Süleyman Yağız

Süleyman Yağız

BU NE BECERİKSİZLİK!*2001'İN FATURASINI ÖDÜYORLARMIŞ! AYIP! AYIP!*

AKP, eğer, "hâlâ 2001 krizinin faturasını ödüyorsa" çok beceriksiz demek ki!

Bir krizi 21 yılda çözemeyen bir iktidardan daha ne beklenir ki?! 
AKP 21 yılda ülkeyi ve milleti borç batağına ve iflasa sürükledi!Oysa işbaşına gelirken Ecevit Hükümeti'nden düzgün bir ekonomik yapı devraldı. Bu konuda, rahmetli Güngör Uras’ın Milliyet’te 17 Kasım 2002 günü tam sayfa yayımlanan ilginç bir yazısı var… Uras ’ın, “AKP Enkaz Devralmayacak” başlıklı yazısının spotunda, “Yeni kurulacak AKP hükümeti şanslı. Çünkü, ekonominin temel göstergelerinin hemen hemen tamamı iyiye gidişi işaret ediyor” deniliyordu.Uras ’ın yazısı şöyle devam ediyordu: “Enflasyon aşağıya iniyor. Faizler düşüyor. Borç ödemelerinde bir sorun yok. İhracata bağlı olarak sanayi üretim artışı gösteriyor. Bütün bu gerçekleşmeler, yeni kurulan ve besmele çekerek işe başlayan bir hükümet için çok önemli ve olumlu göstergeler.”
*

Güngör Uras’ ın, tarihî nitelikteki yazısı aynen şöyleydi:

“Genelde her hükümet özelde her seçim hükümeti ‘enkaz’ devralır. Ülkede döviz bitmiştir. Sanayi durmuştur. Fiyat artışları tırmanışa geçmiştir. Kısaca sorunlar diz boyudur. Yeni kurulacak AKP hükümetinin bir şansı var.
Krize girip çıkan ve bu nedenle tüm saygınlığını ve güven yitiren koalisyon hükümeti yeni hükümete enkaz devretmiyor. Kimse ülkenin güllük gülistanlık olduğunu her şeyin tıkır tıkır işlediğini söyleyemez ama genelde ekonominin temel gösterilerinin hemen hemen tamamı iyiye doğru gidişi işaret ediyor.
Enflasyon aşağıya doğru iniyor. Fiyatların kontrol altına alınmasına paralel olarak faizler düşüyor. Döviz fiyatı düşüyor. İç ve dış borç ödemede bir sorun yok. Döviz rezervleri artış gösteriyor. İhracat artışı sürüyor. İhracat artışına bağlı olarak sanayide kapasite kullanımı ve sanayi üretim artış gösteriyor. Bütün bunlar yeni kurulan ve besmele çekerek işe başlayan bir hükümet için çok önemli ve olumlu göstergeler.
Burada AKP hükümetine marifetlerini ortaya dökmek düşüyor. İyiye gidişi şahlandırabilir, coşturabilir, koşturabilirse sade seçmenlerinden değil kendine oy vermeyenlerden de aferin alır.
Yalnız unutmayalım ki, olumlu gelişmeler yanında ekonomide ve sosyal kesimde bir sürü olumsuz gelişme sürüyor. Kriz nedeniyle alt gelir gruplarının fakirleşmesi çok ciddi bir sorun. Krizin geniş halk kitlelerinin satın alma gücünü yok etmesi nedeniyle iç piyasanın daralması çok ciddi bir sorun. Tarımdaki yanlış uygulamalar köylünün, çiftçinin ekonomik durumunu sarstı. KOBİ’ler küçük sanayici ve esnaf krizin sarsıntısını atlatamadı. Kamu ve özel sektör son dört yıldır yatırımı kesti. Çok kimse işsiz kaldı, işini kaybetti. Gençler iş bulamıyor. Bunlar da AKP hükümetine devredilen sorunlar.

Hazine faizi 24 ay sonra yüzde 50’nin altına indi

Hazine bono satmak zorunda. Bono satmadan iç borcu çeviremez. Bono satarken de piyasanın beklediği faizi ödemek zorundadır. Ödemez ise piyasaya bono satamaz. Faizin yükselmesi iç borç miktarını da artırmakta, iç borcun çevrilmesini güçleştirmektedir. Bu yılın iç borçlanma faizlerindeki gerileme Hazine’yi hemen rahatlatmaz ama altı ay sonra bir yıl sonra rahatlamasına imkân verir. Ocak ayı başında Hazine yüzde 75’ler dolayında faiz ödeyerek borçlanıyordu. Temmuzda ortalama borç faizi yüzde 72 olarak gerçekleşmişti. Kasım ayında Hazine faizi 24 ay sonra yüzde 50’inin altına indi. Bu çok olumlu bir gelişmedir.
Merkez Bankası da devamlı faiz indiriyor
Merkez Bankası faizi bankaların kredi faiz oranlarını, mevduat faiz oranlarını etkiler. Paranın faizden borsaya, borsadan faize yönelmesine kapı açar. Merkez Bankası yılın başında bir gece için kendisine emanet edilen paraya yüzde 59 faiz ödüyordu. Geçen hafta gecelik faizi yüzde 44’e düşürdü. Bu önemli bir gelişmedir. Sadece banka kredilerinin faizlerini değil, bono faizinin de aşağıya inmesinde önemli bir etkendir.

Kapasite kullanımı rekor düzeyde

Üretimi artırmak için, kalkınmayı hızlandırmak için yeni yatırımlar yapmadan önce kapasite artırımlarını gerçekleştirmek çok önemlidir. Geçen yılın başında imalat sanayiinde kapasite kullanım oranı yüzde 70’e kadar düşmüştü. Kapasite kullanım oranı devamlı tırmanışla eylül sonunda yüzde 80’e ulaştı. Bu bir rekordur.

Enflasyon oranında düşüş devam ediyor

Toptan eşya ve tüketici fiyatlarında beklenenin üstünde bir düşme var. 10 ayda toptan eşya fiyatları artışı yüzde 25.5, tüketici fiyatları artışı yüzde 24 olarak gerçekleşti. Geçen yılın 10 ayında toptan eşya fiyatları yüzde 73.8, tüketici fiyatları yüzde 56.6 artmıştı. Bu yıl sonunda toptan eşya fiyatları artışının yüzde 31’e, tüketici fiyatları artışının yüzde 35’e inmesi bekleniyor. Bu gidişe bakılarak 2003 yılında toptan eşya fiyatlarında yüzde 16.2, tüketici fiyatlarında ise yüzde 20’lik bir enflasyon hedef alınıyor.

Sanayi üretimi artıyor
İmalat sanayiinde üretim endeksi de sanayide üretim artışını işaret ediyor. 1997 = 100 esası ile düzenlenen sanayi üretim endeksi son yılların rekor endeks rakamı olan 105.5’e ulaştı. 2001 yılında imalat sanayii yıllık ortalama endeksi sadece 92.0 idi.

2003’te borç ödemesi sorun yaratmayacak

Hazine 2003 yılının dış borç anapara ve faiz yükümlülükleriyle ilgili rakamları açıkladı. Kamunun faiz ve anapara yükümlülüğü 14.3 milyar dolar. Özel sektörün 9.1milyar dolar. Toplam dış borç servisi 23.4 milyar dolar. 2002 yılının 25.8 milyar dolarlık dış borç servis rakamının altında. Türkiye her türlü güç konjonktüre rağmen bu kadar dövizi bulur ve dış borçlarını 2003’te aksatmaz.

Dış borç servisi (anapara + faiz; milyar dolar)            
    Kamu    Özel    Toplam
2000    9.6    9.6    19.2
2001    13.0    11.1    24.1
2002    13.5    12.3    25.8
2003    14.3    9.1    23.4
2004    19.4    4.6    24.0
2005    19.0    3.7    22.7
2006    10.8    2.1    12.9
2007    8.4    1.7    10.1

KİT’ler kara delik olmaktan çıktı

2003 yılında KİT’lerin gelir ve giderleri dengede olacak. DPT’nin tespitlerine göre KİT’ler 2003 yılında açık vermeyecek. Hatta küçük de olsa bir fazlılıkları var. KİT’ler için 2003 yılında sadece yatırımlarının finansmanı sorunu var. Bu amaçla da bütçeden 2 katrilyon liralık bir yatırım finansmanı desteği gerekiyor.
Demek ki, KİT’lere biraz ilgi gösterilir ise KİT’ler 2003 yılında hem daha fazla kaynak yaratır. Hem de kendi imkanlarıyla yatırımlarını bile karşılayabilecek duruma gelebilir.

KİT’lerin 2003 yılı genel dengesi Milyar TL    
Kaynaklar toplamı    18.636.812
Ödemeler toplamı    18.421.045
Kaynak ödeme farkı    215.767
Yatırımlar    3.234.350
Temini gerekli finansman    -3.018.583
Finansman kaynakları    3.018.583
– Bütçe    2.050.000
– Sermaye    1.550.000
– Görev zararı    500.000
– Yardım    0
Dış proje kredisi    968.583
İhracat geliri rekor kırarak artıyor

İçerideki talep daralmasına bağlı olarak üreticimiz dış pazarlara yöneldi. Dış pazarlardaki krize dünyada da talebin ve fiyatların gerilemesine rağmen ihracatçımız her ay giderek daha fazla mal satıyor. İhracat rakamları her ay artıyor. Bunun iki bacaklı yararı var. (1) İhracat içeride üretim artışını, istihdamı ve büyümeyi sağlıyor. (2) İhracat ülkeye giderek daha fazla döviz girişine imkân veriyor.

Döviz rezervimiz iyi durumda

8 Kasım itibariyle ülkenin 25.5 milyar dolar döviz varlığı var. Buna döviz rezervi deniliyor. Döviz rezervi denilince ülkenin kullanabileceği döviz imkânından söz ediliyor. Bu net döviz varlığı anlamına gelmez. Ülkemizin 25.5 milyar dolarlık döviz varlığına rağmen buna karşı 32.8 milyar dolar da döviz yükümlülüğü olduğundan net döviz durumumuz eksi 2.9 milyar dolardır. 2002 yılı başında net döviz pozisyonumuz eksi 11.0 milyar dolara inmişti. 10 ayda eksi döviz pozisyonunda düzelme oldu. Brüt döviz rezervinde de artış oldu. Uluslararası ilişkilerde net döviz pozisyonuna değil, kullanım imkanı olan brüt rezerve bakılır. Brüt rezervimizin yıl başında 19.1 milyar dolardan kasım ayında 25.5 milyar dolara çıkması da olumlu bir gelişmedir.

Dolar fiyatı enflasyon kadar bile artmıyor

Geçen yıl ekim ayında doların ortalama satış fiyatı 1 milyon 596 bin liraydı. Bu yıl kasım ayının ortasına geliyoruz, hafta sonunda Tahtakale’de dolar 1 milyon 610 bin liradan, 1 milyon 620 bin liradan işlem görüyordu. Dolar fiyatı ekonomik etkenlerden çok AKP icraatı ile ilgili olumlu bekleyişlerin etkisinde düşük rakamlarda kalıyor.

Aylık ortalama dolar fiyatı        
    2001    2002
Ocak    670.278    1.367.155
Şubat    749.462    1.348.021
Mart    953.107    1.352.495
Nisan    1.197.436    1.313.527
Mayıs    1.127.730    1.386.085
Haziran    1.208.650    1.517.657
Temmuz    1.316.105    1.649.729
Ağustos    1.395.432    1.634.596
Eylül    1.463.304    1.643.007
Ekim    1.596.394    1.646.904
Kasım    1.519.444    
Aralık    1.448.212

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.