
Naim Babüroğlu
Sevr gerçekleri ve Saltanat Şurası
VATANIMIZI PARÇALAYAN SEVR ANTLAŞMASI 10 AĞUSTOS 1920’DE İMZALANMIŞTI
30 Ekim 1918...
Osmanlı Devleti’ni tarihten silen Mondros Ateşkes Antlaşması, Padişah Vahdettin’in talimatıyla imzalanır. 620 yıllık Osmanlı Devleti’ni sonlandıran Antlaşma’nın şerefine neler yapılmaz ki... İstanbul hükümeti, bu antlaşmayı muhteşem bir başarı olarak tanıtır. Osmanlı PTT’si, bu antlaşma için anma pulları bile çıkarır. ★★★ ABD ve İngiliz dışişleri bakanlıklarının gizli belgelerinde şöyle yazıyordu:
“İstanbul tamamen Türklerden alınmalıdır. Bir veba mikrobu ve harplerin yaratıcısı olan Türkler Avrupa’dan atılmalıdır.” ★★★ İngiltere’nin İstanbul Yüksek Komiseri Amiral Sir de Robeck, Dışişleri Bakanı Lord Curzon’a gönderdiği mesajda bir “Kürdistan” devletinin kurulması gerektiğini yazar: “Kürdistan, Türkiye’den tamamen ayrılıp hür olmalıdır. Ermenilerle Kürtlerin menfaatlerini bağdaştırabiliriz. İstanbul’daki Kürt Kulübü Başkanı Sait Abdülkadir emrimizdedir.” ★★★ Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan 14 gün sonra 13 Kasım 1918’de, Osmanlı Başkenti İstanbul fiilen işgal edilir. 16 Mart 1920’de, İstanbul resmen işgal altındadır. 16 Mart sabahı, Fransız Yüksek Komiserliği’nin Baş Tercümanı M.Ledoux, Padişah Vahdettin’i ziyaret eder. İşgali şöyle duyurur: “Bugün itibariyle Müttefikler İstanbul’u resmen işgal etmişlerdir. Durumu size tebliğ ediyorum.” ★★★ İngiltere Yüksek Komiserliği’nden Andrew Ryan, sabah erkenden Sadrazam Salih Paşa’yı ziyaret eder. İşgalin gerekçesini bildiren notayı verir. Başkentin işgal edilmesi üzerine, 16 Mart 1920’de Rauf Orbay, Meclis Başkan Vekili Abdülaziz Mecdi Tolun ve Konya Milletvekili Vehbi Efendi saraya giderler. Meclis heyeti, padişahtan işgale karşı çıkmasını ister. Sultan Vahdettin bu isteği kabul etmez. ★★★ Vahdettin’den heyete: “İşittiniz mi beyefendi? Bu adamlar her şeyi yaparlar. Yaptıkları bu kadarla da kalmaz... Daha fazlasını yapmaya cüret edebilirler. Onun için Meclisteki konuşmalarınıza dikkat edin.” Heyet: “Efendim, ne yapsalar milleti yıldıramazlar millet, hilafet ve saltanata sadıktır. Memleketin kurtarılması için uğraşıyoruz, müsterih olunuz padişahım!” Padişah: “Tekrar ediyorum, akıl için yol birdir, vaziyet meydandadır, isterlerse yarın Ankara’ya da giderler.” Heyet: “Müsaade buyurun!.. Hilafet ve saltanat makamı ile memleketin kurtarılması söz konusudur... Milletin sizden istediği, Meclis kararı olmadan herhangi bir milletler arası belgeyi imzalamamaktır. Aksi takdirde, istikbali çok karanlık görüyoruz...” ★★★ Vahdettin, şu tarihi cevabı verir: “Rauf Bey! Bir millet var, koyun sürüsü. Buna bir çoban lazım. O da benim.” ★★★ Osmanlı’nın 36’ncı Padişahı ve 115’inci İslam Halifesi, Fatih Sultan Mehmet’in emanetini korumak için tepki bile göstermez. Ona göre, millet “koyun sürüsü”, kendisi de “çoban”... ★★★ Ateşkesten sonra sıra barış antlaşmasındadır. Sevr Antlaşması toplantılarına, Fransa Başbakanı Millerand başkanlık eder. ★★★ Millerand, 11 Mayıs 1920’de Paris’te bulunan Osmanlı Heyeti’nden eski sadrazam Ahmet Tevfik Paşa’ya, Osmanlı’nın paylaşım planını içeren dosyayı verir. Ve şunu söyler: “Müttefik devletlerin barış anlaşması şartları bunlardır. Size bir aylık süre veriyorum. Şartları inceleyin ve daha sonra gelin.” ★★★ Protokol toplantısı, sadece üç dakika sürmüştü. 620 yıllık Osmanlı’yı sona erdiren toplantı, üç dakikada bitmişti. Ahmet Tevfik Paşa, dosyayı inceler. Ve 12 Mayıs 1920’de, İstanbul’a telgraf çeker: “Verilen antlaşma şartlarının bir devlet kavramı ile ilgisi yoktur.” ★★★ Antlaşmayla: İzmir Yunanistan’a veriliyor ve bu bölgenin Ayvalık, Bergama, Menemen, Manisa ve Akhisar gibi yerleşimleri de bu bölünmeden payını alıyordu. Ermenistan ve Kürdistan isimli iki devlet kuruluyordu. Erzurum, Van ve Bitlis gibi Türk vilayetleri, Ermenistan’a bırakılıyor ve bu devletin denize çıkışı için Trabzon bölgesinde bir koridor sağlanıyordu. Anadolu’nun belli bölgeleri, müttefikler tarafından işgal bölgesi kabul ediliyordu. ★★★ Padişah Vahdettin, Osmanlı Devleti’ni tarihten silen antlaşmanın sorumluluğunu almak istemez. Antlaşma hükümlerini görüşmek üzere, devletin ileri gelenlerinin yer aldığı Saltanat Şurası’nın toplanmasına karar verir. Şura, 22 Temmuz 1920’de, Yıldız Sarayı’nda toplanır. ★★★ Söz alanlar görüşlerini açıklar. Padişah Vahdettin, “kabul edenler ayağa kalksın” diyerek Sevr’i oylamaya sunar. Şura’da, sadece Topçu General Rıza Paşa ayağa kalkmaz. Diğerleri, antlaşmayı kabul eder. Vahdettin, böylece sorumluluğu üzerinden atmış ve istediği gibi Sevr’i kabul ettirmiş olur. ★★★ Padişah, Sevr’in imzalanması için üç kişilik heyet görevlendirir. Eğitim Bakanı Hadi Paşa, Danıştay Başkanı Rıza Tevfik ve Bern Büyükelçisi Reşat Halis. 10 Ağustos 1920... Osmanlı Devleti’nin idam kararı 433 maddelik Sevr Antlaşması, Paris civarındaki Sevr Çini Müzesi’nin Neptün salonunda imzalanır. ★★★ Sevr Antlaşması’nın imzalanacağı toplantı sürerken, Osmanlı heyeti dört saat dışarıda bekletilir. Saat 16.00’da salona alınır. Önce Hadi Paşa, sonra Rıza Tevfik ve Reşat Halis antlaşmayı imzalarlar. ★★★ Ardından, İngiltere, Fransa, Belçika ve İtalya... En sonunda, Yunanistan Başbakanı Venizelos ve Yunanistan’ın Paris Büyükelçisi Romanis imzalarını atarlar. İmza töreni, toplam 15 dakikada biter. 620 yıllık Osmanlı’nın idamı için ayrılan süre, 15 dakikadır. İmzadan sonra, Yunanistan Başbakanı Venizelos küstahça, Türkiye’yi aşağılayan bir konuşma yapar. Ülkesine bir başarı telgrafı çeker. Yunanistan’da büyük şenlikler düzenlenir. ★★★ Mustafa Kemal Paşa ve başkanı olduğu TBMM, Sevr’e çok sert tepki gösterir. TBMM, 19 Ağustos 1920’de Sevr’i tanımadığını ilan eder. Sevr’i onaylayan Şura üyeleriyle, imzalayanları vatan haini sayarak vatandaşlıktan çıkarır. ★★★ TBMM’de yapılan görüşmelerde, Bolu Milletvekili Tunalı Hilmi Bey, Padişahı, Sevr Antlaşması’na boyun eğdiği için “taçlı hain” olarak adlandırır. İngiltere Başbakanı Lloyd George, Avam Kamarası’nda şunları söyler: “Türkiye sahneden siliniyor diye üzülecek değiliz...” Büyük Zafer’den sonra, aynı Lloyd George’un siyasi hayatı da sona erer. 1683 yılında İkinci Viyana bozgunuyla başlayan çekilme, Sakarya Meydan Muharebesi Zaferi’yle durdurulur. 26 Ağustos 1922’de başlayan Büyük Taarruz’la işgalcilerin hayalleri yerle bir edilir. ★★★ Ve... 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması’yla, Sevr tarihin çöplüğüne atılır. ★★★ 1453’te Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilen İstanbul, 13 Kasım 1918’de 6’ncı Mehmet Vahdettin döneminde işgalcilere teslim edilir. Beş yıl esaret hayatı yaşayan İstanbul’u, Mustafa Kemal Paşa 6 Ekim 1923’te kurtararak, Fatih’in emanetine sahip çıkar. Atatürk Nutuk’ta Sevr’i şöyle tanımlar: “Türk milleti aleyhine, asırlardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşmasıyla tamamlandığı zannedilmiş, büyük bir suikast...” ★★★ 105 yıl geçti... Sevr’i hazırlayanlar, hayal kırıklığını ve yenilgiyi unutmadılar ★★★ Sevr’de kendilerine devlet verilenler, “100 yıldır devlet olmamız engellendi” derler. İşbirlikçileri de, “Cumhuriyet’in 1923’te açılan bir parantez” olduğunu söylerler. ★★★ Türkiye’yi parçalamak isteyenler, hedeflerine hiç bu kadar yaklaşamamışlardı. “Ulus” ve “üniter” devlet yapısı; “Cumhuriyet” ve “Lozan” hiç bu denli saldırıya uğramamıştı. Sevr’in kabulü için toplanan Saltanat Şurası’ndan... 105 yıl sonra, PKK terör örgütü başının isteğiyle oluşturulan Komisyon’a... ★★★ “Tarih tekerrürdür” derler...
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.