Ergün Aydoğan

Ergün Aydoğan

İYİ Parti ve Meral Akşener'in Cumhurbaşkanı aday tercihi

 

İyi Parti, MHP’den ayrılarak başladığı siyasi yolculuğun 4’ncü kuruluş yıl dönümünü coşkuyla kutladı geçtiğimiz hafta sonu. AKP’den ayrılarak İyi Parti ile çalışmaya başlayan Andy-Ar kamuoyu araştırma şirketi sahibi Faruk Acar’ın ‘’Ömer’in yolu’’ filmi olumlu/olumsuz baya gündem oldu.

 İyi Parti 4’ncü yaş günü kutlu olsun, başarılar diliyoruz.

Meral Akşener’in genel başkanlığında çıkılan siyasi yolculukta İyi Parti geçen kısa süre içinde oldukça mesafe kat etti. Yapılan tüm kamuoyu anketlerinde yükselen bir ivmeye sahip olduğu genel kabul haline geldi. AKP’nin 20 yıla yaklaşan uzun iktidar süresinin sebebi olarak bugüne kadar merkez sağ seçmenin gideceği parti yokluğu olarak gösteriliyordu. İyi Partinin bu boşluğu kısmen doldurduğu, söylem ve kadro olarak içinden çıktığı MHP’den biraz daha ayrışırsa sağ seçmenin çekim merkez haline geleceği, milliyetçi muhafazakar siyaset yerine, seküler sağ/milliyetçi siyaset yaptığında oluşan siyasi boşluğu dolduracağı yönünden yaygın bir görüş var.

İyi Parti yeni CBH (Cumhurbaşkanlığı Hükümet) sistemi gereği zorunlu hale gelen ittifaklar sisteminde oluşan Millet İttifakının CHP ile birlikte ana taşıyıcısı konumunda. Cumhur İttifakı liderleri Erdoğan ve Bahçeli’nin İyi Partiyi Millet İttifakından koparmak için gösterdikleri olağanüstü çabaya ve bütün davet çağrılarına rağmen Meral Akşener duruşundan şu ana kadar taviz vermedi; bizim yerimiz Millet İttifakıdır anlayışını sürdürüyor.

Meral Akşener yeni dönemin ‘gündem belirleyen’ siyasi aktörü konumunda. Bu sadece önümüzdeki tarihi seçim süreciyle sınırlı değil bir önceki adaylık sürecinde de Meral Akşener süreci belirleyen lider konumundaydı. Anımsanacak olursa bir önceki adaylık tartışmalarında SP lideri Temel Karamollaoğlu ve özellikle Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylık konusunda Abdullah Gül ismi üzerinden olukça ısrarlı oldular. O süreçte Meral Akşener’in direnç göstermesi sonrasında her parti kendi adayıyla seçime girdi, yeni bir Ekmelettin İhsanoğlu (ekmek için Ekmelettin) vakasının önüne geçilerek CHP’nin adayı Muharrem İnce oldu.

ORTAK ADAYLA SEÇİME GİDİLSİN

Meral Akşener günler öncesinden katıldığı TV programında Millet İttifakı’nın seçimlere ‘ortak adayla’ gitmesi tezini ortaya attı. Ortak aday tezi kamuoyunda oldukça yankı yarattı, tartışmalar ortak adayla mı yoksa her parti kendi adayıyla mı seçime girmesi konusu tartışılmaya devam ediyor.

Ama Meral Akşener’in ‘ortak aday’ önerisi ittifakın gündeminde de yerini koruyor.

Belirleyici konumdaki Meral Akşener’in geçtiğimiz günlerde katıldığı Karar TV’de yeni önerileri yine gündemin birinci maddesi haline geldi. Geçtiğimiz 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda Yenikapı’daki etkinliklerde Ekrem İmamoğlu yanındayken ‘’İkinci Fatih’’ benzetmesi de çok yankı yaratmıştı.

Meral Akşener Karar TV’de Taha Akyol ve Elif Çakır’la yapılan programda, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara BBB Mansur Yavaş’ın anketlerde iyi gittiğini ve Millet İttifakı adayları olduğunu söyleyerek; ‘’Sayın Kılıçdaroğlu döner de iki arkadaştan birini aday gösterirse hayır demeyiz. Benim ablam 75 yaşında dindar bir kadın. Ablam AKP bünyesindeki dindar kadınlarla da beraber olan biri. Ablam bana ‘Ekrem kardeşimin yüzünde Rabbi Yesir gördüm (Rabbim! Kolaylaştır zorlaştırma, Rabbim hayırla sonuçlandır, anlamına gelir)’ dedi. Mansur Beyin adaylığında İYİ Parti olarak bizim bir gayretimiz var, ben Kılıçdaroğlu’nu çok destekledim İmamoğlu’nun adaylığını genç bir arkadaşımızdı, babasını ve amcasını tanırdım dilde bir birliktelik oluşturduk’’ açıklamalarıyla birlikte.

Akşener ‘’Kılıçdaroğlu iki arkadaştan birini aday gösterdiği halde biz hayır demeyiz. 63 ilin ilçelerinde insanlarla görüşüyorum. Muhalif seçmeni iki arkadaşımız üzerinden taraftarlaştırmaya döndü bu iş. Bunu yanlış buluyorum. Taraftarlaşan insanlar o insanların arkasından yürüyecek mi yürümeyecek mi diye bir endişem var. Tek ve ortak adayla gidilmesini de öneriyorum’’ açıklamalarıyla.

Olası kutuplaşmaya dikkat çekiyor…

Kendi adaylarının 13. Cumhurbaşkanı olacağını ifade ederek, ‘’Ama bu kişi yeni bir Tayyip Erdoğan olmayacak’’ iddiasıyla ‘’seçimden sonra Cumhurbaşkanı Yardımcısının Başbakanlık yapabileceği’’ önerisiyle. Herkesin günlerdir tartıştığı ’Ben başbakanlığa’ talibim çıkışına açıklık getirmiş oldu.

Yani anlaşılan bazılarının kaygısı haline gelen ‘seçilen nasıl, ne kadar süreyle görev yapacak, güçlendirilmiş parlamenter sisteme nasıl dönülecek’ gibi belirsizlikler Akşener’in bu çıkışı ve seçilen ‘dönemini tamamlayacak’ sözleriyle sürecin nasıl yönetileceği netleşmiş oldu.

Görünen o ki, ortak adayla gidilecek seçimlerde ittifak ortaklarının genel başkanları veya önerdikleri isimlerin Cumhurbaşkanı Yardımcılıkları yapacağı, seçilenin yetki paylaşımıyla görev süresi içinde sistemin yarattığı tahribatların ‘onarım, restorasyon’ sürecinden sonra ilk seçimlerde hedeflenen ‘güçlendirilmiş parlamenter sisteme’ geçileceği planlanmaktadır.

Meral Akşener bir önceki seçim sürecinde olduğu gibi bu kritik seçim sürecinde de belirleyici rolüyle ortak adayla seçime gidilmesi gerektiğini, başka arayışlara gerek olmadığını, seçilen cumhurbaşkanının tek başına değil önceden belirlenmiş yardımcılarıyla yetkilerini paylaşarak, güçlendirilmiş parlamenter sisteme giden sürecin birlikte hazırlanacağını vurguluyor.

Tabi ki öne çıkan iki belediye başkanının isimlerini telaffuz ederek başka aday arayışlarına gerek olmadığını, yaptığı 63 il gezisinde bunu gözlemlediğini, Kılıçdaroğlu iki isimden birini aday gösterdiğinde itirazları olmadan destek vereceklerini ve seçimi kazanacaklarını çok açık olarak ifade etmektedir.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.