Tele 1’de 10 Eylül 2025’te yayımlanan programın bir yerindeki soru ile Merdan Yanardağ’ın verdiği yanıt şöyleydi:

"Murat Taylan: Böyle bir karar alınması ve buna uyulmasını ihanet olarak görüyorsunuz.

Merdan Yanardağ: Elbette öyle. Bunun bir ihanet olacağını düşünüyorum. Yani yok piro, Alevi bilmem ne, dede filan bu edebiyatla bu iş olmaz. Alevilerin haini çoktur, tıpkı diğer milletlerin ve diğer inançların olduğu gibi, olur ama bu ülkenin en mazlum en temiz insanları arasında -diğer yurttaşlarımızın olduğu gibi- Aleviler vardır. Aleviler buna izin vermeyecektir."

Soru da yanıt da beş gün sonra görülecek mutlak butlan davasıyla ilgili... 

CIMBIZLANAN SÖZLERE ATLAYAN ATLAYANA! 

Merdan Yanardağ’in soruya verdiği yanıtı kırparak servis yapan, Merdan Yanardağ’ı ve Tele 1'i RTÜK'ün de, iktidarın da, dolayısıyla siyasallaşmış yargının da önüne attı! 

RTÜK gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan da hiç beklemeden topa girmekte gecikmedi: 

"Alevi canlarımıza yönelik çirkin, ayrımcı söylemleri kınıyorum. Alevi vatandaşlarımızla biz adeta etle tırnak gibiyiz. (...)

İnanıyorum ki hukuk gereğini yapacak, bu provokasyonların hesabı yargı önünde sorulacaktır."

Acı olan ise şu oldu: Alevilerin çatı kuruluşları bir bildiri yayınlayarak cımbızlanan bir paragrafın tamamını dikkate almadan bence insafsız bir tepki verdi. Sosyal medyada da özellikle "Dersim" coğrafyasından bazı Alevi simalar oldukça sert şekilde Yanardağ’ı protesto etti.  

MERDAN NE DEDİ?

Oysa,  Merdan'ın söyledikleri çok açık; sadece Alevilere değil,  her kesime  atıfta bulunuyor. Zaten konu da Aleviler değil programda. Konu mutlak butlan davası üzerinden CHP. Mutlak butlan kararının çıkması durumunda, Kılıçdaroğlu’nun  buna uyması halinde düşeceği duruma işaret ediliyor. 

Merdan başka ne diyor? Piro, Alevi,  dede gibi sıfatlarla CHP'de siyaset yapılmaması gereğini ifade ediyor. Son derece de doğru söylüyor; CHP bir inancın,  bir zümrenin,  bir grubun,  bir bölgenin, bir sınıfın,  bir etnisetenin değil; bütün ulusun partisidir. Atatürk’ün kurduğu CHP,  Türk devriminin,  Türk çağdaşlaşmasının siyasi taşıyıcısıdır. Misyonunu kurucusu böyle tarif etmiştir. Sosyal medyaya bakıyorum,  bazen etrafta da kulaklarımla duyuyorum; Kılıçdaroğlu'na özellikle hemşehrisi olan bir kısım CHP'li "Piro", "Dedem" vb. sıfatlarla sesleniyor. Bu gibi feodal ya da inanç sıfatları CHP'nin dışında kullanılabilir,  sorun değil. Ancak CHP'nin içinde aykırıdır ki, bizzat Kılıçdaroğlu’nun da bundan rahatsız olması beklenir. Atatürk’ün koltuğunda oturduğunuza vurgu yapacaksınız ama parti içinde kendinize feodal ya da inanç sıfatlarını uygun gireceksiniz, tepki vermeyeceksiniz... Olmaz... "Dersimli Kemal'im" derseniz CHP Genel Başkanı iken kamuoyu önünde, olmaz... Atatürk’ün Tunceli'si var-dı. 

Merdan'ın meseleye ilişkin sosyal medyada şu açıklamayı yaptığını gördüm:

"Nedim Şener gibi bir iktidar trolünün kışkırtması ve 16 dakikalık değerlendirmenin sadece 1 dakikasını alıp bana ve Tele1'e karşı yürütülen Saray operasyonunun bir parcası ve RTÜK'ün kanalı kapatma hazırlığına alet olan Alevi kardeşlerime bir çift sözüm olacak; Nasıl benden böyle bir söz çıkacağına inanırsınız? Bu nasıl bir çarpıtma..." 

SÖZ KONUSU PROGRAMDAKİ SORUN TALİHSİZ BİR PEŞİN YORUM 

Merdan'ı 12-13 yaşından bu yana tanırım,  has bir Alevi ailenin evladıdır. Sık ekranda olmanın,  çok konuşmanın bir deformasyonu mutlaka oluyor,  bazı ifadeler anlatılmak isteneni tam ifade edememiş olabilir. Ancak söyledikleri ortada. Hassas ve kırılgan Alevi kesimden bazıları iyi bir araştırma yapmadan,  paragrafın tamamını okumadan veya izlemeden acele, ölçüsüz bir tepki verdi ve bunu bir 'çatlak' olarak gören iktidar da şimdi fırsata çevirmek istiyor! 

Kanımca programdaki sorun şu; henüz yaşanmamış bir durumla ilgili olarak, bir olasılık üzerinden yorum yapılmamalıydı. Yoksa Merdan'ın sözlerinde kendisinin de mensubu olduğu Alevilere şaşı bakan bir boyut yoktur. RTÜK de, iktidar da mal bulmuş mağrubi gibi yapay meselenin üzerine atlamaktan vazgeçmelidir. Aleviler de memleketin de, CHP'nin de has yurttaşları olarak kendilerinden biri olan Merdan'ın niyetinin Alevileri rencide etmek olmadığını umarım fark etmişlerdir. 

KİMSE ELEŞTİRİDEN VARESTE DEĞİLDİR; MERDAN DA, KILIÇDAROĞLU DA...

Bu bahsi bitirirken Alevi dostlarımıza bir hatırlatma yapayım; AK Parti iktidarının kurduğu Alevi kurumunun kurucusu ve ilk başkanı kimdi biliyor musunuz? Kılıçdaroğlu’nun tam dokuz yıl resmi danışmanlığını yapan zat! Kılıçdaroğlu’nun ardından Erdoğan'ın adamı oldu! 

Son sözüm Merdan'la ilgili bahiste şu: İktidar RTÜK ve yargı sopası ile muhalif medya üzerinde estirirken Alevi çatı kuruluşlarının insaf ve ölçüyü elden bırakmaması gerekir. Herkes eleştiriye açık olmalıdır,  Merdan ve Tele1 de eleştiriden vareste değildir. Ancak adeta lince varan bir tutum da  kabul edilemez. 

KILIÇDAROĞLU İLE ALEVİLERİ ÖZDEŞLEŞTİRMEK NE KADAR DOĞRU?

Bu arada,  Kılıçdaroğlu’na yapılan her eleştiriyi Alevilere yapılmış gibi algılamak da ne derecede doğru? Alevilerin CHP ile ilişkisi Kurtuluş Savaşı ile başlar, Atatürk de Alevilerin baş tacıdır. Her cemevinde Hz. Ali'nin yanında sadece Büyük Atatürk’ün fotoğrafı asılıdır. 

Kılıçdaroğlu’nun müktesebatı ortada... Sevapları ve günahlarıyla tarih önünde tartıya çıkacaktır o da herkes gibi. Eleştirilmesi ise son derece doğal. Meseleye hissi bakmadan sağduyulu bakıldığında taşlar yerine daha iyi oturacaktır. Keşke Kılıçdaroğlu da susmak yerine çıkıp; "Hiçbir şekilde yargı eliyle görev kabul etmem" dese de böyle tuhaf gelişmeler yaşanmasa...