
Naim Babüroğlu
Filistin yok olmuştur
Filistin toprakları, 1517’den itibaren dört yüzyıl boyunca Osmanlı Devleti’nin egemenliğinde kaldı. 1897’de Theodor Herzl, Birinci Siyonist Kongresi topladı. Amaç, Yahudi halkına Filistin topraklarında bir yurt kurmak. ★★★ Zaten ön hazırlık yapılmış, 1882’den itibaren, Filistin topraklarına Yahudi göçü başlamıştı. II. Abdülhamid döneminde, Osmanlı toprağı Filistin’e Yahudilere önemli miktarda toprak satışı yapıldı. Rothschild ailesi, 1882-1918 yıllarında Filistin’de yaklaşık 500 bin dönüm arazi satın aldı. Ve Sultan Abdülhamid zamanında, Filistin’deki Yahudi nüfusu üç kat arttı. ★★★ Takvimler, 2 Kasım 1917’yi gösterdiğinde bugünkü çatışmaların da temeli atıldı. Dönemin İngiltere Dışişleri Bakanı Arthur James Balfour, kendi adını taşıyan bir bildiri yayımladı. Meşhur, Balfour Deklarasyonu... İngiltere’nin Filistin topraklarında Yahudiler için bir “yurt” kurulmasını desteklediği belge. Balfour Deklarasyonu, Ortadoğu tarihini derinden etkileyen ve İsrail-Filistin çatışmasının temelini oluşturan kilometre taşıdır. 1917’de Filistin, hala Osmanlı toprağıydı. ★★★ Birinci Dünya Savaşı’nın ardından Filistin, İngiliz mandası yönetimi altına girer. İngiltere’nin yönetimindeki Filistin topraklarına, 1920’ler ve 1930’lar boyunca Yahudi göçleri artar. ★★★ 14 Mayıs 1948’de, Filistin topraklarında İsrail devleti ilan edilir. Ertesi gün, Arap ülkeleri savaş açar. İsrail, bu savaşta üstün gelir ve düşünülenden daha fazla toprak kazanır. İsrail’in kurulmasının ardından, Filistin yerleşim birimlerine saldırılar başlar. Ve komşu Arap ülkelerine, yaklaşık bir milyon Filistinli göç eder. Bu göç, Filistin tarihinde “Nakba (Büyük Felaket)” olarak anılır. ★★★ 28 Mayıs 1964 İsrail işgaline karşı mücadele etmek amacıyla, Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) kurulur. 1968’de, Yaser Arafat liderliğindeki FKÖ, Ortadoğu’nun en önemli direniş örgütü olur. ★★★ 5 Haziran 1967... “Altı Gün Savaşı” olarak adlandırılan, Arap-İsrail Savaşı patlak verir. İsrail; Mısır, Ürdün ve Suriye ittifakını yenilgiye uğratır. Mısır’ın Sina Yarımadası’nı, Suriye’nin Golan Tepelerini, Filistin’in Doğu Kudüs ve Batı Şeria topraklarını işgal eder. ★★★ 6 Ekim 1973, Yom Kippur Savaşı... Suriye ve Mısır, 1967’de kaybedilen toprakları geri almak için İsrail’le savaşı başlatırlar. Ancak, yaklaşık üç hafta süren savaşta üstünlüğü İsrail ele geçirir. Suriye ve Mısır, ateşkes istemek zorunda kalırlar. ★★★ 1987... FKÖ, İsrail’e karşı İntifada (ayaklanma) eylemlerini başlatır. İntifada, altı yıl sürer. Bu dönemde, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu dahil, dünya ve Batı kamuoyunun Filistin mücadelesine desteği artar. İsrail’in sert müdahalesi, uluslararası tepkilere yol açar. ★★★ 1987 yılı, Filistin direnişinin dönüm noktasıdır. Laik ve seküler FKÖ güçlenmiş ve dünya tarafından desteklenmeye başlanmıştı. Tam bu zamanda, 1987’de Mısır merkezli Müslüman Kardeşler hareketinin bir uzantısı olan Hamas (İslami Direniş Hareketi) kurulur. İsrail de zaten, FKÖ’yü zayıflatmak için İslami cemaatlerin büyümesini teşvik etmektedir. ★★★ 1993’te Oslo Anlaşması ile Filistin Özerk Yönetimi kurulur. Filistin lideri Yaser Arafat ve İsrail Başbakanı İzak Rabin el sıkışırlar. Filistinlilere, bazı bölgelerde özerklik tanınır. ★★★ Yıllar geçtikçe Hamas, FKÖ’nün hem ideolojik hem bölgesel açıdan rakibi olur. 2007’de, Gazze’de kontrolü ele geçirir. Ve Filistin tarihinde ilk kez Filistin mücadelesi, Gazze ve Batı Şeria olmak üzere ikiye bölünür. Milliyetçi, seküler ve sol çizgideki Filistin direnişinin yerini, İslamcı örgütler almaya başlar. Bu bölünme, Filistin siyasetinde bugün hâlâ devam eden ikili yapıyı doğurur. Ve Filistin gittikçe zayıflar. ABD ve İsrail’in istediği de buydu... Böylece, Filistin’in tabutuna birinci çivi çakılmış olur. ★★★ Bu arada, ABD bölgeyi şekillendirme adımlarını hızlandırır. 2003’te, İsrail’e şiddetle karşı çıkan Irak’ı işgal eder ve parçalar. 2011’de, İsrail’e şiddetli tepki gösteren Libya ve Suriye’yi parçalar. Ve İsrail’in önündeki en önemli engeller kaldırılmış olur. Ve Filistin’in tabutuna ikinci çivi çakılır. ★★★ Irak, Suriye, Libya parçalanırken Arap ülkeleri ve bazı Müslüman ülkeler ABD’yle işbirliği yaparlar. İsrail’in önünü açarlar ve Filistin’in yok oluş taşlarını ABD’yle birlikte döşerler. ★★★ 2017’de Trump, hiçbir ABD Başkanı’nın yapmadığını yapar. Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa’nın bulunduğu kutsal kent Kudüs’ü, İsrail’in başkent ilan eder. ★★★ Trump bununla da yetinmez... 2019’da, 1967’de işgal edilen Suriye’ye ait Golan tepelerini, İsrail toprağı olarak kabul eder. ★★★ Takvimler, 7 Ekim 2023’ü gösterdiğinde... Hamas, İsrail’e yönelik en büyük saldırısını düzenler. İsrail, Gazze’yi yerle bir eder. Yapıların yaklaşık yüzde 80’i harabeye dönüşür. 20 bini çocuk, 80 bin üzerinde Filistinli yaşamını kaybeder. Kentin alt yapısı tümüyle çöker. ★★★ İsrail, Gazze’yle kalmaz, Batı Şeria’nın da bir bölümünü işgal eder. Ve Aralık 2024’te Esad’ın devrilmesiyle, Suriye İsrail’in ön bahçesi olur. ★★★ 13 Ekim 2025... Mısır’da Trump’ın da katıldığı zirvede, Hamas ile İsrail arasında ateşkes sağlanır. Ateşkesin başarılı olması durumunda, Gazze manda yönetimi altında girecek... Gazze’yi Filistinliler yönetmeyecek, ABD ve İsrail’in istekleri doğrultusunda kararlar alınacak. İşte bu zirve, Filistin’in tabuna son çivinin çakıldığı zirvedir. ★★★ Bu ateşkes zirvesi yapıldığında, aslında Filistin kalmamıştır. İsrail kurulduğundan bugüne... Filistin, topraklarının yaklaşık yüzde 90’ından fazlasını kaybetmiştir... ★★★ Filistin’in tabutuna son çiviyi çakan ve Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan eden Trump’a Müslüman ülkeler övgüler yağdırırken... Ve bazı Müslüman ülkelerin, Trump’ı NOBEL Barış Ödülü’ne aday gösterme yarışı sürerken... Olan, Filistin’e olmuştur... Ve Filistin yok olmuştur...
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.