Kaftancıoğlu, "80 Günde Devr-i Alem"i anlattı: İstanbul'daki hanelerin yüzde 50.51'inin kapısı çalındı
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, “80 Günde Devr-i Alem” başlıklı saha çalışması ile ilgili açıklama yaptı
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, “80 Günde Devr-i Alem” başlıklı saha çalışması ile ilgili açıklama yaptı.
Kaftancıoğlu, "Vatandaş artık kendisinin unutulmasından, özellikle iktidar tarafındaki siyasetçiler tarafından bir nasılsınız bile denmemesinden o kadar rahatsız ki hepimiz bunu deneyimledik" ifadelerini kullanırken İstanbul'daki hanelerin yüzde 50.51'inin kapısının CHP'liler tarafından kapısının çalındığını ifade etti.
Canan Kaftancıoğlu'nun açıklamalarının satır başları şöyle oldu:
Umut kapıda diyerek vatandaşa ulaşma konusunda hepimiz eşit sorumluluk duygusuyla bunu yapıyoruz. Birgün kapınızı genel başkanımız, milletvekilimiz, öbek sorumlumuz, CHP üyesi çaldığında herkes eşit sorumlulukta bunu yapıyor.
Vatandaş artık kendisinin unutulmasından, özellikle iktidar tarafındaki siyasetçiler tarafından bir nasılsınız bile denmemesinden o kadar rahatsız ki hepimiz bunu deneyimledik.
Her bir arkadaşımız yaptığı ev ziyaretini sisteme giriyor. Herbir hane ziyareti sonrasında notlar alınıyor. Öbek sorumluları, herkes bu veriyi görerek faydalanıyor. Vatandaşın sorununu çözmekte bize katkı sunar hale getiriyoruz.
İstanbul'da bulunan 4 küsür milyon hanenin yüzde 50.51'inin kapısı çalınmış durumda. İkinci ziyaretler, üçüncü ziyaretler... İktidar olduktan sonra da vatandaşla iletişim kurmaya devam edeceğiz.
Karşımıza çıkan vatandaşa "nasılsın" diyoruz, eleştirilerini alıyoruz, yardımcı olacağımız bir konu varsa yardımcı oluyoruz, CHP iktidarında anlattığı sorunların nasıl çözüleceğini anlatıyoruz, vatandaşı ikna etmeye çalışıyoruz, ne mutlu ki vatandaş ikna bu konuda. Vatandaşa söz verdiğimiz için, vatanddaşın sorununu daha güçlü bir şekilde duyurabilmek için bu basın açıklamasını yapıyoruz. Vatandaşın gerçekliği İstanbul'da hakikaten haber.
İstanbul'un gerçekliği buyken, kimin ne dediği, ne demediği, ne giydiği üzerinden algılar değişirken siyasetin görevi vatandaşın sesini duymak ve duyurmaktır.
Şu ana kadar CHP'ye gelen en büyük eleştiri: "Şimdiye kadar niye yoktunuz? Bizi kötü yönetime, yoksulluğa, yokluğa mahkum bıraktınız." Haklılar... Geçmişten bu güne kadar yapmadığımızı kapatmak için daha çok gideceğiz. Bu eksiğimizi gidereceğiz.
İktidara aracılık yapmaktan usandık. Her kapıyı çaldığımızda iktidara oy veren seçmen "benim ne kapımı çalan var, ne derdimi gören var, iletin buradan" diyor. Ben de diyorum ki buradan: Eğer o vatandaşın oyuyla iktidara geldiyseniz o vatandaşın eleştirisi varsa CHP'nin özgüvenli tavrı gibi dinleyin. Yanlışınız varsa düzeltirsiniz, niyetiniz yok o ayrı konu. Ama o vatandaşla temas kurun. O vatandaş hangi partiye oy vermiş olursa olsun vatandaş kendini uzaklaştırılmış, kıstırılmış hissediyor.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.