Ergün Aydoğan

Ergün Aydoğan

CHP'DE DEMOKRATİK DEVRİM!

                                        

Kimsenin ‘pek’ ihtimal vermediği, olmaz denilen, Kemal Kılıçdaroğlu’nun karşısına iki kez genel başkan adayı olan Muharrem İnce’nin ‘’Atatürk, Anıtkabir’den çıksa gelse genel başkanlığa aday olsa kazanamaz. Çünkü CHP işgal altında’’ dediği, CHP’de 38. Olağan Kurultayda değişim gerçekleşti.

Genel Merkez kontrolünde gerçekleşen kongreler süreciyle oluşan delegelerle, demokratik bir seçimin sonucunda, Türk siyasi tarihinde ‘pek’ görülmeyen, işbaşındaki 13 yıllık genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu yerine ‘değişim’ cilerin adayı Grup Başkanı Özgür Özel delegelerin oylarıyla CHP’nin 8. İnci Genel Başkanı oldu.

Kaybedilen tarihi seçimin ardından, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun başlattığı ‘değişim’ sürecinde İstanbul İl Kongresini ‘değişim’ cilerin kazanmasıyla birlikte elde edilen psikolojik üstünlük ‘değişim’ tarafına geçmiş olsa da…

Kurultay öncesi genel kanaat ‘yine’ Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçimi kazanacağı yönündeydi. Genel Merkeze yakın çevreler 100-150 oy farkla seçimi kazanacaklarını iddia ederken, psikolojik üstünlük sağlama amacına yönelik imza restleşmelerinin aksine, tablo seçimin ortada olduğu, kazananın az bir farkla kazanacağı yönündeydi. İllerinden gelen delegeler Genel Merkez baskısıyla, sokağın, çevrenin en önemlisi de parti tabanı ve aile baskısı karşısında Genel Merkez ve ‘değişim’ arasında sıkışmışlık duygusu içindeydi. Keskin tarafların dışındaki çoğu delege düşüncesini açıkça ifade etmiyor, ortamı kolluyor, duruma göre görüş bildiriyor, kongrenin havasına göre hareket edeceğini belli ediyordu.

Kafa kafaya bir yarışla gidilen kurultay divan başkanlığına ilk önce ‘değişim’ diye yola çıkıp ‘CHP değişirse Türkiye değişir’ diyen Ekrem İmamoğlu, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu tarafından yapılan öneriyi kabul ederek 38. Olağan Kurultayın Divan başkanı oldu. Gerginlik ve kavga bekleyen bazı çevrelerin aksine heyecanı ve tartışması yüksek olsa da beklenen kavga, kırıp dökmeler olmadı. Bu derece iddialı ‘tarihi bir kurultay’ beklenenin aksine demokratik olgunlukla, devrim sayılabilecek bir ‘değişim’ tablosuyla sonuçlandı.

Öncesinde ve kurultay sürecinde Kılıçdaroğlu seçimi kaybetme ihtimalini ‘hiç’ düşünmediğini, nasılsa kazanacağına inanmış veya inandırılmış olduğunu kurultaya geliş şekliyle, kurultay konuşmasıyla ve tavırlarıyla göstermeye çalıştı. Her ne kadar adaylık konuşması yapmayacağım dediği halde Özgür Özel’in konuşmasından sonra tekrar söz alıp ‘cevaben’ yaptığı gergin bir konuşmayla durumun sandığının aksine ciddi olduğunu anlamış olsa da salondaki psikoloji çoktan yönünü belli etmişti.

Bu gergin atmosferde başlayan ilk oylamada Özgür Özel 1366 delegeden 682, Kılıçdaroğlu ise 664 oy almış. Özgür Özel, Kılıçdaroğlu’ndan 18 oy fazla almış olmasına rağmen iki oy eksikle salt çoğunluk sağlanamayınca seçimler ikinci tur oylamaya kaldı. İlk tur sonucunda çekilmeliydi, çekilecekti, çekiliyordu tartışmaları halen devam ede dursun. Çıkan sonuçlara göre salonun havası tamamen değişmiş, Kılıçdaroğlu’nun kazanması artık imkansız hale gelmişti. Yapılan ikinci tur oylama sonucu Özgür Özel 812 oy, Kılıçdaroğlu 536 oy almış. Bu sonuçlarla Özgür özel, 13 yıllık Kemal Kılıçdaroğlu karşısından zorlu seçimi kazanarak CHP’nin 8. inci genel başkanı oldu.

Seçimlerden sonra kitlelerde oluşan umutsuzluk, hayal kırıklıkları, duygusal kopuşlar karşısında halkın, sokağın ‘değişim’ talepleri CHP delegeleri tarafından görülmüş ‘değişim’ gerçekleşmiştir. Seçimlerden sonra ‘sandığa gitmem, oy vermem’ diyenlerin mazereti ‘şimdilik’ ortadan kalkmıştır.

Şimdi sıra Kurultay iradesiyle seçilen Özgür Özel Genel Başkanlığında PM, YDK, MYK, CHP yönetim aklının, seçimlerden sonra oluşan umutsuz ve karamsar tabloyu ortadan kaldıracak siyaset aklıyla kitlelere umut vermek, umudu yukarıya taşımak, gelecek tahayyülü oluşturmaktır.

İlk andan itibaren ‘değişim’ taleplerine ‘siyasal ve kadrosal’ anlamda cepheden itiraz etmek yerine siyasal sürecin yeniden yapılanması adına katkı sunmak veya en azından çalışmaları görmek. İzlenecek politikaları 'kuruluş ayarlarına' CHP'nin kendi özüne dönüp dönmeyeceğini izleyip görmek lazım. Bu kurultayın en önemli sonuçlarından biri de hiç kuşku yok ki uzun yıllardır CHP’de hakim hale gelmiş ’10 Aralık’ siyaset anlayışının son bulmuş olmasıdır…

Bu kurultay, hep atıf yapılan Ecevit’in genel başkan olduğu 1972 kurultayından farklıdır. 1972 Kurultayında İsmet İnönü, PM’ de güvenoyu alamayınca aday olmamış, iki gün sonra yapılan kurultayda Ecevit tek aday olarak girdiği seçimde genel başkan olmuştur.

Türk siyasi tarihinde mevcut işbaşındaki genel başkana karşı yarışa girerek seçim kazanıldığı ‘pek’ görülmüş bir durum değildir.

CHP’deki bu demokratik değişim ‘Devrim’ umarız diğer siyasi partilere de örnek teşkil eder! Değişmez denilen genel başkanların kongrelerde değişebileceği görülür!

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.