Erdoğan henüz devletin başında değil, devletin kendilerini dışladığını iddia ettiği dönemde, devleti yönetenlere karşı ‘en sert, en ağır’ eleştirileri yaptığı yıllarda ‘çay simit’ hesabı üzerinden yüklendiği yıllarda!

Ne diyordu Erdoğan ‘’bu zalim yönetim, bu aziz millete bir bardak çayla bir simidi bile layık görmüyor! Evin kirasını kim ödeyecek, elektrik parasını kim ödeyecek, su parasını kim ödeyecek, çoluk çocuğun okul masrafını kim karşılayacak? Soruyorum sizlere! İşte ekonomik durum bu…’’ vidosu bu günlerde en çok izlenen video olmalı.

Ayrıca Erdoğan’ın o yıllarda yaptığı ‘sertlik’te muhalefet yapan olsa kim bilir başına ne haller gelir!

Gelelim ‘ben ekonomistim, ekonominin sorumlusu benim ben’ diyen Erdoğan’ın bugün layık gördüğü asgari ücret konusuna…

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın ‘’çalışanımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz’’ diye başlayıp ‘’Peygamber efendimizin ‘işçinin alın teri kurumadan hakkını verin’ öğüdü, medeniyetimizin de özünü yansıtan güçlü bir erdem ve adalet çağrısıdır’’ diyerek. ‘Açlık ve sefalete’ razı olun telkinleriyle ‘rıza’ gösterilmesi istenen; asgari geçinebilme ücreti değil, asgari sürünme ücreti 22 bin 104 TL olarak ilan edildi.

Türkiye’de ücretli olarak çalışan yaklaşık 20 milyon, 20 milyonun 8 milyonu asgari ücretle çalışıyor. Türk-İş’in her ay yayımladığı verilere göre, Kasım ayından 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 20 bin 562 TL seviyesindeyken, yoksulluk sınırı 66 bin 976 TL, bekâr bir çalışanın yaşam maliyeti ise 26 bin 712 lira olarak ölçülmüş.

Şimdi asgari ücretli enflasyona karşı ezdirilmemiş mi oluyor!

Yine TÜİK verilerine göre Kasım ayında tüketici fiyatlarındaki artış bir önceki yılın Aralık ayına göre %42,91, bir önceki yılın aynı ayına göre %47,09 ve on iki aylık ortalamalara göre %60,45 olarak ölçülmüştü. Kasım/2024’te gıda fiyatları artışı %5,10, dar gelirlinin gıda enflasyonu %86,2. Kirada tavan zam oranı %60,45 iken.

Asgari ücrete yapılan zam YÜZDE 30!

Kasım/2023-Kasım/2024 bir yıllık temel harcama kalemlerindeki artışa bakılacak olursa; sebzeler %125, Doğalgaz %124, Kira %109, Eğitim %92, Kreşlere %85, Kuzu eti %80, Berber %73, Balık %66, Dişçilik hizmetlerine %63, Lokantalara %62, Meyvelere %60, İlaçlara %60, Alkollü içkilere %57, Tüpgaza %54 artış olurken...

Şimdi asgari ücretli enflasyona ezdirilmemiş mi oluyor!

Enflasyon nedeniyle değeri aşınmış olan varlıklarda ortaya çıkan değer aşınmasını gidermek amacını taşıyan yeniden değerleme, birçok vergi, harç, ceza vb. Devlet yeniden değerleme oranını 2025 yılı için %43,93 olarak belirlediğine göre…

Yüzde 30 artışla şimdi asgari ücretli enflasyona ezdirilmemiş mi oluyor!

Türkiye’de asgari ücret ortalama ücret haline gelmiştir. Belirlenen ücret küçük bir grubu değil, toplumun genelini ilgilendirmektedir. Merkez Bankası ve DİSK-AR verileri ile çeşitli araştırmalar asgari ücret ve komşu ücretle çalışanların oranı %50’lerde iken, çalışanların bir bölümü asgari ücrete dahi erişememekte, asgari ücretin altında çalışmaktadır.

ÇALIŞANA YOK, FAİZE VAR…

26 Aralık 2021’de dönemin Maliye Bakanı olarak ‘’heyecanlanıyorum. 6 ay uyuyun, uyanın; çok farklı noktalara gideceğiz’’ diyen Nurettin Nebati. Ve aynı Nebati döneminde, 2025’de sonlandırılması planlanan Kur Korumalı Mevduat (KKM) kaynaklı kamu zararı yaklaşık 900 milyar TL’dir. TL’nin değer kazanması için getirilen sistem TL’yi değersizleştiği gibi kamu zararına da yol açtı.

Türkiye 2003-2023 arasında AKP iktidarında faize 563 milyar dolar ödedi. Türkiye 2023 yılında ödediği 28,4 milyar dolar faizle, 2011 yılından bu yana dolar bazında bir yılda faize ödenen en yüksek miktar oldu.

TBMM’de kabul edilen bütçeye göre hükümet 2024 yılında 11 trilyon 89 milyar harcama yapacak. Bunun 1 trilyon 254 milyarı faiz harcamasına gidecek yani bütçeden harcanacak her 100 TL’nin 11,3 lirası faize gidecek.

Yani varsıla, parası olana gidecek. İktidarın asgari ücrete enflasyon altındaki %30 artış tercihi sınıfsal bir tercihtir. AKP iktidarının tercihi çalışandan, emekten yana değil, sermayeden-zenginden yanadır.

Sermayeyi daha da zenginleştirirken, asgari ücretliye de ‘sabrı ve şükret’meyi telkin etmektedir.

Halka, asgari ücretle çalışana ‘tasarruf’ diyen Saray’ın 2025 bütçesi 17 milyar TL, günlük 46 milyon 378 bin TL. Saray çalışana reva gördüğü asgari ücreti kendisi saniyede harcamaktadır!

Bütün bunlara bakıldığında asgari ücretli enflasyona ezdirilmemiş mi oluyor?

Açıklanan asgari ücret çalışanın asgari ihtiyaçlarını karşılama, geçinebilme değil, asgari sürünme ücretidir!