Seçimin hemen ertesinde AKP Belediyelerinde ortaya çıkan -usulsüzlük, borç ve boş kasalar- için “fevkaladenin fevkinde bir enkaz” sıfatı bile yetmez. 31 Mart 2024 zaferi sonunda CHP’li Belediyeler, 1989’da 67 ilin 42’sinde karşılaştığından çok daha beteri ile (yani tam bir batakla), karşı karşıya geldi.

Partili Cumhurbaşkanı R. T. Erdoğan 2023 Mayısta (üstelik anayasaya göre 2. kez aday olamayacağı halde) hukuksuz girdiği seçimi kıl payı ile kazandığında Üsküdar’da otobüsün üstünden “sıra İstanbul’u almakta, söz mü” deyip, partizanlarını “eveet” diye neden bağırttığı şimdi daha iyi anlaşıldı. “İstanbul’u kaybedersek Türkiye’yi kaybederiz” andını beş yıldır her hafta niye yinelediği şimdi daha iyi anlaşıldı.

Halkın gelirinin (devlet bütçe ve belediye vergi gelirlerinin) TBMM’yi bypass edilerek AK Sarayın tek elden harcanmasına terk edilmiş olması da şimdi daha iyi anlaşıldı.

Genel ve yerel harcamaların tümü tek elden ve Tek Adam talimatıyla (yani dünyada benzeri görülmemiş bir sistem olan partili cumhurbaşkanlığı hükümetinin istediği gibi) denetimsiz, sorgusuz-sualsiz kullanıldığı bu kaynağın yaratılması da, şimdi daha iyi anlaşılmış oldu.

Çünkü AK Sarayın, AKP’nin, yandaş medyanın ve üç-beş holdinge yapılan para transferinin, gösterişli demir-beton-asfalt projelerinin ve partizan belediyelerin propaganda ve seçmen avı harcamalarının hazineyi, kasaları boşalttığı ve borçları zirve yaptığı, sandık sayesinde ap-açık ortaya çıktı (belgelendi).

Anayasa Tek Adam için değiştirilmeden kısa süre önce R. T. Erdoğan’ın iki sözünü anımsayalım: Bir 23 Nisan bayramında koltuğuna oturttuğu ilkokul çocuğuna “hadi bakalım astığın astık, kestiğin kestik”. 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi propaganda konuşmalarında en sık yinelediği sözü ise, “siz bana yetkiyi verin, göreceksiniz ne pahalılık kalacak, ne işsizlik, ne faiz sorunu, ekonomide dünyanın ilk 10’una gireceğiz ve bölge lideri devlet olacağız.

31 Mart 2024 seçimi öncesi halkımız, bu söylediği konuların hepsinde de tam tersini yaşamaya mahkûm edildi. Enflasyonda, işsizlik ve faizde dünya rekoru kırdık.  Bölgede barış ortamının liderliği yerine, terörün her gün can aldığı, şehit analarının ağıt yaktığı savaşan bir ülke durumundayız.

Bütün bu olağanüstü kötü gidişin birincil temel nedeni laik demokratik cumhuriyete karşı dinî siyasal Tek Adam rejimini ülkeye hâkim kılma hırs ve savaşımıdır. Dahası yukarıdaki durum belgelemiştir ki, AKP’li Belediye Başkanları da, Reis’lerinin “Emir Eri” olarak, onun gibi kendi yerellerinin Tek Adamı olmuşlardır. Ne yasa, ne töre, ne etik, ne de yüz…

Bunları 25 yıllık kendisini ve kendilerini “erişilmez güç sanan AKP’liler için değil, bundan böyle halkın kendisini emanet ettiği CHP’liler için ders olsun diye anımsattım, yineledim. 

CHP’li Belediye Başkanları, ENKAZ’ı Değil YAPIM’ı Konuşun lütfen…