Naim Babüroğlu

Naim Babüroğlu

Naim Babüroğlu Gazi Meclis’te meydan okuma

İngiliz casus Yarbay Lawrence, 1916-1918 yıllarında Arapları Osmanlı Devleti’ne karşı ayaklandırır. Başarısının sırrını şöyle açıklar: “Osmanlı İmparatorluğu’nu Orta Doğu’da parçalama başarısını, yöredeki etnik mozaiği birbirine karşı kullanarak elde ettim.” Yani, etnik ayrımcılığı kışkırtarak... ★★★ Suudi Arabistan’ın 20 yıl boyunca, ABD büyükelçiliğini yaptı. Dönemin ABD Başkanı Bush’a yakınlığı nedeniyle, adı “Bandar Bush”a çıktı. Suudi Arabistan İstihbarat Başkanlığı görevinde bulundu. Adı, Prens Bandar Bin Sultan... ★★★ Prens Bandar, tarihi gerçeği açıkça itiraf eder. Ve der ki: “Biz Amerika’nın Doğu-Batı veya anti-komünizm tezlerini kullanmadık, dini kullandık.” Yani, mezhep ayrımcılığı yaparak... ★★★ “Eski Türkiye”de, kimin hangi mezhepten, hangi etnik yapıdan olduğu bilinmezdi. Sormak, ayıp kabul edilirdi. Şimdi... Etnik ve mezhepsel ayrımcılık zirvede... ★★★ Türk, Kürt, Arap, Alevi, Sünni söylemleriyle kutuplaşma zirveye tırmandı. İç cephe çöktü... ★★★ Dünyanın en büyük strateji ustası Atatürk der ki: “Asıl olan iç cephedir. Bu cephe bütün memleketin, bütün milletin meydana getirdiği cephedir. Dış cephe, doğrudan doğruya ordunun düşman karşısındaki silahlı cephesidir. Bu cephe sarsılabilir, değişebilir, mağlûp olabilir; fakat bu durum, hiçbir zaman bir memleketi, bir milleti yok edemez. Önemli olan, memleketi temelinden yıkan, milleti tutsak ettiren, iç cephenin çökmesidir...” Atatürk’ü dinleyen kim?.. ★★★ 1920’de Türkiye’nin parçalanmasını başaramadılar... Ama, 100 yıl sonra bugün, PKK terör örgütünü kullanarak son aşamaya geldiler. Etnik ayrımcılığı kullanarak, Gazi Meclis’te terörist başı lehinde slogan atma cüretkârlığını gösterdiler... Gazi Meclis’te, yüksek sesle ve ısrarla “Kürdistan” diye haykırmaya başladılar. ★★★ Devlete meydan okuyan bir cüretkarlık... “Terörsüz Türkiye” süreci rüzgarından aldıkları cesaretin ürünüdür, bu hadsizlik... ★★★ Gelinen aşamada, “Kürt Sorunu” diye dillendirdikleri nakaratın, terörist başı “Öcalan’a özgürlük” olduğu anlaşıldı... 40 bin kişinin katiline özgürlük... ★★★ Meclis’te kurulan süreç Komisyonu’nun varoluş amacı, PKK’nın silah bırakması değil miydi?.. Silah bırakan PKK var mı?.. Henüz yok... ★★★ Tersine, Suriye’deki PKK’nın kolu YPG/SDG’nin elinde ağır silah ve araçlar var. YPG/SDG’nin silah bırakması, dağılması mümkün mü?.. Kesinlikle hayır, istese de bırakamaz. Çünkü, ABD istemez... ★★★ 28 Ağustos 2025’te İmralı ile görüşme sonrası, Pervin Buldan ne demişti?.. Öcalan’ın, “Suriye ve Rojava (PKK/YPG bölgesi) kırmızı çizgimdir. Benim için orası ayrıdır” dediğini açıklamıştı. ★★★ Komisyon’un varoluş amacı, PKK’nın silah bırakması ve “Terörsüz Türkiye” ise... Ve ortada silah bırakan PKK yok ise... Komisyon, neden çalışmaya devam ediyor sorusu anlamlı değil mi?.. ★★★ 6 Ekim 2025’te, ABD Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Barrack ile ABD Merkez Kuvvetleri (CENTCOM) Komutanı, YPG/SDG’yi ziyaret ederler. Görüşmede, Suriye’de PYD/PKK Dış İlişkiler Eş Başkanı (yani Dışişleri Bakanı) İlham Ahmed’in söyledikleri: “Entegrasyon (Şam yönetimi ve ordusuyla), eğer tasfiye anlamına geliyorsa, kabul edilemez... Geçmişin merkeziyetçi modeline dönüş olmayacaktır.” Yani, silah bırakma ve dağılma söz konusu değil... Kuzey Irak modeline benzer özerk bir yapıya, büyük hızla koşuyorlar. ★★★ Soru şu... Suriye’deki PKK kolu dahil, tüm bağlantıları silah bırakıncaya kadar Komisyon toplantılarına neden ara verilmiyor? ★★★ 6 Ekim 2025’te ABD Ankara Büyükelçisi ile ABD Merkez Kuvvetleri Komutanı’nın Suriye’de PKK/YPG/SDG’yi ziyaretinde önemli bir gelişime yaşandı. Bir harita önünde fotoğraf çektirdiler. Haritada Hatay, Suriye’nin bir parçası olarak yer alıyordu. Çünkü, “Kürdistan” dedikleri bölgenin sınırları içinde Hatay da var... Çünkü Hatay dahil olmak üzere, Kahramanmaraş, Erzincan, Erzurum, Kars ve güneyi “Kürdistan” olarak belirtiliyor... ★★★ Türkiye, bu elçiyi henüz çağırıp bilgi talep etmedi... Türkiye, bu elçiyi henüz sınır dışı etmedi... Ve Türkiye, ABD’ye yönelik henüz sert bir kınama açıklaması yapmadı... ★★★ Unutulmasın... Hatay, Atatürk’ün emanetidir ve Atatürk Hatay şehididir. ★★★ Türk İstiklal Savaşı’nın hafızası Gazi Meclis’te, terörist başı sloganları atılmaya başlandıysa... Atatürk’e saygısı olmayan teğmen, görevine iade ediliyorsa... Hatay Türkiye’nin sınırları dışında gösteriliyorsa ve bu haritanın önünde ABD Büyükelçisi fotoğraf çektiriyorsa... ★★★ PKK başı, çok mutludur... Sevr hayalleri yerle bir olanlar, çok mutludur... Türkiye’yi parçalamak isteyenler, çok mutludur... ★★★ Gölge düşerken Gazi Meclis’e... Sevr’in hayaletleri kol gezerken... Bazı partilerin sessizliği, derin bir ıstıraptır aslında... Atatürk’ün emanetine saldıranlara suskunluktur, bu sessizlik... Ve o sessizlik, tarihe kazınan bir izdir...

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.