
Ergün Aydoğan
Silivri'den feryat; yargılanmıyor cezalandırılıyoruz...
Kumpas olduğu ortaya çıkan, kudretli savcısının yurtdışına kaçtığı Ergenekon, Balyoz davalarından alışkın olduğumuz Silivri’de yine tarihi bir günde, tarihi bir savunmaya tanıklık ettik.
Tutukluluğu devam eden İBB Başkanı, CHP Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu hakkında açılmış o kadar çok dava var ki, bu İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’e yönelik söylediği sözler nedeniyle yargılandığı davanın ikinci duruşmasıydı. Silivri’deki Marmara Ceza Yerleşkesi 2 No’lu salonda yapılan duruşmaya birincisinde olduğu gibi yine oradaydık. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ekrem beyin ailesi, milletvekilleri, belediye başkanları ve çok sayıda partili vardı.
Ekrem İmamoğlu savunma yapmadı bildiğiniz ‘manifesto’ açıkladı. Hedefinde doğrudan Erdoğan vardı. Mahkeme başkanının duruşmaya verdiği 5 dakikalık arada jandarma, İmamoğlu’nu 5 dakikalık süreçte salondan çıkarmak istedi. Buna tepki gösteren İmamoğlu ‘’Çıkmak istemiyorum, zorla götürün beni’’ dedi yerine oturdu. Bu arada Özgür Özel’e ‘’Tekrar başımız sağ olsun’’ dedi ailesine öpücük gönderdi, izleyenler el salladı; yoğun sevgi gösterilerine maruz kaldı.
Zaman zaman duygusal anlara kapılan İmamoğlu, 1 saati aşan konuşmasında sosyal medya hesabının kapatıldığını, fotoğraflarının ve ses kayıtlarının kaldırıldığına dikkat çekerek ‘’Bilin ki siz beni bu milletin gönlünden silemeyeceksiniz’’ dedikten ‘’silemeyeceksiniz’’ kelimesini heceledikten sonra salonda bulunanların yoğun alkışına maruz kaldı. Mahkeme başkanı tekrarı halinde salonu boşaltacağını söyledi.
İmamoğlu ‘’Ben buraya, yaklaşık 90 gündür haksız ve hukuksuz bir biçimde, tarihte görülmemiş bir pozisyonda tutuklandığım, tutsak olduğum, yine burada, bu kampüste, Silivri’de Marmara Ceza ve İnfaz Kurumu’nda bulunduğum zindandan geliyorum. Çünkü Türkiye’ye ağır bedeller ödeten ve ödetilen, içi ihtiras, koltuk hırsı ve ne yazık ki büyük maddi ve manevi, aynı zamanda uluslararası itibar kaybına uğradığımız bir operasyon sonucu burada tutsak bulunuyorum’’
BEN, BİZLER YARGILANMIYORUZ CEZALANDIRILIYORUZ
İmamoğlu ‘’Biz yargılanmıyoruz, direk cezalandırılıyoruz’’ diyerek ‘’Ben 90 gündür, hatta bazılarımız 250 gündür tutsak zindandayız; yargı tacizine maruz kalıyoruz. Psikolojik işkence ve düşman hukuku ile karşı karşıyayız. Kumpaslar, iftiralar, algı operasyonları gizli tanık yalanları ve geçmişi suç dolu insanların iftiralarıyla esir tutuluyoruz. Bu bir yargılama değil, doğrudan cezalandırmadır. Üstünlerin hukukudur’’
İmamoğlu ‘’İstanbul’un muhafızı olduğumuz için; adil, demokratik, refah içinde bir Türkiye istediğimiz için Silivri’deyiz biliyorum. Bu mücadelede asla yalnız değilim onu da çok iyi biliyorum’’ diyen İmamoğlu, ‘’Bu savunma aziz milletimin savunmasıdır’’
Kurumları güçlü, iktidarı şeffaf, siyasetçileri hesap veren adil bir düzene ihtiyacımız vardır ve şarttır…
Diyen İmamoğlu ‘’tam üç kez seçim kazandığım için buradayım ve tutsağım. İstanbul’un muhafızı olduğumuz için buradayız. Kanala, ranta ve talana karşı durduğum için buradayım. Ön seçimde, Türkiye ve dünya tarihinde ilk kez, 15,5 milyon insanın oyunu aldığım, milletimizin teveccühünü kazandığım için buradayım. Cumhurbaşkanı adayı olduğum için buradayım. Bu millet, gerçek zindanı bu ülkeye yaşatan insanlara, hukuk önünde, günü geldiğinde hesap sorar.’’
Sen 13 bin oyla İstanbul’da seçimi kazanacağını mı zannediyorsun ‘çaldılar’ denilerek seçim iptaliyle başlayan, ahmak davası, bilirkişi davası ‘turpun büyüğü’, ‘dananın kuyruğu’, ‘ahtapotun kolları’ 31 yıllık diploma iptali, türbeye saygısızlık davası ve daha birçok dava…
İmamoğlu ‘’Güç gösterisi, zayıflığın alametidir! Bitişin göstergesidir. Sona gelmişliğin göstergesidir. Bu iktidar bitiyor, bitti gidiyor halidir. Muhaliflerin tutuklandığı an, bir iktidarın en zayıf anıdır. Vazgeçin hukuksuzluktan vazgeçin…’’
Birçok kez ‘’Ben yargılanmıyorum doğrudan cezalandırılıyorum’’ diyen Ekrem İmamoğlu’nun dediği gibi siyasi iktidar ‘’hukuksuzluktan’’ vazgeçer mi; siyasi hedefe yönelik, siyasi saiklerle olduğu iddiası ve kanısı olan hukuksuzluklardan zayıf ihtimalde olsa sağduyunun galip gelmesini bekliyoruz!
Ekrem İmamoğlu bir saati aşan konuşmasında savunma yapmadı yaşadığı haksızlıkların, hukuksuzlukların nedenin anlattı. Devletin kurumsal yapısından, dış politika, ekonomi, eğitim, gençlerin geleceği; ülkenin geleceğine dair geniş bir tahayyül anlattı. Bu zulmün sürdürülemezliğini dile getirerek ‘’zulüm ile abad olanın sonu berbad olur’’ dedi.
Bu davanın duruşması 16 Temmuz’a ertelendi. Aynı benzer tablonun yaşanacağı o gün karar çıkar mı göreceğiz…
Türkiye’nin iç ve dış sorunlarının bu kadar yüksek risk oluşturduğu bir süreçte iç cephenin siyasi ve yargısal operasyonlarla bu kadar gerilmesi ülkenin ne kadar hayrına olur, buradan Murad edenlerin muradı gerçekleşir mi; tam aksine ülke için yüksek riski daha da artırır!
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.