Muzaffer Ayhan Kara
Cumhur İttifakı'nın HDP İle İmtihanı
Cumhur İttifakı’nın küçük ortağı HDP’nin kapatılması için bastırır ve başvuru hazırlıklarından söz ederken, büyük ortak da mutfaktaki çalışmalarını sözcüleri vasıtasıyla televizyonlarda dile getirmeyi sürdürüyor. Şimdiye Anayasa’nın 14. Maddesinde yer alan “Temelli kapatılan bir parti başka bir ad altında kurulamaz” hükmüne karşın laiklik karşıtı odak olduğu için ya da ayrılıkçı değerlendirmelerle yargı kararlarıyla partiler kapatıldıktan sonra başka isimlerle açıldı. Kapatılıp başka adlarla açılan partiler daha büyüdü!
Anayasa Mahkemesi, bugüne kadar 25 siyasi partiyi kapattı. Kapatılma gerekçeleri arasında bir dönem “irticayı teşvik” ve “komünizm propagandası” vardı. “Bölücülük” ve “laiklik karşıyı odak olmak” ise son dönemin başlıca parti kapatma ya da cezalandırma nedeni oldu.
1960 İhtilali ile kapatılan Demokrat Parti (DP) taraftarları daha sonra Adalet Partisi’ni (AP) kurdu ve bu parti CHP ile Türkiye’deki ilk ortak hükümeti (koalisyon) kurdu. MNP ise MSP oldu. Daha sonra MSP, RP ve Fazilet oldu. Ak Parti ise Fazilet sonrasında kuruldu. MNP-MSP-Refah-Fazilet çizgisi bugün SP olarak varlığını sürdürüyor. MSP de CHP ile koalisyon kurarken, SP de şimdi Millet İttifakı ile birlikte hareket eden bir çizgide politika yapıyor. AK Parti ise hem de iktidardayken “laiklik karşıtı odak” olmaktan dolayı Anayasa Mahkemesi’nce para cezasına çarptırıldı. Ancak ne oldu? Oyunu arttırarak yine iktidara geldi!
HDP BAKIN KİMLERİN ARDILI
Kürt yurttaşlara hitap eden partilerin ilki HEP’ti. Kapatılınca DEP ve ÖZDEP çıktı sahneye. Sonra HADEP, DEHAP ve DTP dönemi geldi. Sonrasında Demokratik Bölgeler Partisi (BDP) kuruldu ve bı partinin milletvekilleri 2012’de kurulan Halkların Demokratik Partisi’ne geçti. HDP, 9 yıldır bu cenahta en uzun süre ile faaliyetteki bir parti. HDP 2015 Kasım tekrar seçiminde yüzde 13,12 oyla en yüksek oya ulaştı. Ancak şu sıralar HDP de “kapatılma” kuşatmasında…
Şimdi Türkiye’nin suni bir gündemi de “HDP’nin kapatılıp kapatılmaması”. HDP’li dokuz milletvekilinin fezlekesinin meclis genel kurulu yolunda olması ve Millet İttifakı’ndaki İYİ Parti’nin fezlekeler geldiğinde “gereğini yapacaklarını” açıklaması bu gündemi daha da ısıtıyor.
MHP’nin daha yüksek perdeden “kapatma” moduna girmesine karşın AK Parti daha temkinli bir tutum içinde. Hatta parti içinde farklı ve çatallaşan görüşlerden söz etmek mümkün. Bir kesim eskisi gibi parti olmayacağını, kapatılsa da HDP’nin yeniden açıldığında belini doğrultamayacağını ve bu kapatmanın “ülke güvenliği için sorun oluşturmayacağını” öne sürse de bir kesim kapatmanın çare olmayacağı gibi bir kargaşaya da yol açacağını öngörüyor. Bu kesim, aynı zamanda kapatılacak HDP’ye önceden oy veren seçmenin iktidarı “cezalandırarak” muhalefete oy vereceğini de dikkat merkezine getiriyor.
YASA MÜHENDİSLİĞİ ÇARE DEĞİL
İktidar, bu doğrultuda Anayasa’nın 14. Maddesini bazı geçici “maddelerle” güçlendirmeyi masaya almış gözüküyor. Buna göre kapatılan bir partinin başka bir ad altında açılmasının zorlaştırılması, hatta olanaksız hale getirilmesi öngörülüyor. Anayasadaki ki ilgili hüküm şöyle:
“Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve laik cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz.”
İktidar, kapatılan bir partinin başka adla açılamayacağı kartını açıp açmamayı tartışırken, kapatılan bir partinin yöneticilerine getirilen yasağı da “ömür boyu”na çevirmeyi de öngörüyor.
Tabii Cumhur İttifakı’nın yönelimlerinin tek nedeni, HDP’ye oy veren seçmenin son yerel seçimlerde Millet İttifakı’nı desteklemiş olması ve önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçiminde de benzer bir tablonun güçlü oluşma ihtimali. Ancak, Cumhur İttifakı HDP’ye oy veren seçmen kitlesinin HDP kapatıldığı takdirde tepki olarak muhalefete destek vereceğini de unutmamalı. Bunu neden not ediyorum? Çünkü iktidarın derdi gücü Millet İttifakı ile HDP’ye yakın seçmenin ilişkisini kesmek, en azından azaltmak.
HDP VE İKTİDARA ÖNERİM
Bu bahsi bitirirken şu iki noktanın da altını çizeyim: 1)HDP, Anayasa ve yasaları dikkate alarak, Türkiye’nin hassasiyetlerini dikkate alarak politika yapmalıdır. 2)İktidar, HDP gibi sistem içinde olan bir parti kapatılırsa ne gibi gelişmeler meydana gelebileceğini hesaba katmalıdır.
TÜRKİYE, İSPANYA DEĞİL
O yüzen en doğrusu iktidarın ve muhalefetin HDP’nin anayasal ve yasal zeminde kalmasında yardımcı olmasıdır. Batasuna vb. örnekler Türkiye’ye çok yabancı. İspanya’da ne komşu ülkelere ve batı başkentlerine uzanan PKK gerilimi var ne de uzun sınırlarında ayrılıkçılığı özendirecek aparatlar, garnizon devlet denemeleri. Özellikle bu paragrafı İYİ Parti kurmaylarının, Akşener’in ve aslında Cumhur İttifakı kurmaylarının da altını çizerek okumasında yarar görüyorum.
Hep söylediğim ve yazdığım gibi; iktidar unsuru iktidardan çok memleketini ve milletini sevmelidir. Önemli olan her koşulda “iktidar”, memleket ve millete sonra bakarız, diyen bir iktidardan Tanrı Türkiye’yi esirgesin.