Zeynel Bektaş
SOKAK! BUGÜN DEĞİLSE NE ZAMAN?
"Tamam, CHP eleştirileri fazlasıyla hak ediyor ama iktidarı da eleştirmek lazım" diyenlere ve "muhalefete muhalefet olur mu" diyenlere hatırlatmak lazım; Eleştiri hak edene yapılır, eleştirideki amaç hataların düzeltilmesine imkan yaratmaktır. İktidarı 21 yıldır yaşatan muhalefete muhalefet de yapılır ki iktidarı yaşatan hatalarından vazgeçme imkanı oluşabilsin.
Malesef iktidarın da muhalefetin de eleştirilerek düzeltilmesi imkanı artık kalmamıştır. Eleştiri eşiği çoktan aşılmış, artık protesto eylemleri eşiği açılmıştır. Bu durum yeni de değil.
Haftalarca süren Gezi Parkı eylemlerinden dahi bir iktidar çıkaramamış ana muhalefet halkı sürekli sokaktan uzak tutmuş ve malesef destekçisi büyük halk kitlelerine çaresizlik öğretmiştir. Öğrenilmiş çaresizlik tedavi edilebilir. Tedaviyi hastalığı yaratandan beklemek çok daha büyük hastalığa neden olur. CHP seçim kazanacak halkçı politikalar geliştirmediği gibi tüm seçim kampanyalarında Sol, Sosyalist, Komünist, Halkçı partileri oyları bölmek ve iktidara çalışmakla itham etmiş, büyümelerini engellemiştir. Böylelikle AKP'nin karşısında oluşacak güçleri engelleyerek AKP'nin iktidarını sürdürmesini sağlamış, hem de kendi muhalefet ağalığını sağlamda tutmuştur. Bu Halkçı partilerin önlerini tıkarken, mücadele edilmesi gerekenlere, AKP'ye yakın zihniyetlere ve terörün partisine payeler dağıtmıştır. Kimine piyon milletvekilleri transfer edip mecliste grup kurdurmuş, kimilerini ittifaka dahil edip bedavadan milletvekillikleri kazandırmış, kimine açıkça oy isteyip baraj aştırmış ve böylelikle mecliste karşı cepheyi daha da güçlendirmiştir. Hal böyleyken vatandaşın yasal protesto hakkını kullanması çağrısını yapmasını ve halka önderlik etmesini CHP'den bekleyemeyiz. CHP'den zerre kadar umut yoktur.
Sokağa inerek protesto hakkını kullanmak hayat pahalılığı altında inim inim inleyen vatandaşın hakkıdır ve artık tek çaresidir. Durum o kadar vahimdir ki en düşük emekli maaşı 7.500 TL, asgari ücret 11.402 TL iken Erdoğan'ın dostu Ergün Atalay'ın başkanlığını zapt ettiği TÜRK-İŞ'in açıkladığı dört kişilik ailenin aylık gıda harcamalarını ifade eden AÇLIK SINIRI dahi 11.658 TL olmuştur. Yine TÜRK-İŞ tarafından açıklanan gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamaların toplam tutarı olan YOKSULLUK SINIRI 37.974,10 TL olmuştur.
Geçim sıkıntısını iliklerine kadar hisseden halk, faturanın krize neden olanlara değil kendilerine kesildiğini bilmektedir. AKP ve etrafında kümelenmiş "iş çevreleri" ülkenin bütün kaynaklarını sömürerek tüketmişler ve büyük bir borç batağı oluşturmuşlardır. Kar hırsıyla ormanlarımızı, dağlarımızı, derelerimizi, sahillerimizi, yaylalarımızı vahşice yok etmektedirler. Ekonomik batışa rağmen iktidarını ayakta tutmak için büyük bir algı mühendisliği uygulayan AKP, Hitler'in propaganda bakanı Goebbels'i bile kıskandıracak yöntemler kullanmaktadır. AKP'nin her seçim öncesi "petrol ve gaz rezervleri bulundu" yalanına, dini ve sosyal farklılıkları kışkırtarak kitlesini bir arada tutma yöntemlerine ve hayatı yaşanmaz kılan pahalılığa kendi seçmen kitlesinden dahi itirazlar yükselmektedir. .
Bütün bu koşullara rağmen sokağa çıkılmıyorsa ne zaman sokağa çıkılmalıdır. Halka önderlik edecek olanlar, sürekli hem iktidar tarafından hem muhalefet tarafından önleri kesilen Sosyalistlerdir. Tüm Kemalist, Sosyalist, Komünist, Sol, Halkçı, Devrimci ve benzer partiler bir platformda buluşmalı, birlikte hareket etme kararı almalıdırlar. Tüm parti örgütleriyle ve üyeleriyle hep beraber, birlik içerisinde bir eylemin duyurusunu yapıp tüm halkı yasal protesto haklarını kullanmak üzere sokağa çağırmalıdırlar. Bunaltılıp köşeye sıkıştırılmış, çaresiz bırakılmış, tatlı canından bezdirilmiş halkın bu önderliğe ihtiyacı vardır. Şartlar hiç bu kadar uygun olmamıştır. Ki bu tür parti örgütlenmelerinin de birlik oluşturmaya, halkla buluşup kitleselleşmeye, iktidar olmak için yol almaya ihtiyaçları vardır. Terörü, terör ilişkili partileri, istihbarat örgütlerinin provakatörlerini mümkün olduğunca uzak tutmak da iktidarın halkın bu haklı eylemini karalayarak bertaraf etme girişiminin önüne geçecektir.
İçinden geçtiğimiz bu olağanüstü koşulların elbette olağanüstü çözümleri olacaktır. CHP Atatürk'ün vefatından sonra Kemalizm ile asla bağdaşmayacak işler yapmıştır. 1992 yılında, Türk tipi Sosyalizm olan Kemalizm'in yükselişini engellemek için sadece adı kullanılarak kurulmuş şimdiki CHP asla Atatürk'ün partisi değildir. Türk aydınının CHP için umutlu olması, "düzeltmeye" çalışması oyalanmaktır, zaman kaybıdır, sorumluluktan kaçmaktır. Tüm aydınlarımız ve halkımız ivedilikle en yakınındaki Kemalist, Sosyalist, Komünist, Halkçı, solcu partilerden birine katılıp, onları birleşmelerine veya ittifak kurmalarına zorlamalıdırlar. Birliğe karşı duranlardan uzaklaşıp birlik kurmaya yatkın olanlar ile birlikte hareket etmelidirler. Başka çare yok.
15 Ağustos 2023
Zeynel Bektaş
[email protected]
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.