
Ergün Aydoğan
Barışa neden karşısınız diyorlar...
Kim diyor?
Terör bitti… 86 terörist kaldı, onların da ayakkabı numaralarını bile biliyoruz. Teröre destek veren muhalefet ‘beka’ sorunudur. Terörle işbirliği yapan, DEM’lenen muhalefet Allah muhafaza iktidara gelirse teröristleri serbest bırakır, teröristler Meclis’e gelir diyenler bugün teröristleri serbest bırakmanın yollarını ‘’Terörsüz Türkiye’’ projesi adı altında ‘zafer’ kazandık diyenlerle masaya oturanlar diyor.
Süreç falan yok, şartsız, önkoşulsuz hiçbir talepte bulunmadan PKK silah bırakacak diyerek kamuoyu oluşturuldu. Oysa ‘al ver’ pazarlıklarının yapıldığı, karşılıklı taleplerin konuşulduğu her geçen gün ortaya çıkmaktadır. Mesela DEM’li Pervin Buldan ‘’çıkarılacak olan yasal hazırlıklar, yasalar, atılacak olan adımlar, olması gerekenler, beklentiler; bütün bunları sayın cumhurbaşkanıyla da görüştük. Çünkü sayın Öcalan’ın özgürlüğüne, fiziki özgürlüğüne kavuşabilmesi için, özgür çalışma koşullarının oluşması başta olmak üzere yasal hazırlıkların hızla hayata geçmesi gerekiyor’’ sözleri cumhurbaşkanıyla görüşüldüğü, karşılıklı pazarlıkların yapıldığının açık ifadesi değil mi, daha ne desin.
İktidarın kendini önceleyen süreci eleştirenler, PKK’nın ‘’önkoşulsuz’’ silah bırakmasına ya da terör eylemlerinin sona ermesine karşı çıkmıyor. Eleştirilen, Cumhur ittifakı iktidarının ‘gizli’ yürütülen bu süreçte PKK ve Kürt siyasi hareketine neyi vaat ettiği, karşılığında neyi almak istediğini kamuoyundan gizlenmesidir, bilinmezliklerdir.
On yıl boyunca Kürt hareketine şiddet ve baskı uygulanıp kriminalize edilirken şimdi CHP kriminalize edilerek meşru siyaset alanı daraltılmak istenmektedir. Nasıl ki geçmişte ‘’vesayetle mücadele’’ veya ‘’darbelerle hesaplaşma’’ adı altında yapılmışsa şimdide ‘’Terörsüz Türkiye’’ ve ‘’Barış’’ adı altında otoriterleşmenin zemini hazırlanıyor, araç sallaştırılıyor.
Boşuna İmralı Edirne’dekinden hesap soracak denilmedi! Demokratik siyaset adı altında Öcalan aktörleştirilirken, Demirtaş’ın ismi hiç anılmamaktadır. Sürecin sonunda ‘’yasal ve anayasal’’ düzenlemelerle Öcalan’a fiziki özgürlük tanınır Kürt siyasetinin başına Öcalan getirilir, Erdoğan’ın yetkilerini artırarak görev süresi uzatılır veya sonsuz hale getirilirse; rejimin ömrü uzamış olur!
Türkiye’nin hızla sandığın anlamsızlaştığı hegemonik otoriter bir rejime doğru savrulduğu yönünde ciddi bir kaygı oluşmaya başlamıştır. Tek kişiye dayalı yönetim sistemiyle basından üniversitelere, iş dünyasından bürokrasiye, ordudan TSK’lara kadar iktidarın kontrolü dışında hiçbir alan bırakılmayacak şekilde oluşan düzen. Son olarak iktidar tarafında Meclis’e sunulan TSK kadrolarını terfi, ordudan ayırma yetkisinin partili cumhurbaşkanına Erdoğan’a verme kanun teklifi son eşiklerden birisidir; Osmanlı’da olduğu gibi ‘paşa’ istediğine ‘paşa’ unvanı verecek, istemediğini TSK’dan ayıracak! Kurumların bağımlılığı, seçim güvenliği konusunda oluşan yüksek kaygı; rejimin kaybetse de bırakmayacağı endişesini artırmaktadır.
YENİ KAMUFLAJ; TOPLUMSAL BARIŞ!
Erdoğan sürekli olarak bir şeylere karşı mücadele ediyor görüntüsü verirken, o mücadeleye destek vermeyenler en sert biçimde yaftalanıyor, şeytanlaştırılıyor!
2002-2011; ‘’Vesayet odaklarıyla mücadele ediyoruz, yoksa sen vesayetçi misin?’’ dendi. Sonra birinci ağızdan ‘’vesayetçi sistemi yıkmak için, Amerika ve FETÖ ile işbirliği yaptık, vesayet sistemini yıktık’’ dediler. Gelinen noktada kendi vesayet sistemlerini oluşturdular.
2011-2015; ‘’Kürt sorununu çözüyoruz, yoksa sen barıştan yana değil misin?’’ Sonra ‘’Kürt sorunu yoktur’’ dediler.
2015-2024; ‘’PKK ve FETÖ’ye karşı mücadele ediyoruz, yoksa sen PKK’lı mısın, FETÖ’cü müsün’’ dediler. Tabi bunu diyenler vesayeti kaldırıyoruz adı altında FETÖ’ye ne istedilerse verirken; aynı hedefe farklı yollardan gidiyoruz dediler. PKK’nın tüneller, hendekler kazmasına göz yumdular. Valilere, güvenlik güçlerine sınır giriş çıkışlarında göz yumun, müdahale etmeyin talimatları verdiler.
Oysa bu süreçlerin tümünde Erdoğan’ın asıl amacı, umursadığı tek bir şey vardı o da iktidarda kalabilmek. Yine bu süreçte de amaçlanan tek şey iktidar ömrünü uzatmaktır. Olası bir olumsuzlukta dün olduğu gibi yine en büyük günah keçisi muhalefet ilan edilirse kimse şaşırmasın…
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.