Gürbüz Evren
Türkiye'ye dik başlılığının hesabını soracağız
Yunanistan’ın, Türkiye’ye yönelik giderek artan tahriklerinin nedenlerine ilişkin birçok yorum yapılıyor.
En çok da “iki ülkenin de seçim sürecinde bulunması nedeniyle Başbakan Miçotakis ve Erdoğan’ın seçim hesaplarıyla hareket ettiği, milli duygular üzerinden siyaset yaptığı” yorumunu duyuyoruz.
Amerika Birleşik Devletleri’nin bölgesel çıkarları gereği Yunanistan’ı Türkiye’ye karşı kullandığını söyleyenler de var.
Aynı şekilde Türkiye’nin, Rusya ile olan ilişkileri nedeniyle kontrol dışına çıktığı için ABD tarafından Yunanistan üzerinden cezalandırıldığını savunanlar da var.
Aralarında bu konunun da olduğu birçok gelişmeyi, Türkiye’de önemli görevlerde bulunmuş 4 yabancı isimle konuştum. Onların çarpıcı yorumlarını daha sonra yazacağım.
Ama şimdilik Mayıs 2013’e kadar ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nde görev yapan, ancak daha çok Irak’ın kuzeyindeki Erbil ve Süleymaniye kentlerinde zaman geçiren, şimdilerde de ABD’nin Ortadoğu İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Barbara Leaf’ın kadrosunda olan asker kökenli diplomatın çarpıcı yorumunu aktarmakta yarar var.
Halen İstanbul ile Kiev arasında mekik dokuyan bu ABD’li diplomat (!) şöyle diyor: “Başımıza açtığı bunca derdin ve dik başlılığının hesabını Türkiye’den mutlaka soracağız. Türkiye’yi hizaya sokacağız.”
Bu ifadelerin kabul edilmez olduğunu söz konusu ABD’li diplomata söylediğimde aldığım yanıtı ayrıca yazacağım.
Şimdi asıl konuya yani ABD’nin, Rusya’yı kuşatma planına gelelim.
Önünüze Avrupa, Ortadoğu, Kafkasya ve Orta Asya’yı kapsayan bir harita alın.
En kuzeydeki Finlandiya’dan bir çizgi çekmeye başlayın.
Bu çizgiyi İsveç ve Baltık ülkelerinden (Estonya, Letonya, Litvanya) geçirerek Doğu Avrupa ülkelerine getirin.
Burada çizgiyi Polonya’dan devam ettirerek, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Romanya, Macaristan, Romanya ve Bulgaristan’a ulaştırın.
Sonra da çizgiyi Yunanistan’a uzatın ve Ege adalarından Kıbrıs’a çekin.
Devamında çizgiyi Kıbrıs Rum kesiminden Suriye’ye uzatıp, Irak’tan geçirin.
Buradan da çizgiyi Güney Kafkasya’da Ermenistan’a, Gürcistan, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan’a doğru uzatın.
İşte bu tüm bu çizginin tamamlanmasının önündeki engellerin başında Türkiye geliyor. Nasıl mı?
Önce çizginin başlangıç noktasına gidelim. Finlandiya ve komşusu İsveç’in NATO üyeliği ABD için hayati önem taşıyor. Ama burada bir sorun var. Sorun ise bu iki ülkenin üyeliğine onay vermeyen Türkiye.
Doğu Avrupa’da, Polonya’dan başlayarak Yunanistan’a kadar uzanan hatta sıkıntı yok.
ABD, Dedeağaç ve Ege adalarında askeri üsler kurarak, Yunanistan’daki varlığını güçlendirdi. Ancak burada da bir sorun ortaya çıktı.
Türkiye, Ege adalarının silahlandırılmasına tepki vererek, aslında Yunanistan için değil bizzat ABD için sorun oluşturuyor.
Devam edelim, ABD, çizgiyi Dopu Akdeniz üzerinden Kıbrıs’a çekerken, bir kez daha sorunla karşılaşıyor.
Türkiye, Libya ile yaptığı deniz sınır anlaşması, sondaj faaliyetleri, MEB (ekonomik münhasır bölge) ve Mavi Vatan doktrini ile bir kez daha ABD’ye sorun yaratan ülke konumunda.
ABD, çizgiyi Kıbrıs Rum kesimine ulaştırdığında ise karşısında yine bir sorun buluyor. Çünkü Türkiye, Kıbrıs’taki askeri varlığı ve açtığı, ayrıca açmayı planladığı üslerle ABD’nin hiç hoşuna gitmeyen bir tarzda adada duruyor.
ABD Rum Kesimine silah ambargosunu kaldırarak adaya ilk adımı attı. ABD biri deniz biri de hava olmak üzere 2 üssü Rum Kesimi’nde kuracak.
Devam edecek olursak, ABD Rusya’yı kuşatma çizgisini Suriye üzerinden Irak’a çekerken her iki ülkede de yine karşısına Türkiye çıkıyor.
Türkiye’nin düzenlediği ve düzenleyeceği operasyonlarla ABD’nin müttefiki, paralı askeri terör örgütü PKK-YPG’yi vurması büyük sorun oluşturuyor.
ABD özellikle Suriye’de, Türkiye’nin yapacağı yeni operasyonlara izin vermeyeceğini sert bir dille birçok kez tekrar etti. Daha da ileri giderek, teröristlerle Türkiye sınırına 500 metre mesafede ortak tatbikat yaptı.
Çizilmek istenen çizgiye devam edelim. ABD’nin Rusya’yı kuşatma planının yeni ayağı ise Ermenistan.
Karabağ savaşında işgal altındaki topraklarını kurtarmak için mücadele eden Azerbaycan’ın yanında Türkiye’nin olması ABD’de büyük bir rahatsızlık yaratmıştı.
ABD, Türkiye’nin Güney Kafkasya’da artan önemi ve oynadığı rolü, çıkarlarına ve Rusya’yı kuşatma planına aykırı görüyor. Bunu göstermek için de Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'yi Erivan’a gönderdi.
Yazının başından beri çizmeye çalıştığım Rusya’yı çevirme çizgisindeki 5 sorunlu nokta var. Daha açık bir deyimle, 5 noktada da ABD’nin karşısına çıkan sorunların adı Türkiye.
Bu sadece Rusya değil aynı zamanda Türkiye’yi de çevirme planıdır.
İktidara kim gelirse gelsin karşısında bulacağı tablo budur.
F-35 projesinden dışlanmanın da F-16 savaş uçaklarının verilememesi sorununun da Washington’un Ankara’ya yönelik yaptırımlarının da Yunanistan’ın öne sürülerek Ege Adalarından başlayarak bir dizi sıkıntı yaratılmasının da Amerikan askeri varlığının Yunanistan’da gözdağı verircesine artırılmasının da Ermenistan’ın yeniden Azerbaycan’a saldırılar düzenlemeye cesaretlendirilmesinin de ABD ve AB yönetimlerinde sürekli yükselen Türkiye karşıtlığının da arkasında Rusya’yı çevirme çizgisindeki 5 noktada yaşanan sorunların Türkiye’den kaynaklandığı düşüncesi var.
Bu konuya Amerikan, İngiliz, Fransız ve Rus diplomatlara yönelttiğim sorular ve aldığım yanıtları paylaşacağım yazıyla devam edeceğiz.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.