Halkın Sayfası

Halkın Sayfası

Bende o zaman Kılıçdaroğlu'na sorardım, sen kimsin?

Çıkışı hep ord burda, Ekmelettin, Gül gibi Akp yi iktidardan düşürsen bile bir şey değişmeyecek zihniyetlerde arayan, tabanına da ''ne yapacaklar, seve seve oy verecekler'' biçimindeki yaklaşımlarıyla tepki toplayan Kemal Kılıçdaroğlu, son dönemde, tüm konuşmalarıyla iktidar için yürüdüğünü ifade ediyor, doğal olarak seçmeni de bunu görüyor ve ''nihayet'' diyor ve destekliyor, bu sefer seve seve...

Kılıçdaroğlu artık kendindende partisindende son derece emin, AKP gündeminin içinde debelenmiyor hatta gündem yaratıyor; işte gündem olan son söylemi; bakalım mı Erdoğan bu söyleme neden karşı çıkıyor? Türkiye Cumhuriyeti'nin ana muhalefet partisi lideri Türkiye Cumhuriyeti'nin memurlarını tehdit mi etti?

Kılıçdaroğlu;

“Herhalde neyi çaldıklarının farkındasınız. Çalınan çocuklarınızın memuriyetidir yani geleceğidir. Bu sistemde Erdoğan ve şürekasının kurdukları vakıfların tezgahından geçmeyenlerin, memur olmalarının neredeyse imkansız hale getirildiği görülmektedir. Daha önce memur olanların da görevde yükselmeleri TÜGVA tezgahından geçmelerine bağlanmıştır. Böylece kamuda yapmak istedikleri ne kadar illegal iş, rant, mafyatik çıkar varsa bunları yapacak memur militanlar düzene eklemlenmiştir. Şimdi hepimizin gördüğü, bildiği bir şey daha var. İktidarın değişmesine az kaldı. İktidar değiştiğinde soruşturmalar başlayacak ve eminim ki bu bürokratların bir kısmı; ‘Efendim emir aldık uygulamak zorunda kaldık’ diyeceklerdir.”

İşte bunu diyerek sıyrılırım diye düşünen, sarayın baskısına boyun eğerek kanun dışına çıkmış o devlet memurlarına buradan seslenmek istiyorum. Açıkça söylüyorum; vazife namına mafyatik düzene hizmet edemezsiniz. Kanun dışı işleri, emir olarak telakki edemezsiniz. Siz Erdoğan ailesinin değil, bu devletin şerefli memurlarısınız. Kamil akla gelmeniz için, Kılıçdaroğlu abinizin, amcanızın bu size son çağrısıdır.”

“18 Ekim Pazartesi itibariyle bu düzenin illegal isteklerine verdiğiniz tüm desteğin sorumluluğu size de ait olmaya başlayacaktır. ‘Emir almıştım’ diyerek bu kirli işlerden sıyrılamazsınız. Size kanun dışı her ne yaptırılıyorsa, pazartesi itibariyle durun. Bu illegal, paralel sistemlerden elinizi eteğinizi çekin. Size bunları yaptıranlara farklı bir muamele olacak elbet. Çünkü Sadi’nin dediği gibi, ‘Zalimleri bağışlamak, yoksullara cefadır.’ Söylediklerimi özetlemem gerekirse, Türkiye devleti yeniden halkın devleti olma yoluna girmiştir. Kurumları, bir şahsın ve ailesinin ahırına dönüştürenler, elbette ki hesap verecektir.

TÜGVA benzeri vakıfların üzerine çöktükleri devletin malları, hazineye iade edilecektir. Sizler hala kendinizi bu pislikten sıyırma şansına sahipsiniz. Bu şansı kullanın. Siz de şahit olun halkım.'' 

Türkiye Cumhuriyetinin Memurlarına ne diyor; yasalara uygun davranın yasa dışı işlere zorlansanız da yapmayın. 

Burada karşı çıkılacak bir şey var mı? Yasalara uygun davran, yasadışı talepleri karşılama...

Bunu Kılıçdaroğlu açık seçik dillendirmiş, dillendirmesede Türkiye Cumhuriyeti memurları yasalara uygun davranmak zorunda değil mi?

Kılıçdaroğlu'nun bu söyleminden ''tehdit, vesayet'' türeten Erdoğan'ın cevabına bakalım; 

"Öncelikle bu açıklama, tabii CHP zihniyetinin, vesayet zihniyeti olduğunun açık bir itirafıdır. Bürokrasiyi özellikle seçilmiş hükümete karşı çıkmaya davet etmek, vesayetten başka bir şey değildir.''

Bu açıklama için söylenecek çok şey var ama naif davranarak talihsiz olmuş demekle yetinelim.

Türkiye Cumhuriyetinin memurlarına yasalara uygun davranmaları gerektiği söylendiğinde, nasıl seçilmiş hükümete karşı çıkmaya davet edilmiş oluyorlar? Seçilmiş hükümet yasalara uygun olmayan talepler de bulunabileceğini itiraf etmiş olmuyor mu bu tepkisiyle. 

Ve Erdoğan'ın devam eden söylemine dönüp, TC memurlarına hukuka uygun davranın suç işlemeyin diyen Kılıçdaroğlunun çağrısı nasıl hukuk dışı olabilir.  Nasıl kamu düzenine tehdit olabilir? Anlamaya çalışalım.

Erdoğan; ''Tabii bu CHP zihniyetinin ilk böyle bir çılgınlığı da değildir. Bu hukuk dışı çağrı, kamu düzenine ciddi bir tehdittir.'' diyor. 

Çıkın işin içinden çıkabilirseniz. Yasalara uyun çağrısı yasa dışı olabilir mi? Kamu düzeni asıl kanun hak hukuk tanımayınca bozulmaz mı aslında?

''Bunlar ne devlet yönetimini ne milli iradenin ne de demokrasinin ne olduğunu biliyorlar.'' da diyor bu durumda demokrasi; hukuka uygun ya da değil, seçilmişse, devlet memurlarının hükümetin talimatlarını yerine getirmesi mi oluyor? 

Sizi bilmem ama benim aklım gerçekten yandı.

Ve devam ediyor; 

''Bunlardan tamamıyla uzak bir yapının maalesef tezahürü. Milletimiz, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi için iradesini ortaya koydu. Bu tercihin bir sebebi de vesayet düzenini kalıcı olarak ortadan kaldırmaktır. Hatırlayın, parlamenter sistemde bürokrasiyle seçilmiş irade arasında hep çatışmalar olurdu. CHP zihniyeti, her zaman bürokrasiyi seçilmiş iradeyi sınırlandıracak bir enstrüman olarak kullandı. Milletimiz de bütün bunlardan bıktığı içindir ki başkanlık sistemini tercih etti. Yeni sistem, bürokrasinin siyasi olma özelliğini ortadan kaldırdı ve bürokrasiyi gerçek anlamda idari bürokrasi haline getirdi. Biz, CHP'nin özlemini çektiği vesayet düzeninin defterini çoktan dürdük.''

Burada elle tutulur bulduğum tek cümle, ''defterini çoktan dürdük.'' defteri dürülenin hak hukuk gözeten, yasalarla işleyen sistem olduğu açıkça ifade ediliyor.

Adam ''hatırlayın parlamenter sistemde bürokrasiyle, seçilmiş irade arasında çatışmalar olurdu'' diyor. E, olur tabi, bürokrasi yasalarla düzenlenmiş bir sistem, yasalara uymayan bir talep karşısında seçilmiş bir iradede olsan yasa dışı talepte bulunan, karşı çıkar tabii. Çaldırmaz, çırptırmaz, adam kayırtmaz, tek adama yada sülalesine değil, halka hizmet eder.

Buna bile bu kadar açıktan karşı çıkma, insanda naiflik falan bırakmıyor; cümlenin başında Cumhurbaşkanı yerine adam demem ondandır. 

Şimdi bir Cumhurbaşkanının, bir ana muhalefet liderine, Kılıçdaroğlu'nun söylemine gerektiği gibi karşı çıkma cümlesi geliyor ki, bence sadece bunu söylemeliydi.

''Cumhurbaşkanından en alt düzeydeki memuruna kadar herkes görevini hukuka uygun yapmak mecburiyetindedir.''

Bende o zaman Kılıçdaroğlu'na sorardım, sen kimsin, benden çalınanları, çalanları, çalmaya zemin hazırlayanları, istediğin tarih itibariyle affedebiliyorsun?

Fetö suçları için Erdoğanın belirlediği, seninde şiddetle ve haklı olarak karşı çıktığın milatla, senin verdiğin tarihin arasında ki farkı açıklayabilir misin?                                                                                                        Hukukun ne sana, ne de Erdoğan'a böyle bir yetki vermediğini, istemli ya da istemsiz; hukuka aykırı olan işlerin, suçların, olası yargılamaların önünü, anlaşmalı ya da anlaşmasız kapayamayacağını, bununda suç, suça ortaklık olduğunu, bir pazarlık konusu olamayacağını bilmiyor musun?

Selma  ŞENEL SEVİNÇ

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.