Erol Çevikçe
Ne yaparsa yapsınlar gidecekler
Ak Saray, aldığı önlemlerle TL’yi kurtarabileceğine ve enflasyonun düşeceğine halkı inandıracağını sandı.
Yaygın erken seçim ısrarlarına karşı “Hayır, seçim 2023 Haziranda” diyerek de, zaman kazanma telaşına girdi.
TÜİK’i baskı altında tutarak gerçekleri karartamayacağını görmüş olacak ki, -çalışanı, emeklisi- herkesin aylığını (rakamlarla-oranlarla) artırma vaadiyle göz boyamaya çalışıyor.
Ancak, artık halkın ne Nas masallarına ne de güleç suratlı Hazine Bakanının gözlerindeki ışığa kanacak hali kaldı.
2018’de Partili Cumhurbaşkanlığı (Tek Adamlık) anayasallaşana kadar Ak Saray, insanların iç dünyasını biçimlendirme, algıları yönetme konusunda sonuç alıyordu.
2019 yerel ve özellikle 800 Bin fark yediği İstanbul Belediye Başkanlığı Haziran seçiminden sonra, Tek Adam ne dese, ne yapsa da karşısında, değişim ve yenileşme yolunda asla boyun eğmeyecek bir kuşak var artık.
AKP Genel Başkanı ve yanına aldığı yaşlı Kurt bu geçeği de görmüş olacaklar ki, bu vaatler perdesi kapanmadan oyunlarını oynama kararı aldılar;
“Sandıktan çıkmalarını sağlayacak önlemleri alarak seçim yapmak”
Zaten cumhur İttifakının, seçim yasasında değişiklikler öneren taslak üzerinde anlaştıkları biliniyor.
Taslağın (oyunlarının) birincil hedefi HDP’yi ya da başta milletvekilleri olmak üzere partinin bilinen politikacılarını seçim dışı bırakmak.
İkincisi, baraj ve seçim çevresinde yapacakları değişiklikle, MHP’nin meclise girmesini ve AKP olacağı varsayımıyla en çok oy alan partiye avantaj sağlamak.
Gözleri kararmış durumda; Ekrem İmamoğlu ve-veya millet ittifakının olası ortak aday adaylarını engelleme çabasındalar.
Cumhur ittifakının ipleri elinde olduğu artık açıkça görülen MHP Genel Başkanının şu sözleri kurgularını belgeliyor. “PKK ve KCK şehir yapılanması arasında yer alan, DİAYDER referansı ile belediyede işe girdikleri iddia edilenlerin destekçisi Kemal Kılıçdaroğlu'dur”.
Hesapları, PKK ilintisi suçlaması ve Kürt sorununa bakış farklılığı istismarıyla, CHP ile İYİ Partinin arasını açmak, millet ittifakını dağıtmak.
Partizan hal almış kamu gücü ve yandaş medya baskısı yüzünden yılgın ve kafası karışmış seçmen ve dağılmış muhalefet ortamında sandıktan çıkmak.
Oyunları ne olursa olsun ben yine yazımı, bildiğim ve inandığım gibi bağlayacağım; Anadolu ve Trakya halkının anlayamadıkları yalın ve asil bir gerçeği vardır. Nasıl ki Sömürgenlerin filoları boğaza demir attığında “geldikleri gibi giderler” deyip gönderdiyse, “demokrasi sadece sandıktır” diyerek gelenleri de, ne yaparsa yapsınlar, o sandıkla geldikleri gibi gönderecektir.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.