Ergün Aydoğan

Ergün Aydoğan

Ekonomide sıkıntı varmış; yoo gayet iyi, biz yolumuza devam ediyoruz

         

Başlıktaki uzun cümle AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı ekonomist R. T. Erdoğan’a ait. Erdoğan kendinden gayet emin bir şekilde ekonominin gayet iyi olduğunu, yollarına devam ettiklerini. 2023, 2024 yıllarında enflasyon tek haneye inecek sözlerinden sonra 11 Ekim 2025 Rize’de ‘’Enflasyonu tek haneli rakamlara indireceğiz’’ iddiasını sürdürdü. Oysa Arjantin’den sonra 33,6, yüzde 33,3’le en yüksek ülke Türkiye. Arjantin’de faiz yüzde 29, Türkiye’de 40,5. AKP’nin en büyük başarısı ekonomik veriler ne kadar kötü olursa olsun; enflasyon, milli gelir, faiz, işsizlik, ekonomideki hedeflerin hiçbiri tutmasa bile iddiasından… Umutları bir sonraki yıllara ertelemekten vazgeçmiyor.

Erdoğan, damat bakan ve diğerleri sürekli olarak bir sonraki ayın bir önceki aydan, bir sonraki yılın bir önceki yıldan iyi olacağını söylemeye devam ediyor; umutlar sürekli bir sonraki bahara! Her türlü olumsuz sonuçta asıl sorumluluğu üzerine almayıp ya küresel olaylara ya da pandemi gibi çok gerilerde kalmış olaylara bağlayabiliyor.

Gelelim ekonomide sorun var mı yok mu meselesine…

Erdoğan ‘’sorun yok biz yolumuza devam ediyoruz’’ derken. İş dünyası teyakkuzda! Polat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Polat ‘’Yüksek enflasyon, düşük kur ve artan maliyetlerin üretim ve ihracatı durma noktasına getirdiğini’’ söyledikten sonra. Bir zamanlar AKP ile ülkemiz 50 yıl ileri gitti diyen Abdullah Kiğılı ‘’Bizi büyük bir felaket bekliyor’’ çıkışı ‘’Tekstil sektörü batıyor mu?’’ sorusunu sordurdu. Türk ekonomisine yüksek katma değer ve istihdam sağlayan tekstil ve hazır giyim sektörü 2022 sonu derinleşen bir krizle boğuşuyor. TL’nin aşırı değerli olması, ihraç ürünlerini küresel pazarlarda pahalı hale getirirken, artan işçilik ve enerji maliyetleri de iç üretim maliyetlerini yükselterek rekabet gücünü zayıflattı.

-Siparişlerin Çin ve Bangladeş’e kaydığı, ayda 50 firmanın konkordato ilan ettiği, üç ayda 2 bin 147 şirketin üretimi durdurduğu, sektörün lokomotifi firmaların tehlikede olduğu, birçok firmanın üretimi Mısır’a kaydırdığı, paket önlem gelmezse toparlanmanın yıllar alacağı. Sektör temsilcilerinin bir araya geldiği Artaş Holding’in ‘’Perakendede 30 yıl’’ etkinliğinde Abdullah Kiğılı ‘’Devlet hazır giyim ve tekstili gözden çıkardı. 6 ay sonra üretim duruyor. Anadolu’da fabrikalar kapanıyor, üretim Mısır’a kayıyor’’ tespitlerini yapması anlamlı.

2022 ihracatı 21 milyar dolarken 2025’te 17 milyar dolara düşüyor, 2025’in ilk yarısında yaklaşık 300 firma konkordato ilan ediyor, 2025’in ilk üç ayında sektörde 79 bin 600 kişi işini kaybediyor.

Hadi birazda diğer verilere bakalım…

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın açıkladığı 9 aylık merkezi yönetim bütçe giderleri Ocak-Eylül 2025 döneminde bütçeden faize 1,7 trilyon lira harcandı. Bütçe harcamalarının yüzde 16,3’ü faize gitti. SGK’ya yapılan Hazine yardımları ise 723 milyar lira ile yüzde 7,1’de kaldı. Sözde faize karşı iktidar…

TCMB 2028’de tek haneli enflasyona ineceğim derken, Hazine yıllık %32’den 10 yıllık borçlanıyor. 2 yıllık da %40’dan borçlanıyor; sözde 2026 yılsonunda enflasyon %16 olacak. Bu enflasyon ‘’tahminleri’’ ücret ve maaşları baskılama amacından başka bir işe yaramaz.

Tarım ülkesi Türkiye, G-20 ülkeleri arasında yıllık gıda enflasyonu %36,06 ile en yüksek ülke. Bize en yakın Arjantin %27,80. Çöl Suudi Arabistan’da bile yıllık gıda enflasyonu sadece %1,1. İktisatçı İnan Mutlu’nun paylaştığı grafiğe göre ABD’de 13,93 dolar olan dana eti, Türkiye’de 17,99 dolarla, ABD’den pahalı dana eti tüketiyoruz. Bazı kasap ve marketlerde et fiyatlarının 2 bin lirayı geçti. Çözüm, her defasında olduğu gibi; ithalat!

Gini katsayısı hesabına göre gelir adaletsizliğinde 44,8 ile Avrupa’nı zirvesindeyiz. Ve bu gelir adaletsizliğiyle, dolar milyarderlerinin serveti 2002’de 14.4 milyar dolar, 2018’de 64.7 milyar dolar, 2019’da 43.1 milyar dolar, 2025’de 79.4 milyar dolarla zenginler ülkesi Türkiye oluyor.

Ekonomik veriler hiçbir durumda iç açıcı değil. Bugüne kadar olduğu gibi, 2026-2028 Dönemini Kapsayan Orta Vadeli Program’ında (OVP) gerçekleşme ihtimali oldukça düşüktür. İktidarın önceliği ekonomi olmaktan çıkmış, muhalefet partileri üzerinde araçsallaştırdığı yargı baskılarıyla halkın gözünden düşürme politikasıyla gündemi meşgul edip ekonomiyi unutturmak istiyor, güvenlikçi politikalar ve uluslararası olayları önceleyerek ‘’Dünya liderliği’’ algısıyla ekonomik sıkıntıları gölgeliyor.

Tarım ülkesi Türkiye’de asgari ücretli, emekli yoksulluk sınırının altında gelirle, meyve, sebze gıdaya ulaşamaz halde; semt pazarlarında ortalama bir pazar sepeti 2 bin TL’nin altına dolmuyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.