Ergün Aydoğan

Ergün Aydoğan

İmamoğlu operasyonu yolsuzluk operasyonu mudur?

                   

Devletleşen siyasi iktidar, kendisini devlet olarak görüyor, her şeyi kendisine mubah görüp, kendisine yönelik siyasal eleştirileri ‘Devlet’e karşı yapılmış saldırılar olarak görmektedir. Kendi kaderi ‘geleceği’yle ‘Devlet’in geleceğini eşitlemekte, kendi gidişiyle birlikte ‘Devlet’in yok olacağını ‘’ben gidersem Devlet çöker’’ demektedir. Şahsa dayalı oluşturulan siyasal sistemde siyasi iktidarın yaptıklarına dur diyecek bir mekanizma olmadığı gibi yanlışlarını-yolsuzluklarını denetleyecek, hesap soracak bir yapı-kurum da yoktur.

Dolayısıyla kendisine tehdit oluşturan parti ve siyasi aktörleri oyun dışı bırakmak için ‘Devlet gücüyle’ her yolu denemektedir.

Ekrem İmamoğlu, 2019’da ilk seçildiği seçimleri iptal edilerek başlanan operasyon süreci çeşitli davalarla devam ederken son olarak ‘terör ve yolsuzluk’ suçlamalarıyla dünyaya ‘rezil’ olma pahasına tutuklanarak cezaevine atıldı.

AMAÇ YOLSUZLUKLARDAN HESAP SORMAK MI?

Elbette değil… Birincil amaç İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olmasını engellemektir. Öyle olsa kamuoyunun da anlam veremediği ‘’yolsuzluklar sadece CHP’li belediyelerde mi oluyor, neden AKP’li belediyelerle ilgili hiçbir işlem yapılmıyor’’ sorularını sorduğu gibi sadece CHP’li belediyelere yönelik operasyonlar yapılmaz AKP’li belediyeler ile ilgili iddiaların üzerine gidilir, kendi bakanlığına fahiş fiyatlardan dezenfektan satan bakandan hesap sorulur.

Ekrem İmamoğlu’nun 2019’da göreve geldiğinde teftiş kuruluna İBB’nin geçmişe dönük yaptırdığı incelemesinde;

-AKP döneminde yolsuzluklara ait 132 tane dosya bulundu.

-İncelemeler sonucu tespit edilen kamu zararı; 93.7 milyar TL, o günün kuruyla 2.5 milyar dolar.

-Bu kamu zararı olmasaydı İstanbul’da 45 KM daha metro yapılabilirdi.

-Dosyalara Süleyman Soylu döneminde İçişleri Bakanlığı tarafından el konuldu. O günden bugüne Savcılıklarca dosyalar için en küçük bir işlem yapılmadı.

İçişleri bakanlığı, AKP yönetimindeki Kadir Topbaş-Mevlüt Uysal dönemi (2014-2019) İBB’de 147 incelemelerde bulunurken, Ekrem İmamoğlu yönetimindeki (2019-2025) İBB’de tam 1526 kez incelemede bulunmuş.

Benzer durum Ankara’da Mansur Yavaş’ın Melih Gökçe dönemi ile ilgili başlattığı yolsuzluk dosyalarıyla ilgili de hiçbir işlemin yapılmamış olmasıdır.

19 MART İMAMOĞLU OPERASYONUNUN DURUMU…

Operasyon beklenilenin aksine fiyaskodur. İktidar böylesine yaygın bir sokak eylemi, CHP’den böyle bir direnç beklemiyordu. Dayanışma sandığıyla yapılan önseçimden sonra kısa sürede 15 milyonu geçen imza kampanyası AKP’nin dengesini altüst etti.

Sınav sorularını çalanların devletin etkin kademelerinde yönetimde olduğu bir tabloda, İmamoğlu’nun 31 yıl önce aldığı diplomanın iptali toplumun geniş kesimleri ve vicdanlı AKP tabanı tarafından kabul görmedi. İktidarın sıkışınca başvurduğu boykot eylemini muhalefetin yapması hiç beklemedikleri bir tepkiydi dengelerini bozdu.

CHP’ye yapılmak istenen operasyon tutmadı; Özgür Özel-Ekrem İmamoğlu-Mansur Yavaş arasında oluşturulmak istenen çatlak bir türlü oluşturulamadı. Özgür özel beklemedikleri kadar süreci iyi yönetti. Geri adım atmadı, korkmadı, her geçen gün vites yükseltti.

Bu operasyon muhalefete ahlaki, psikolojik üstünlük sağladı. Muhalefet bloku çoğunluk olduğunun farkına vardı, kitleleri meydanlara taşıması; AKP cephesinde büyük bir gedik açtı. Artık iktidar cenahı dahil herkes bir erken seçimde Erdoğan’ın kaybedeceğini gördü.

Yıllardır malum gazetecileri ve kalemşorları üzerinden yaratmak istedikleri algı ve korkunun alıcısı çıkmadığı gibi toplumsal öfkeyi büyüttü. Artık AKP’nin gidici olduğunu herkes biliyor. Tek umutları ABD-Trump’tan aldıkları destek! ABD, Suriye’de kaybedeceği belli aktörleri muhatap almaz, kimse kaybedecek ata oynamaz. PKK’nın silah bırakması ne kadar gerçekçi, oradan beklenen murat gerçekleşir mi süreçte ciddi belirsizlikler var!

Ayrıca bu eylemler AKP’nin Batı dünyasındaki otokratik rejim imajını daha da perçinledi. İktidara gelmeden önce Batı da aradığı meşruiyeti unutarak muhalefetin Batı ilişkilerini sorgulamasının toplum nezdinde inandırıcılığı yok.

İçerde ise, ekonomi tarumar oldu, Şimşek’in uyguladığı sıkı para politikası boşa gitti, yapılanlar İmamoğlu’nu durdurmak için heba edildi. Ekonomiyi düzeltmeleri çok zor, kriz ağırlaşarak devam edecek, seçime yönelik biriktirdiklerini heba ettiler. Ekonomik başarısızlığın net olarak sorumlusu AKP olarak görülüyor.

CHP terörsüz Türkiye sürecine desteğini açıkladı. Bütün gözler sürecin nereye evirileceği, MHP ve Devlet Bahçeli’nin tavrında…

Tek çıkış yolu İmamoğlu’nun biran önce bırakılması, yargılamanın tutuksuz yapılması çünkü içerde kaldığı her an İmamoğlu’nu toplum nezdinde kahramanlaştırıyor, muhalefet blokunu daha da büyütüyor.

Seçimleri yaptırmama bir seçenek değildir, erken seçim kaçınılmaz hale gelmekte, iktidarın şapkadan başka tavşanlar çıkarma kabiliyeti azalmaktadır; çünkü bugüne kadar denemediği yöntem kalmadı!

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.