CHP kurultayı, 19 Mart darbesinin ağır baskısı altında gerçekleşiyor. CHP’ye kayyum atama planları, yönetimin aldığı olağanüstü kurultay kararı ile boşa çıktı. Ancak darbe sözcüleri hala vazgeçmiyor. Efendim neymiş, kurultay iptal davası devam ediyormuş, iptal edilirse bu yönetimin aldığı olağanüstü kurultay kararı da geçersiz olurmuş. Böylelikle 6 Nisan’da yapılacak olağanüstü kurultay da geçersiz sayılır iptal edilirmiş.

Yani kurt kuzuyu yemeye karar vermiş. Böyle bir vicdansızlık olur mu? Peki kurultayda oy kullanacak delegenin iradesi ne olacak? Yani siz illaki kayyum atayacağız diye delegenin kahir ekseriyeti ile karar alınsa bile bu kurultayı yok mu sayacaksınız? Demokrasi anlayışınız bu mu?

“Şu okullar olmasaydı maarifi ne güzel idare ederdim” diyen milli eğitim bakanı gibi... Şu muhalefet olmasa ülkeyi ne güzel idare edeceksiniz.

Oldu olacak CHP’ye kayyum olarak Tayyip Erdoğan’ın en güvendiği isimlerden birini atayın. Mesela Binali Yıldırım’ı. O zaman ülke ne kadar güllük gülistanlık olur öyle değil mi?

Bu nedenle CHP kurultayı 19 Mart darbesine karşı direniştir. Tıpkı Saraçhane’de olduğu gibi. Tıpkı 23 Mart’taki önseçim gibi. Tıpkı boykot gibi.

Şimdi herkesin eski kızgınlıkları, kırgınlıkları bir yana bırakma zamanı. Bakın Kılıçdaroğlu’nun “Çalmadım, çalanlar korksun” sözü nasıl darbecilerin eline cephane oldu. Kimse parti içi mücadele bahanesiyle kendi partisinin temeline dinamit koymasın. Yoksa elinizde parti falan kalmayacak. Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu partinin, Recep Tayyip Erdoğan’ın oyuncağı haline getirilmesine kimin gönlü razı olabilir?

O yüzden bu kurultay direniş, dayanışma, kardeşlik günüdür.

Havada ikmal uçak düşürür

Özgür Özel, hala lider olarak birçok kişinin gönlünde taht kuramadı. Bazı hata ve eksikliklerine rağmen darbeye karşı direnişi başarılı yönettiği konusunda hakkını teslim edelim.

Kılıçdaroğlu’nun adaylıktan çekilme açıklamasıyla birlikte kurultaya tek adayla gidilmesi kesinlik kazanmış gibi görünüyor. Adaylığını açıklayanların yeterli imza toplayıp toplayamayacakları şüpheli.

Doğrusu da budur. Çünkü kurultay gibi şartlar da olağanüstü.

Tabir caiz olursa, “dereyi geçerken at değiştirilmez”.

28 Şubat post-modern darbesinde Refahyol hükümetinin başbakanı Necmettin Erbakan, ortağı Tansu Çiller’in başbakanlığı devralma talebi karşısında önce bu sözleri söyledi. Sonra baskıya dayanamadı ve başbakanlık görevini devretme kararı aldı. Bunun adını da “havada ikmal” koydu ve uçağın yoluna devam edeceğini söyledi. Ancak Demirel Çiller’e hükümet kurma görevi vermedi. Milletvekili transferleriyle Refahyol Meclis çoğunluğunu kaybetti.

19 Mart darbesi, en yakın rakibi hapse atarak ekarte etmek; ana muhalefet partisinin başına kayyum atayarak tek adam rejimini pekiştirmek için yapılan demokrasiyi askıya alma girişimidir.

19 Mart darbesinin savuşturulması için CHP uçağı kaptan pilot ve rotasını değiştirmeden yoluna devam etmelidir.

AKP’nin çıplak arama sicili kabarık

Çıplak arama iddiaları pek çok kez TBMM ve kamuoyunda tartışıldı. En son Meclis’te 2025 başında da bütçe görüşmelerinde Saadet-Gelecek Grup Başkanvekili Bülent Kaya, AKP’lilere hitaben “Başörtülü bacılarınıza çıplak arama içinize siniyor mu?” demişti.

Serap Yazıcı ise kendi partisinin sözlerine müdahale ederek, “Bu sözler düzeltmeye muhtaç sözler; aksi hâlde, biz başı açık kadınların her türlü, fevkalade insanlığa aykırı muameleye müstahak olduğumuz gibi bir anlam çıkar ki sizin bunu kabul ettiğinizi hiç düşünmüyorum” demişti.

Serap Yazıcı artık çıplak arama yapan ve yaptıranların safında.

Çıplak arama iddiaları 2021 yılının şubatında da gündeme gelmişti. HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş ve Ömer Faruk Gergerlioğlu cezaevlerinde çıplak arama yapıldığını savunmuştu.

AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin ise çıplak arama iddialarını reddederek, “Onurlu kadın, ahlaklı kadın bir sene beklemez” demişti. Zengin’in bu sözleri büyük tepki çekmişti.

Şimdi AKP’ye onur ve ahlak dersi vermenin tam zamanı.