Devletleşen AKP iktidarı, araçsallaştırdığı yargı eliyle CHP’li belediyelere yönelik aralıksız operasyonları sürdürüyor. Şu ana kadar Silivri ve farklı illerde 11 belediye başkanı ve yüzlerce belediye çalışanı hapiste iktidar eliyle tutsak. Gerekçe ‘yolsuzluk’ iddiaları. Hiç kimse layüsel; hesap sorulamaz değildir. Hiçbir kimse, birileri yargılanmasın demiyor. Tam aksine herkes siyasi parti ayrımı gözetmeksizin yargılansın, kim suça bulaşmışsa yargı önünde hesap versin istiyor.

Ama hangi yargı…

CHP’li belediyeler olunca şüpheden sanığa giderek suçlu yaratmaya çalışan. Onlarca belediye başkanı, yüzlerce belediye çalışanını anında tutuklayan yargı mı yoksa endi bakanlığına dezenfektan satan, elbise askıları içinde, ayakkabı kutuları içinde dolar alan bakanlara… Neden istifa ettirildiği açıklanamayan belediye başkanları, Ankara’yı parsel parsel sattığı iddia edilen, bizzat eski başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından yapılan suç duyurularına. İktidar ile ilgili tüm yolsuzluk iddialarına kulak tıkayan, sessiz kalan yargı mı?

Ne yazık ki Türkiye’de, 17-25 Aralık süreci ‘’ne yaptıysam başbakanın talimatıyla yaptım, yargıya hesap vermeye hazırım’’ diyen dönemin bakanı Erdoğan Bayraktar. ‘’Allah insana günah işleme hakkı vermiştir’’ diyen AKP’den 3 dönem Erzurum milletvekilliği yapan Zehra Taşkesenlioğlu ve özellikle iktidar cenahıyla ilgili sayısız-devasa iddialar karşısında hareketsizliğiyle hukuk askıdadır.

YARGILAMALARA GÜVEN YOKTUR…

Yapılan kamuoyu araştırmalarına göre Ekrem İmamoğlu’na yönelik yargı sürecine yüzde 54 siyasi, sadece yüzde 32 hukuki derken, yargıya güveniyorum diyen sadece yüzde 27’dir. Bu arada iktidarın kontrol ettiği medya gücü ile kamuoyuna yön vermeye çalışılan medyaya güven sadece yüzde 15’tir.

BAYRAMLAR DA ASKIDADIR…

29 Mart Yerel seçimlerinden sonra ‘’Türkiye’nin birinci partisi olarak her partiyle diyalog içinde olacağız’’ diyerek önceki bayramlarda iktidarın DEM partisiyle bayramlaşmadığı zamanlarda ‘bütün partilerle bayramlaşan’ CHP Genel Başkanı Özgür Özel ‘’Bayramımız çalınmıştır. Benim arkadaşlarım hapiste tutulurken; ne bayramı’’ diyerek siyasi partilerle bayramlaşmama kararı almıştır. Hiçbir partiyle bayramlaşmama kararı alan Özgür Özel haksız değildir.

Siyasi hesaplarla belediye başkanları bir bir tutuklanıp hapse atılırken. İki kolunda polislerle sanki azılı ‘suçlu’ görüntüleriyle belediye başkanları ‘itibarsızlaştırılır’ken. Onlarca belediye başkanı ve yüzlerce belediye çalışanının evine ‘ateş’ düşmüş, çoluk çocuğu dede, baba, anne hasretiyle yanarken; hiçbir şey olmamış gibi operasyon kararı alanlarla bayramlaşacak mıydı?

CUMHUR İTTİFAKININ ÇAĞRISI…

Erdoğan ve Bahçeli, CHP’nin neden bayramlaşmadığını soruyor, nedeni belli değil mi? AKP-MHP bayramlaşmasında Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu ile ilgili ‘’insanları sokağa çağırmak yerine hukuki süreç içinde hukuki argümanlarla cevap verilmeli’’ deniyor.

Hangi hukuk, hangi hukuki argümanlar; gizli tanık beyanlarına dayalı argümanlarla, ‘Masumiyet karinesi’ yok sayılarak baştan suçlu ilan eden argümanlar mı?

Partili cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bayram mesajını okurken ki gözlerine bakın. Bayram mesajında bile CHP’yi ‘’vizyonsuzluk ’la’’ suçlayıp, dehşet saçan bakışlarla CHP’li belediyelere dönük ‘’ağır, suçlayıcı, hakaretamiz’’ ifadeler sarf ediyor. Sonra ‘neden bayramlaşmıyorsunuz’ deniyor!

Cumhur ittifakının derdi barış, kardeşlik, bayramlaşma, iç cephenin sağlamlığı değil, rejimini-iktidarını tahkim edecek yeni anayasa!

SEÇİMLERDEN SONRA BİLLBOARDLAR…

2019 seçim iptali ve 2024 seçim kaybından sonra siyasi yasak ve siyasi Saiklerle özgürlükler elinden alındı. İBB’ye olmasa da İBB İştiraklerine atanan kayyımlarla İstanbul’daki billboardalar yani yoğun yaya ve araç trafiği olan bölgelerde kurulan büyük boyutlu panolar 2019’dan sonra Ekrem İmamoğlu resimleri kaldırıldı tekrar Erdoğan resimleriyle donatıldı. 2019 seçimlerini kazanan Ekrem İmamoğlu’na seçimin en önemli sonuçlardan biri kenti saran ‘’Erdoğan resimlerinin’’ olmaması demiştim; seçimle olmasa da kayyımla tekrar geri geldi.

Bayramlarda ‘’barış, kardeşlik’’le birlikte ‘’hak, Hukuk’tan’’ bahsedilir öyle değil mi? Anlaşılan bunların bir önemi yok muş ki, İstanbul’u donatan panolarda Erdoğan resimleriyle birlikte ‘’adımız kardeşlik, soyadımız Türkiye’’ sloganı intihalmiş! Oda TV haberine göre bu slogan ilk önce 1996 yılında Barış Partisi ve son olarak Silivri cezaevinde olan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda ‘’Adlarımız farklı olsa da soyadımız Türkiye’dir’’ sözünü kullanmış!

Ne diyelim; seçimler, özgürlükler, panolar derken sözler de çalınabiliyormuş!

Hakkın, hukukun, adaletin kurban edilmediği, barış ve kardeşlik duygularıyla adalet umuduyla okuyucularımın Kurban Bayramını kutluyorum.