Ergün Aydoğan
Yargı, siyaset halleri, kayyım...
Çok uzun süredir devam eden CHP 38. Kurultay’ında ‘şaibe’ iddialarına yönelik açılan dava nihayet 24 Ekim’deki duruşmada 42. Asliye Hukuk Mahkemesinin verdiği ‘davanın reddi’ kararı ile CHP-siyaset rahat bir nefes aldı! Dava süresince CHP birisi genel başkanın, birisi de kurultay delegelerinin çağrısıyla olmak üzere iki kez olağanüstü kurultay yaptı. Olağan kongre takvimini dava öncesine kadar tamamlayarak yeni kurultay delegelerini seçerek, 28-30 Kasım tarihine olağan kurultay kararı alarak bir anlamda yürüyen davayı ‘’konusuz’’ hale getirdi.
Aylardır duruşmada çıkacak karara yönelik en olmayacak senaryolar gündem oldu. Çok önemli siyasetçiler ve parti içinde mevzisini kaybeden CHP’liler kamuoyuna ‘’mutlak butlan’’ kararı çıkacağı yönünde beklentilerini dile getirdi. İş dünyası, piyasalar karara odaklandı. Kılıçdaroğlu’nun geri geleceği senaryoları çok konuşuldu. Bir nebze de olsa hukuki açıdan bakanlar asla böyle bir kararın çıkmaması gerektiğini söylese de siyaset mühendisleri senaryo yazmaktan geri durmadı, neyse…
İster ekonomik riskler göze alınmadığından isterse ‘’Ankara’da hâkimler varmış’’ diyelim; çıkan karar siyasete rahat bir nefes aldırdı. Bu kararın olumlu değerlendirilmesi karşısında iktidar yanlılarının ‘’yargıya güvenmiyordunuz, iktidar yargısı diyordunuz, bakın gördünüz mü; hukuk varmış!’’ demeleri hukukun olduğu anlamına gelmez!
YARGIYA GÜVEN…
Panoroma Araştırma Şirketi’nin Mayıs ayı anketine göre yargıya güven yüzde 27’ler seviyesinde. Geçen yıl bu oran yüzde 33’tü. Adalete olan her geçen gün daha da düşmekte.
İBB’ye yönelik operasyonların siyasi olduğunu düşünenlerin oranı medyanın yüzde 98’i iktidar kontrolündeki TRT ve benzeri kanalların propagandasına karşın Mayıs ayında arttı. Ekrem İmamoğlu’na yönelik yargı sürecini ‘siyasal’ olarak değerlendirenlerin oranı, mayıs ayında 1 puan artarak yüzde 54’e yükseldi. ‘Bu hukuki bir süreçtir’ diyenlerin oranı ise 1,5 puan düşerek yüzde 32’ye indi.
Türkiye, Dünya Adalet Projesi’nin (World Justice Project-WJP) Salı günü yayımlanan verilerine göre hukukun üstünlüğü endeksinde 2015’te 80. Sırada iken, her yıl gösterdiği düşüş eğilimi ile 10 yılda 38 sıra kaybederek 143 ülke arasında 118. Sırada yer aldı.
İMAMOĞLU’NA YENİ DAVA, TELE 1’E KAYYIM
Ekrem İmamoğlu ‘’Bugün benim 30 yıllık diplomama çöken yarın sizin tapunuza da el koyar. Maddi özgürlüğün, mülkiyet hakkının olmadığı bir toplumda özgür siyaset ya da bağımsız hukuk olabilir mi? Bu kadar kritik eşikteyiz işte.’’ Sözleri hafızalarda…
CHP kurultay davasıyla aynı gün, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Ekrem İmamoğlu, Necati Özkan ve Merdan Yanardağ hakkında başlatılan casusluk soruşturması tutuklanmayla sonuçlandı. Aynı anda hızlıca İstanbul Sulh Ceza hakimliğince TMSF, TELE 1’e kayyım atadı; ortada kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmadan. Darbe dönemlerini andırır bir biçimde Murat Taylan ana haberi sunarken kayyım heyetinin gelip ‘’canlı yayını’’ kestirmesi, gelir gelmez TEL 1 YouTube kayıtlarını sildirmesi Türkiye demokrasisi açısından kaygı verici bir tablodur.
Anlaşılan o ki iktidara medyanın yüzde 98’ini kontrol etmek yetmiyor, yüzde yüzünü kontrol altına almak istiyor. Bu kararın ardından HALK TV ile ilgili iddialar sosyal medyada köpürtülmeye başlandı.
HEDEF İBB’Mİ?
Soruşturmada adı geçen Necati Özkan, iddiaları reddeden bir paylaşımla, ‘’Hüseyin Gün ile tek irtibatım 2019 yerel seçimler sonrası kendisinin sosyal medya analizi yazılımı olduğu iddiasıyla ve bunu pazarlamak amacıyla talep ettiği toplantı üzerine gerçekleşmiş, bu görüşme olumsuz sonuçlanmıştır. Bu görüşme sonrasında ise hiçbir şekilde irtibatım olmamıştır.’’ Açıklamasını yapmasına rağmen…
İktidar medyası ve sosyal medya trolleri iddialardan yola çıkarak çoktan hüküm vermiş, Ekrem İmamoğlu, Necati Özkan, Merdan Yanardağ ve adı geçenleri kesin suçlu ilan etti.
TELE 1’e atanan kayyımdan sonra İBB’ye de kayyım atanacağı yönünde yoğun bir kampanya başlatıldı. İktidar 2019’dan ve 19 Mart darbesinden bu yana esas amacının İBB’ye kayyım atamak olduğu bilinen bir gerçek. Yükselen kamuoyu tepkisi ve hukuken mümkün olmaması nedeniyle atanamayan kayyım acaba bu soruşturmayla oluşturulmak mı istenmektedir iktidarın sesi gazeteci Cem Küçük’ün iddiası kamuoyunda yoğun tartışmaya yol açtı.
Tabi ki CHP’ye açılan mutlak butlan davasının reddedilmesiyle piyasalara olumlu yansıyan hava olası kayyım kararıyla kırılgan ekonominin altüst olacağı kaygılarını artırmaktadır.
Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının maliyeti;
-Dolardaki artışın dış borca etkisi 1 trilyon TL,
-Dolardaki ve faizdeki artışın Hazine’ye etkisi 1 trilyon TL,
-TCMB tarihinde ilk defa %60 faizli likidite senedi çıkarmak zorunda kaldı,
-Borsadaki şirketler 40 milyar dolar değer kaybetti,
-TCMB 50 milyar dolardan fazla döviz sattı,
-Ekrem İmamoğlu operasyonu yapılmasaydı ekonomi bu kadar kırılgan olmaz, emeklilere daha fazla maaş verilebilirdi.
Hukukun, adaletin, mülkiyet güvencesinin olmadığı ülkeye sermaye girişi olmaz, yatırım yapılmaz.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.