Halkın Sayfası
1970’teki devalüasyon Demirel'i, 1994’teki devalüasyon Çiller'i iktidardan etmiştir, ben diyorum ki; ''sandık, sıradakini işaret ediyor.''
19 yıllık AKP iktidarının dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş, bence tam olarak ''ucube'' diye tanımlanabilecek Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini sonlandıracak olan, Türk parasının freni bozulmuş şekilde yokuş aşağı gidişi olacak.
Herkesin gördüğü; her alandaki hızlı çürümüşlüğü, sistemin işlemediğini, işlemesinin zaten mümkün olmamasına rağmen, büyük emperyalist gücün, güçler ayrılığının büyük bir sorun olmasını, 1 Mart tezkeresinin reddedilmesiyle görmesinden kaynaklı, her yolla iknası kolay, ''tek adam'' formulünün gerekliliği üzerine doğmuş olan, aslında bir sistem bile denemeyecek bu yönetim biçiminin iflasını göremeyen iktidar partisinin yapmaya çalıştığı ne olursa olsun iktidarda kalmanın yollarını aramaktan öteye gitmediği için ne freni bozulmuşluk onarılabiliyor, ne de yokuş aşağı gidişde bir hız kesme sağlanabiliyor.
Çağdaş dünya; sosyal medya, artırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik, çevrimiçi oyunlar, kripto paralar, sanal gözlükler, yapay zeka çalışmaları yaparken, fiziki dünya ile sanal dünya arasındaki sınırlar kalkarken, Facebook’un çatı şirketi Metaverse gibi dijital dünyaları birleştiren paralel evrenler yaratılan çalışmalar içine girerken, bizim yaptığımız yeni düzende varolmak şöyle dursun; neredeyse 1923 itibariyle kazanımlarımızın elimizden gitmemesi için hala uğraş veriyor olmaktan ibaret.
Erdoğan'ın sanal gerçekliği ise; imajını toparlamak istediğinde ekonomik sıkıntıları ve pahalılığı örtme ihtiyacı duyduğunda yarattığı; bir “One minute”, bir de on büyükelçi olayından ibaret.
Aslında, Türk parasına değer kaybettirerek, ihracat gelirlerinde artış ve istihdam yaratarak ekonomiyi düzeltmeyi planlayan, dolar yükselirken dünyada görülmemiş faiz indirimi de Erdoğan'ın sanal gerçeklik alanında önemli bir çalışması olarak incelenebilir.
Bu kısa dönem kazancının, ihracat döviz girdisinin, şu söz edilmesi yasak kayıp Merkez Bankası rezervleri için elzem olduğunu kabul etmek gerekir kesinlikle.
Bu arada Merkez Bankası'ndan sonra devlet bankalarınında faiz indirmeye başlamasıyla şişirilmiş satılamayan konutları ellerinde kalan müteahhitlerin, kredilerini ödemelerini kolaylaştırması sağlanacak diye düşünülse de, yumurta tavuk misali, faizin doları, doların da her şeyi artırdığı bilgisiyle, evdeki hesabın çarşıda bozulması daha yüksek ihtimal olduğu gibi alıcı da düşük faizle ev alma planlarının düşük faizin konut fiaatlarını her zaman artırdığı gerçeğiyle yıkılma ihtimalini de görmesi gerek.
Erdoğan'ın her alandaki kötü gidişatı, hak, hukuk, eğitim, bilim, liyakat, güçler ayrılığı ve eşit paylaşım biçiminde çözmek yerine, sözüm ona imaj, safları sıkılaştırma gibi yöntemleri seçmesinin ülkeyi mevcut duruma getiren benzer çözümlerinden biride güya Amerika ve Rusya'ya kafa tutarak “Kendi göbeğimizi kendimiz keseriz” diyerek; Irak ve Suriye’ye yapılacak sınır ötesi operasyonlar için, iki yıllık yetki tasarısını Meclis’ten geçirmesi olmadı mı?
Dolarda durum çift haneye ramak bırakmışken diyorum ki; sanal gerçeklik tamamda, Türkiye'nin de bir gerçekliği var ki; Türk parası dolar karşısında değer kaybettiğinde yani “devalüasyon” dönemlerinde iktidarlar seçim kaybeder.
1970’teki devalüasyon Demirel'i ,1994’teki devalüasyon Çiller'i iktidardan etmişti.
Buradan yola çıkarak 2023; 1923 ün ''rövanşı'' olan seçim sandığı, sıradakini işaret ediyor demek, sanal gerçeklik değildir, diyebiliriz, ne dersiniz?
SELMA ŞENEL SEVİNÇ
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.