları ete süte ihtiyaç duyuyorlar. Son olarak Adalet Bakanlığı’na bütün milletvekili arkadaşlarımla yürüdük. 6 yaşındaki bir çocuğa sistemli tecavüz edilmesi ve bunu karşısında iktidarın suskun olması! Ya bunlarda vallahi de billahi de vicdan, ahlak, erdem yok."
Son günlerde yaşadığımız tabloya geleyim. Önce düzmece bir dava açtılar Sonra saray bu mahkemeye müdahale etti. Asla çıkarılamayacak bir kararı bu mahkemeden çıkardılar. Her şeyi alenen yaptılar. 85 milyonun önünde adaleti açıkça katlettiler.
Bir de bunlar olurken malum sarayın bir de fotoromanı var. O da başka bir pisliğin içinde. Bir bakıyoruz o da cesaretlenmiş konuşuyor. Neymiş 16 milyonun sevgilisini görevden alacakmış. Beyefendiye bakın. Sen kimsin Ekrem İmamoğlu kim! Sen Ekrem İmamoğlu’nun tırnağı bile olamazsın! Ekrem İmamoğlu’nun adını ağzına alman için önce bir ağzını yıkayacaksın. Sen atamayla geldin o seçimle. Senin ne haltlar işlediğini ben gayet iyi biliyorum, senin neler çevirdiğini de biliyorum. Kripto dolandırıcıları senin yanında, mafyaya haber uçurmak senin görevin, uyuşturucu baronlarıyla fotoğraf çektirirsin, kirli paranın da bir numaralı adamısın. Ben bunları bilmiyor muyum! Tamamını biliyorum. Yine söyleyeyim., İmamoğlu size büyük lokmadır. Boğazınıza takılır boğulursunuz. Boğarız sizi boğarız!
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.