Ergün Aydoğan

Ergün Aydoğan

Kıvrak zekanın değil, gerçeğin seçim

                            

Türkiye son 15 yılda yaptığı iki Anayasa değişikliğiyle 2010 yılında yargı sistemi yürütmenin denetimine girerken, 2017 yılındaki değişiklikle rejim ‘kuvvetlerin tek elde toplandığı’ yönetim sistemine geçti. Bir kesimin ucube olarak adlandırdığı bu sistemle yönetilen 5 yıllık süre içinde vaat edilenlerin hiçbirinin gerçekleşmediği gibi, ekonomi başta olmak üzere birçok alanda Türkiye önceki dönemlere göre çok daha geri gitti. Bütün olumsuzluklara rağmen Erdoğan bir kez daha kazanırsa artık ülkenin sahipliğini tescillemiş olacak!

Yeni sistemin gereği ilk defa deneyimlenecek olan ikinci tur oylama 28 Mayıs Pazar günü yapılacak. Cumhur İttifakı’nın adayı R.T. Erdoğan ve Millet İttifakı’nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu yarışında kim daha fazla oy alırsa seçimi o kazanacak. Cumhur İttifakı psikolojik üstünlüğü elde etmiş gibi gözükse de bu yeni sıfırdan bir seçim. Taraflar birinci turda aldığı aynı oy oranını koruyabilir, seçmenini sandığa taşıyabilir mi, seçime katılmayanlar seçime katılırsa birinci turdan farklı bir sonuç çıkar.

Bu tarihi kritik seçim öyle sanıldığı gibi hayatın gerçekliği üzerinden; işsizlik, hayat pahalılığı, geçim derdi, kira-konut problemi, eğitim sorunu gibi yakıcı sorunlar üzerinden gitmiyor. Dövizde iktidarın koyduğu psikolojik USD/TRY 10TL eşiği değil 20TL eşiği bile çoktan aşıldı. Tüm zamanların en yüksek seviye rekorları bütün baskılamalara rağmen kırılıyor. Dolar temininde zorluklar yaşanıyor, bankalardaki dövizinizi bile almakta zorlanıyorsunuz, alım satım arasındaki marj 1,5-2 TL’yi geçiyor.

Ama bu seçim sürecinde bunların hiç önemi yok! Varsa yoksa ülkenin bekası ve iktidar dışında kalanlara terörist olduğu suçlamalarını yapmak. Eğer 21 yıldır ülkeyi yönetenler hala beka probleminden bahsediyor, bir taraftan terörün kökünün kazıdıklarını söyleyip bir taraftan da rakiplerine terörist olduğu suçlamasını yapmaları gerçekçi değildir.

Tabi bugüne kadar suçladıkları HDP-ÖCALAN, YPG gibi yapılarla her türlü ilişkiyi kuran iktidar seçim stratejisini rakibini bu yapılarla ilişki kurmakla suçlama üzerine kurmuş. Oysa iktidarın bu yapılarla sayısız teması, söylemleri arşivlerde duruyor.

Ama o ilişkileri o günün ihtiyacıydı deyip, rakibini olmayan ‘montaj, kurgu’ kasetlerle suçluyor. Bu ‘montaj, kurgu’ kasetleri seçim meydanlarında yayınlıyor. Sonra ‘montaj, kurgu’ olduğunu kendisi kabul ederek ‘kıvrak zekalı, yaratıcı’ gençlerin buluşu olarak ilan ediliyor. Yani bizzat ülkenin yöneticileri ‘montaj, kurgu’ olduğunu kabul ediyorlar. Hiç kuşku yok bu ahlaki de değil, insani de değil.

Hukuksuz olarak bakanlık görevini sürdüren Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ‘’Görüntülerin gerçek olup olmadığının bana göre bir önemi yok’’ yani, olmayan yalan da, montaj da, kurgu da olsa, rakibi Kılıçdaroğlu’nu terör örgütü üyeleriyle berabermiş gibi gösterilebilirmiş. Gerçekten akıl alır gibi değil, siyaset bu kadar bel altına inmemeli…

Gelin görün ki iktidarın gerçek sorunların üzerini örtmek adına kurguladığı rakibini terörle ilişkilendirme siyaseti tabanda oldukça etkili olmuş. HDP Millet ittifakının resmi ortağı olmadığı halde ortak olarak tanımlanıyor.

Bu seçim gerçeklerin değil, algıların hakim olduğu bir seçim olarak ilerliyor. Millet Pazar günü sandığa gittiğinde ya gerçekler üzerinden bir değerlendirme yapacak ya da algıların etkisiyle karar verecek.

Cumhur İttifakı adayı Erdoğan kazanırsa yasama-yürütme-yargının tek elde olduğu kuvvetler birliği anlayışıyla, bugüne kadar olduğu gibi hukuku yok sayan, keyfi bir yönetim anlayışıyla yöneten istediği gibi denetimsiz, kontrolsüz yönetmeye devam edecek. Ekonomi rasyonaliteden uzak bir anlayışla ‘faiz sebep, enflasyon netice’ anlayışıyla daha da kötü olmaya devam edecek.

Ya da, yasamanın asli fonksiyonlarına döndüğü, yürütmenin kararlarının yasama ve yargı tarafından denetlendiği, uzlaşının arandığı ortak aklın yönettiği bir ülke olacak.

Umarız kıyametin koptuğu pazartesi; ekonomik deprem olmaz!

Her şeyin çok güzel olmasını diliyoruz…

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum