Tevfik Kızgınkaya
ÇELİŞKİLER ÜLKESİ
Salgın koşulları nedeniyle ABD ve AB ülkeleri dahil tüm gelişmiş ülkelerin ekonomileri 2020 yılında küçülmüşken iki ülke, Çin (%2,3) ve Türkiye’nin (%1,8) ekonomileri büyümüş.
Bu müthiş bir başarı…
Ancak,
- Bu başarılı ekonominin başında olan bakanın neden görevden affedildiğini ve o günden bu yana neden bir türlü ortaya çıkmadığını,
- Bu büyük başarıyı sağlayan ekonomi politikasında neden reform yapıldığını,
Anlayamadık…
Türkiye ekonomisi büyümüştü hatta sıra uzaya çıkmaya, aya gitmeye bile gelmişti de,
Ülkemizde ve Halkın yaşamında nelerin büyüdüğüne bakınca,
- IMF verilerine göre Türkiye’nin rezerv kaybında (55,7 milyar dolar) 2020 yılında birinci olmasına,
- Merkez Bankasında döviz rezervinin eksi 40 milyar doları aşmasına,
- Büyüyen ekonomide 128 milyar doların nerede olduğu sorusuna
- Önce çok kızılmasına,
- Sonra finansal piyasaları dengelemede kullanıldığının açıklanmasına,
- Sonunda da Merkez Bankasında olduğunun söylenmesine,
- Türk Lirası’nın Dolar karşısında %23,5 değer kaybetmesine,
Bir anlam veremedik.
Üstüne üstlük TÜİK’ten gelen açıklamayla işler arapsaçına döndü.
- Enflasyonun 14,60’a çıkarken,
- İşsizlikle ilgili açıklanan 4 veride
- Geniş tanımlı işsizliğin %29,1’e çıkarken,
- İşsiz yurttaş sayısı 10 milyonu aşarken,
- Dar tanımlı işsizliklerin düştüğü,
- İstihdamın 822 bin kişi arttığı,
- Artışın Tarımda hem de Ocak ayında 366 bin olduğu söylenince,
Duyduklarımızla yaşanılan gerçekler arasındaki çelişkilerin girdabına kapıldık, gidiyoruz...
*****
Ekonomide büyüyeceksin ama ekonomide reform yapacaksın…
“Özel sektörü dinledik…” diyerek hazırlanan ekonomi reformundan da doğal olarak dinlediklerine verilen destekler çıktı.
Somut olarak söylenen;
- Devlet, iş verdiği şirketlerin (beşlilerin) kredi alması için de garantör olacak. Gelir garantili yollar, köprüler, tüneller, hastaneler için kullanmasak da vergilerimizle payımıza düşeni ödeyen “doğal müşteriler” olarak, gelecek “büyük” projelerin kredileri için de garantör olmuş olacağız.
- 850 bin esnaf gelir vergisinden muaf olacak. Esnaflara verilen bu desteğin maddi karşılığını düşünmeden geçmeyelim. Bir yıldır iş yeri kapalı olan, iş yapamayan esnaf ne kazandı ki ne vergisi ödeyecek? Zararın vergisi yok ki…
*****
“İstihsal, istiklal, istikbal” üzerine kurulmuş ekonomi reformunda başka neler var?
İstihsal yani üretim var ama üreticiye bir şey yok.
İstiklal ve istikbal yani bağımsızlık ve gelecek var ama Halkın ekonomik bağımsızlığı ve geleceği için somut bir söz yok.
İstiklal Marşının ruhu ile dünyanın en büyük 10 ekonomisinden bir olacakmışız.
Anlaşılan bu yol haritasında Halka, İstiklal Marşını okumak düşecek.
Unutmadan geçmeyelim, bir de RTE-AKP’ye güven duyulacak.
*****
Reformların omurgası makro ekonomik istikrar ve yapısal politikalar olacakmış.
Bu ekonomik düzene istikrarlı bir şekilde devam edeceğiz derken,
Yapısal olarak kamu maliyesini güçlendireceğiz demek…
Halkın gelirinde bir değişiklik olmayacağını ama güçlü kamu için (itibarı korumak için) vergilerin daha da artacağını ve yeni vergilerin de gelebileceğini anlamak hiç de zor değil.
Bu durumun iş dünyasına müjde olduğu da bir başka gerçektir.
Açıkça söylenen “sağlanan garanti sayesinde… şirketlerimizden bu imkanlardan en iyi şekilde faydalanarak işlerini geliştirmelerini büyütmelerini ve istihdamı artırmalarını bekliyoruz” sözleri bu reformun özünü anlatmaktadır.
Her şey iktidar ve sermaye için.
*****
İşsizlikten evine ekmek götüremeyenlerin,
İş yerini kapatan küçük esnafın,
Tarladaki ürününü satamayan çiftçinin,
Atölyesini kapatan KOBİ’nin,
Fabrikadaki işçinin,
Kredi borcunu ödeyemeyen öğrencinin,
Maaşı, asgari ücretin altında olan emeklinin,
Yirmi dört saat salgınla savaşan sağlık çalışanlarının,
Yaşamına son veren müzisyenin… adı bile yok.
Ama işi bile olmayan 18 yaşın altındaki gençlerimize, sigorta piyasasına müşteri ve gelir kaynağı olmaları için, bireysel emeklilik hakkı verilmesi var.
Hayvanlarını kaydettirmeyen çiftçilere ceza kesilmesi de var…
*****
Küçük esnafa ve Halka ekonomik destek veremeyen RTE-AKP çareyi salgınla mücadele için konulan yasakları gevşetmekte buldu.
Halkımız kafelere, kahvehanelere, pastahane ve lokantalara gidebiliyor, düğünler, toplantılar yapılabiliyor.
Sanki Halk özgürleşti, esnaf para kazanmaya başladı, iktidarda başarılı oldu.
Sonuç, vaka sayıları patladı.
Ne yazık ki, bir hafta sonra hasta ve ölen yurttaşlarımızın sayısı da artacak.
Suçlu da maske ve mesafeye uymayan Halkımız olacak.
İktidarda kalabilmek adına yurttaşlarının göz göre göre hastalanmasına ve yaşamlarını kaybetmesine göz yumabilmenin haklı bir gerekçesi olabilir mi?
Unutmadan söyleyeyim.
Ekonomisi büyüyen Türkiye’de açıklanan bu ekonomik reform paketinde Halka verilecek tek bir liralık destek rakamı bile yok.
Ekonomisi küçülen ABD’nin yeni açıkladığı ekonomiyi canlandırma paketi 1,9 trilyon dolar.
*****
Bir yıldır Covit-19 salgınına karşı bizleri korumak ve yaşatmak için ön cephede savaşan mücadele eden Doktorlarımızın ve tüm Sağlık Çalışanlarımızın Tıp Bayramını kutluyor, bu savaşta yaşamlarını yitiren Doktorlarımızı ve Sağlık Çalışanlarımızı saygıyla ve minnetle anıyorum.
14 Mart 2021
Tevfik KIZGINKAYA