Halkın Sayfası
Lan oğlum Şerefsiz mi arıyorsun; bak bir aynaya bakalım
Milliyetçilik ilkesi, Atatürk’ün “Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır” Cumhuriyetçi devlet yapısını koruyacak olan toplumun siyasi birlik şuuruna kavuşmuş bir bütün olması amacına hizmet eder.
Milliyetçilik, Milli Mücadele’nin çıkış noktasıdır ve dünyadaki esir milletlerin kurtuluş ve kalkınma hareketlerinin de yolunu aydınlatmıştır.
Sömürgeci ülkelerin ''milli gömleğimi çıkarttım'' denmesini istemesini anlamak zor değil...
Sömürgeci ülkelerin alkışladığı milli gömleği çıkaranlar, ulusalcıları öcüleştirdikleri gibi bu gün de Türk halkını ırkçı diye yaftalama haksızlığını adeta yavuz hırsız ev sahibini bastırır misali, ülkenin işgali diye tanımlanabilecek 5.5 milyon Suriyelinin kaçak girdiği Türkiye'de, yaşam şartlarının iyice daraldığı halkın şikayet bile etmesini ırkçı yaftasıyla bastırır oldu.
Arap hayranlığı hükümette o kadar kabul görüyor ki Türkiye Cumhuriyetinin milletvekili, AKP milletvekili ''Türk ırkı yok'' diyebiliyor.
Bu sözüm ona Türk halkının vekili olması gereken şahıs, Araplar lehine Türk halkına yaptığı ırkçılığın, hesabını vermiyor.
Hangi hesaplarla, hangi kozlarla hangi biçimde sıkıştırılmışlıkla ülkenin işgaline göz yumanlar, çaresizce debeleniyor, ''abartıyorlar duvar ördük sınırlarımıza'' falan diyorlar; her yer Suriyeli, her yer Afganlı olunca ''kandırmadık, kandırılmadık'' yalan cümlesini akla getirmekten başka bir işe yaramayor tabii, bu kez ''garibanlar zulümden ateşten kaçtı, bu Afganlara sırtımızı mı dönelim'' diyorlar bu da hiç olmuyor, çünkü adamlar gencecik Afgan askeri, güçleri kuvvetleri yerinde, öyle gariban halleri olmadığı gibi, gariban diye belki tanımlanabilecek tüm yakınlarını ardında, ülkesiyle birlikte bırakmanın, onları ne yaptığına aldırmadan, seçilmiş belediye başkanına ''şerefsiz'' diyebiliyorlar.
Üslubum izin verseydi;
Lan oğlum şerefsiz mi arıyorsun; bak bir aynaya, bakalım orda gencecik olduğu halde ülkesini savaş içinde terk etmiş, gücü kuvveti yerinde bir asker görebilirsin belki, şerefsiz bir asker mesela...
Lan oğlum şerefsiz mi arıyorsun; bak bir aynaya bakalım orda gencecik olduğu halde yaşlı anne babasını terk etmiş evlat demeye utanıyorum, gücü kuvveti yerinde bir evlat görebilirsin belki, şerefsiz bir evlat mesela.....
Lan oğlum şerefsiz mi arıyorsun; bak bir aynaya bakalım orda gencecik olduğu halde çocuklarını terk etmiş, gücü kuvveti yerinde bir baba görebilirsin belki, şerefsiz bir baba mesela...
Lan oğlum Şerefsiz mi arıyorsun; bak bir aynaya bakalım, orda gencecik olduğu halde kız kardeşini savaş içinde bırakıp kaçmış, gücü kuvveti yerinde bir ağabey görebilirsin belki, şerefsiz bir ağabey mesela...
Lan oğlum Şerefsiz mi arıyorsun; bak bir aynaya bakalım, orda gencecik olduğu halde, karısını savaş içinde bırakıp kaçmış gücü kuvveti yerinde bir koca görebilirsin belki, şerefsiz bir koca mesela...
Derdim.
''Afgan sığınmacıları gücü kuvveti yerinde, 20 - 40 yaş arasındaki erkekler, neden savaştan sadece güçlü kuvvetli erkekler kaçıyor?'' diye sorabilirim değil mi?
Türkiye’nin göç sorunu ABD ve AB’nin emperyalist politikalarıdır, o politikalara hizmet edende Erdoğan, AKP hükümetidir ve bu göç asla mazlumlara sahip çıkma değildir, emperyalist bir kuşatmaya olur vermektir, hemde halka rağmen.
Hazine’yi yağmalayan, doğayı yakıp yıkanlar, komutanlarını askerlerini kumpaslarla tutuklatan tarikatların ve cemaatlerin savcıları oldular, fabrikaları sattılar, ormanları, tarımı yok ettiler halkın vergilerini kullanırken, halkın ihtiyaçlarını insanca yaşama hakkını hiçe sayıp, halkın parasıyla kendilerine yaptırdıkları saraylarda yaşayıp, uçak filoları lüks arabalarla yaptıkları gösterişe itibar dediler, halkada aly eder gibi çay attılar.
Artık dur demek gerekmez mi, topraklarımızı emperyalist savaşların sıçrama noktası yapmalarına da izin mi vereceğiz?
Erdoğan'n AB’yle imzaladığı geri kabul anlaşmasından kurtulmak ve Batı’yı kendi yarattığı göç sorununun sonucuyla baş başa bırakmanın yolunun, seçimden geçtiği apaçık, tabi ABD’nin işbirlikçisi 20-40 yaş erkek Afganların ülkede yarattığı ve yaratacağı kaos danda...
Asıl itibar, Mustafa Kemal Atatürk'ün; “Biz milliyet fikirlerini tatbikte çok gecikmiş ve çok gevşeklik göstermiş bir milletiz. Bunun zararlarını fazla faaliyetle gidermeğe çalışmalıyız…Bu hususta bizim milletimiz, milliyetinden anlamamazlık edişinin çok acı cezalarını gördü… Anladık ki, kabahatimiz kendimizi unutmaklığımızmış. Dünyanın bize hürmet göstermesini istiyorsak evvela biz, kendi benliğimize ve milliyetimize bu hürmeti hisseden, fikren, fiilen bütün tavır ve harekâtımızla gösterelim. Bilelim ki, millî benliğini bulamayan milletler başka milletlerin avıdır” söyleminde ki gerçekte yatmıyor mu....
SELMA
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.