Muzaffer Ayhan Kara
Evlerde Neler Oluyor?
Birkaç kez yazdım ve konuştum; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın erken seçime değil, erozyona uğramaya başlayan ve aldığı oyların bir kısmının kaçtığı anlaşılan partisini tahkim ederek genel seçimlere gitmeye dönük bir strateji izlediğini gözlemliyorum.
ERDOĞAN’IN HESABI
Hesabı da şu: 1) Rakiplerindeki gerilimi tırmandırmak ve fay hatlarını kaşıyarak kırılmalara, bölünmelere ortam hazırlamak; 2) Rakiplerinin seçmen tabanına seslenecek partilerin kurulmasını özendirmek, teşvik etmek; 3) Seçim sistemini kendisine en çok yarayacak sonucu alacak şekilde değiştirmek; 4) Cumhur İttifakı’nı genişletmek ve MHP’yi de milletvekili adaylarını belli sayıda garanti vererek Ak Parti listelerinden seçime girmeye ikna etmek. 5)Millet İttifakı belediyelerinin çalışmalarına olabildiğince taş koymak ve buradan bir “başarısızlık” hikayesi anlatmak ki, bunun için zaman ihtiyacı var.
MUHALEFETİN ERKEN SEÇİM TALEBİ TAKTİKSEL
Muhalefetin, Millet İttifakı partilerinin “erken seçim” talebi iktidar gemisinin su almasından kaynaklanıyor ve ortadaki kararsız seçmeni kendine çekme doğrultusunda bir motivasyon olarak da değerlendirmek gerektiği kanısındayım. Yoksa, özellikle Kılıçdaroğlu’nun iktidar için “oyun planı” tamamen 11 büyükşehirde yazılacak “başarı hikayesi” ve “dostlarıyla” birlikteliğini koruyup geliştirmek üzerine kurulu.
TARZAN ZOR DURUMDA
Şöyle bir bakalım… 2018 seçimlerinden bu yana Ak Parti iki parti doğurdu. Birincisini, GELECEK adıyla önceki başbakanı ve genel başkanı Ahmet Davutoğlu kurdu. İkincisini de önceki başbakan yardımcısı Ali Babacan DEVA adıyla kurdu. Daha önceki yazılarımda değindiğim gibi, DEVA’nın orta ve uzun vadede öne çıkacağını, hatta GELECEK kadrolarını da içine alacağını düşünüyorum. Muhtemelen Davutoğlu’nun “Suriye bagajı” olmasaydı Babacan yanına Davutoğlu’nu da alırdı. İçerdeki çok boyutlu Suriyeli ‘misafir’ maliyeti, güney sınırlarımızdaki istikrarsızlık ve ABD kontrolündeki garnizon devlet gerilimi ve bundan kaynaklanan askeri operasyonların çok yönlü maliyeti ciddi bir bagaj ve muhtemelen Babacan bu bagajı istemedi. Babacan, Ak Parti’nin 2010’a kadar ki iktidar hikayesine endeksliyor kendisini. DEVA’ya ilişkin son notum şu olsun; Babacan, şimdiye kadar Ak Parti’den çıkıp da çıktığı yeri en çok rahatsız edecek parti kabiliyetinde kanımca.
Ak Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, içinden çıkan iki partinin yol açtığı erozyonu dengelemek için bir yandan SP ve çok katmanlı bir şekilde İYİ Parti üzerinde çalışıyor; bir yandan da medyasını da kullanarak CHP’deki kıpırdanmaları teşvik ediyor. Dr. Bahçeli ile görüşmesine ilişkin bilgim yok ama tahmin etmek güç değil; seçim sistemi ve HDP’ye ilişkin izlenecek yol ve yöntemin iki önemli başlık olduğunu öne sürebilirim. Bu konuda fikir birliği olmadığı açık. Erdoğan’ın eve kadar gitmesi karşı tarafın ikna edilmesi gereğini işaret ediyor. Keza aynı şekilde Erdoğan’ın Asiltürk’ü evde ziyaretini de bu çerçevede değerlendirmek mümkün. Ki, bu ev ziyaretleri devam edebilir. SP, Ak Parti’den oy transferi yapabilecek bir parti; bunun altını çizelim. Üstelik mevcut sistemde 0,25 bile çok önemli.
SEÇMEN KILIÇDAROĞLU’NUN OLUŞTURDUĞU UMUDU SATIN ALIYOR
Ak Parti karşısında 17 yıl sonra 11 Büyükşehir ve bazı il merkezi ile önemli ilçelerde kazandığı yerel seçimlerde ilk zaferini Millet İttifakı ile elde eden CHP’deki kimi küçük figürlerin kıpırdanmalarını iktidar medyası köpürtüyor, çünkü yukarıda da not ettiğim gibi 0,25 bile çok önemli. Muharrem İnce’nin Memleket Hareketi’nin de CHP ve Millet İttifakı açısından bir handikap oluşturabileceğini sanmıyorum. Mesele “oyun kurucu” olabilmekte. Bu bağlamda son notum, DSP’nin de son dönemde dikkatle izlenecek bir figür olduğu.
Kılıçdaroğlu’nun bir oyun planı varken ve iktidar için umut oluşturmuşken bu iktidar umudunu seçmen satın alır. Ancak seçmenin itirazı CHP’nin tahkim edilmesi gerektiği üzerine ve Kılıçdaroğlu’nun da seçimlere giderken seçmenine kulak verip partisini rektifiye etme yönünde adımlar atması sürpriz olmayacak.
Bu hamur daha çok su kaldırır. Şimdilik bu kadar…
|
|