Deniz Baykal neden?

Bugünlerde yaşadığımız ağır deprem nedeniyle ABD Uçak Gemisi’nin ‘Gerekirse Türkiye’ye yardım etmek’ için Doğu Akdeniz’de demirlemiş olmasından bile endişe ediyoruz ya, ABD ne yapmaya çalışıyor diye…

Bir de şöyle düşünün;

-65 bin Amerikan askeri Güneydoğu Anadolu’ya yerleşmiş,

-Yüzlerce Amerikan F16 savaş uçağı ve helikopteri İstanbul Sabiha Gökçen ve Diyarbakır dahil Türkiye’nin havaalanlarında üslenmiş,

-ABD Savaş gemileri Trabzon ve İskenderun dahil Türkiye’nin 7 limanına demir atmış.

O günlerde…

ABD Yönetimi kabul edileceğinden o kadar emindi ki, daha hükümet tezkeresi TBMM’de görüşülmeden, onbinlerce asker taşıyan savaş gemilerini İskenderun limanı açıklarına kadar getirmiş, ADB uçaklarının yerleşeceği havaalanlarında ön çalışmalar başlamış, Güneydoğu Anadolu’da kurulacak Amerikan askeri üsleri için binlerce dönüm araziler kiralanmıştı.

Çünkü TBMM’de 364 milletvekili ile ezici bir çoğunluğu bulunan AKP iktidarı ikna edilmişti.

Hatta kamuoyu desteği için medya bile ayarlanmıştı.

Türkiye’nin en büyük medya patronunun petrol şirketi ile Türkiye ve Irak’ta konuşlanacak ABD ordusunun petrol ihtiyacı için lojistik anlaşma imzalanmıştı.

İktidar, medya, Ordu herkes tamam demişti.

Sadece CHP lideri Deniz Baykal itiraz ediyordu.

Siyasal İktidardan medyaya, Dışişleri bürokratlarından ordunun komuta kademesine kadar herkesi ikna eden ABD Yönetimi, defalarca görüşmesine rağmen Deniz Baykal’ı ikna edemiyordu.

1 Mart 2003 günü TBMM Genel Kurulundaki ünlü tezkere oylaması gelip çatmıştı…

Gizli oturumda; Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yabancı ülkelere gönderilmesi ve yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye'de bulunması için Hükümet’e yetki verilmesine ilişkin başbakanlık tezkeresi’ görüşülüp oylanıyordu.

Daha Meclis Genel Kurulu’ndaki oylama netleşmeden, büyük medyanın o gün tezkere için Meclis’te konumlanmış ünlü Ankara Temsilcileri televizyonlarında ’Son Dakika’ diye ‘tezkerenin kabul edildiğini’ müjdelediler!

Fakat hayır…

Yaklaşık 4-5 dakika sonra gerçek anlaşıldı ve 1 Mart Tezkeresi olarak tarihe geçen aslında ‘ABD ordusunun tüm unsurlarıyla Türkiye’de konuşlanmasına izin veren’ Hükümet Tezkeresinin ‘yeterli kabul sayısına ulaşamadığı için’ reddedildiği ortaya çıktı.

Başında olduğu CHP Gruba tek fire bile vermeden ret oyu kullanmakla kalmamış, oylama öncesi yaptığı konuşmayla Deniz Baykal, 70’den fazla AKP milletvekilinin de oyunu ret’e çevirmişti.

Deniz Baykal bu olay sonrası ABD’nin Türkiye’deki 1 numaralı hedefi olmuştu. Ve adının karşısına ‘Uyumsuz adam’ notu düşüldü.

Ardından Ergenekon ve Balyoz kumpasları sürecinde yine aykırı davranarak “Ben bu davanın avukatıyım” dedi.

Ve sonrasını biliyorsunuz…

—-

Deniz bey ile uzun yıllar yakın çalışma şansım oldu.

15 Temmuz 2016 darbe girişimi gecesi daha kimin ne olduğunun belli olmadığı erkence bir saatte, sanıyorum 23.30 civarında Deniz beyi aradım:

Bana aynen, ‘Bu TSK içindeki bir azınlığın kalkışması ve bastırılacak. Bastırılması da gerekiyor…’ dedi.

Oysa Deniz Beye de bilgi vermem gerekir diye kendisinden önce, tanıdığım 2 emekli general ile çok önemli bir siyasetçiyi aramıştım.

Ne oluyor, kim bunlar diye sormuştum. Generaller, ‘Atatürkçü arkadaşların girişimine benziyor…’ demişti.

Aradığım çok önemli siyasetçi ise şöyle demişti:

‘Genelkurmay Başkanı ve komuta kademesi de galiba işin içinde, kurumsal bir darbeye benziyor…’

Zaman zaman TSK Komuta kademesiyle ters düşmelerine, muhalefette olduğu halde MİT’ten kendisine brifingler verilmesine tanıklık ettim. En güçlü hissettiği anlarına da, en zayıf hissettiği anlarına da tanık oldum.

Bir defasında ‘Bu kadar kavganın içinde nasıl yeter artık demiyorsunuz, bu motivasyonunuz hiç bitmiyor mu’ diye sorduğumda bana şöyle demişti:

‘’En kötü, en karamsar hissettiğim anda Nutuk’u elime alır rasgele açıp bir-kaç sayfa okurum. O bir kaç sayfayı okuyunca moralim ve motivasyonum yükselir. Sen de öyle yap.’’

—-

Deniz Baykal’ın en yakın yol arkadaşı ve dostu olan Erol Çevikçe ölüm haberi üzerine dostlarına Whatsap’dan şöyle bir mesaj attı:

‘’Derin bir yeis içindeyim. En büyük üzüntüm,  Deniz Baykal niteliğinde bir siyaset ve devlet adamının halkımıza ve ülkemize gerekli ve yeterli hizmet fırsatı bulamadan sonsuzluğa gitmesidir.

Atatürk ve Inönü' den sonra partimiz ve laik demokratik cumhuriyetimiz için en değerli ve önemli kayıptır.

Sevgi ve özlemle hep arayacağız.’’

Şaban Sevinç

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum