Tevfik Kızgınkaya

Tevfik Kızgınkaya

Aydınlık İçin Kaç Dakika Karanlık?

Tarih: 3 Kasım 1996, saat 19.25

“Devlet, siyaset, mafya” üçgeni Susurluk’ta bir kamyona çarptı…

Arabadaki milletvekili, emniyet müdürü ve kırmızı bültenle aranan bir kişi arasındaki yasa dışı ilişkiler ortalığa saçıldı.

İç işleri bakanı Mehmet Ağar istifa etti.

Yurttaş Girişimi, mafya ile ilişkisi olan milletvekilleri yargı önüne çıkana kadar tüm yurttaşları her akşam saat 21.00’da evlerindeki ışıkları bir dakikalığına kapatmaya çağırdı.

15 Şubat’ta ışıklar yakıp söndürüldü, düdükler çalındı, tencerelere vuruldu…

Aydınlık isteği öylesine kitleselleşti ki…

Karanlığı aydınlatmak yolunda,

Komisyon kuruldu, raporlar hazırlandı, davalar açıldı, hükümet değişti…

****

Yetmemiş, “aydınlık için 1 dakika karanlık” karanlığı yok etmeye.

Karanlıkları yaratanlar,

Karanlıklarda kurdukları ilişkilerle, karanlık işler yapanlar,

25 yıl sonra Susurluk’tan beter ilişkilerle,

Girişmişler yasa dışı işlere,

Hem de gün yüzünde.

Bakanı, eski başbakanı, çocuğu, akrabası, tanıdığı…

Eskisi yenisi milletvekili, bürokratı, yargıcı, gazetecisi…

Yokluktan zenginliğe “ulaşan” hikayeleriyle yurtdışına kaç denen “hayırsever” iş adamları…

Ve nerelere kadar gideceğini bilemediğimiz ilişkiler...

Güneşli Bodrum’un karanlık bir otelinden döküldüler ortalığa…

****

Ders almamışçasına kurulmuş,

Yine Uluslar arası alanda karanlık ilişkiler, yasa dışı işler…

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin itibarını ve güvenini zedeleyen,

Kurallarımı bozdun, beni zarara uğrattın diyen ABD’nin

İran’a kadar uzanan altın kaçakçılığının ve ak-lanmaya çalışılan kara paranın,

Hesabını sorduğu Halk Bankası üzerinden yürüttüğü dava sürerken…

Bu yasa dışı işlerin kurgucusu Reza Zarrab,

İtirafçı olup ABD’ye sığınmışken…

*

Çok benzer ilişkiler ve işlerle ortaya çıktı

Sezgin Baran Korkmaz diye “hayırsever” bir kişi…

Bu sefer işler de, ilişkiler de, yollar da karışık.

Venezüella’dan Yalıkavak marinaya,

İzmir’e, Mersin rıhtımına kadar uzanıyor,

Beyaz peynir, test kiti, maske ile örtülmeye çalışılan,

Karanlık ilişkiler, yasa dışı ilişkiler, uyuşturucu, silah kaçakçılığı ve ak-lanan kara paralar…

Farklı olan bu ilişkileri ortalığa dökenin,

Aklanınca döneceksin diye yurt dışına çık denen

Organize suç örgütü liderliğinden mahkum Sedat Peker olması.

*

Devreye girdi yine kapitalizmin ağası ABD,

Ve dedi ki;

Vatandaşımın vergilerinden oluşan hazinemden çalınan 511 milyon dolarımın,

En az 134 milyon doları ak-landı Türkiye’de.

Ak-layan Sezgin Baran Korkmaz ve çevresi…

Bırakır mı parasını çalanı?

Düştüler peşine, tutuklattılar Avusturya’da,

Çoktan hazırlanmış bir iddianame.

Mahkeme tutanaklarında dikkat çeken nokta,

Sezgin Baran Korkmaz’ın Türkiye’de üst düzey yetkililerle iyi ilişkileri olduğu notu.

Reza Zerrab ve Halk Bankası olayı gibi…

*****

Soru işaretinin büyüğü;

Devleti yönetmekle…

Yasadışı işleri, ilişkileri engellemekle, aydınlatmakla…

Türkiye’de hukuku ve adaleti var etmekle…

Görevli ve sorumlu olanların,

Görevlerinin ve sorumluluklarının ayırtında olmaksızın,

Biliyormuşçasına, onaylarmışçasına…

Suskunluğu, sessizliği, görmezliği, duymazlığı, durağanlığı…

*

Aydınlık için bir dakika karanlık dedik,

Yaktık söndürdük ışıklarımızı…

Hak, Hukuk, Adalet diye haykırdık,

Milyonlar olduk, Ankara’dan İstanbul’a 434 kilometre yürüdük...

Yetmemiş, anlamamışlar…

Fırsatını bulunca yine karanlığa boğdular Türkiye’yi,

Görülmesin kirli ilişkileri, kirli işleri diye…

*****

İlhan Selçuk yıllar öncesi dile getirmişti,

“İnsanlık tarihi karanlıkla aydınlığın kavgaları ile doludur,

Ve hep karanlık kazanmıştır.

Ne zaman aydınlık kazansa karanlık yok olmuştur.”

Önemli olan aydınlığı sürekli kılabilmektir…

*

Aydınlığı sürekli kılabilmenin ön koşulu,

Halkın aydınlanması ve sürekli aydınlığı istemesidir.

Çare,

Cumhuriyet Devriminin aydınlığını yeniden yaşatmaktır.

Türkiye’nin, Cumhuriyet Devrimini yaşatacak ve halka hesap verecek siyasi irade sahiplerince yönetilmesidir.

Demokratik Laik Cumhuriyetin ve Sosyal Hukuk Devletinin kurum ve kurallarıyla yeniden işletilmesidir.

Çözüm,

Halkın iradesindedir,

Demokrasidedir, seçimdedir.

Görev,

Çağdaş, demokratik ve temiz bir Türkiye’de yaşamak isteyen herkesin, hepimizindir.

Hepimiz, bir kişiyi daha karanlığı yok etmek ve ülkemizi kirlilikten kurtulmak için aydınlanmayı istemeye çağırmalıyız.

102 yıl önce emperyalist işgalin karanlığından kurtulmak yolunda ilan edilen Amasya genelgesi, bugün için de geçerlidir.

“Milletin bağımsızlığını ve geleceğini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.”

Önceki ve Sonraki Yazılar