Ergün Aydoğan
AFET, FELAKET VE SİYASET
Afet kader olabilir ama tedbir almamanın sonucu acılara maruz kalmak kader denilerek geçiştirilemez.
11 ilimizi etkileyen depremler sonrası ülke sınırlarını aşan biçimde yasa yol açan felaketin yaralarını toplumsal dayanışmayla sarmaya, zorlukları aşmaya çalışıyoruz. Bu ‘necip’ millet her zamanki kadirşinaslığını, yüksek dayanışma duygusunu en yüksek seviyede gösteriyor. Dünyanın her yerinden ayni ve nakti yardımlar akıyor. Bütün bu yardımlara rağmen eksiklikler ve özellikle koordinasyondan kaynaklı aksaklıklar bölge insanının yürek dağlayan feryatlarından anlaşılmaktadır.
Deprem felaketinin üzerinden geçen süre içinde özellikle hiçbir şey yazmadık. Hani yönetenler ‘siyaset yapmayalım’ dedi ya! Her zaman olduğu gibi yönetenler yine hiçbir sorumluluk üstlenmedi ya! Uzun bir süre hiçbir yetkiliden ses çıkmadı ya! Olayın vahameti her geçen an daha iyi anlaşıldı. Felaketin ardından 48 saat sahada müdahale edecek ilgili-yetkili ekipler beklendi. Geçen süre içinde depremin geniş alana yayılan yıkıcı etkisi daha iyi anlaşıldıktan, yönetenlerin sorumluluktan kaçınan siyasi tavırlarından sonra yazmanın tam zamanı…
Acı ve hüzün sınırları aşan bir duygu seline yol açtı. İçerde ise her zamanki siyasi reflekslerimiz devreye girdi, siyaset yine acıların önüne geçti. Yönetenler her zamanki gibi olayın sorumluluğunu üstlenmek yerine, doğru olmadığı halde yıkılan yapıların yüzde 99’unun 2 bin yılı öncesinde yapıldı diyerek kendisinden önceki dönemlere bağladı, yetmedi ‘kader’ dedi.
Afetlerden hemen sonra sahada olan başta TSK güçleri bu afette uzun süre sahada gözükmedi. Olmamasını 2010 yılında kaldırılan EMASYA (Emniyet-Asayiş-Yardımlaşma ifadelerinin kısaltılmışı) protokolü olduğu algısı güçlüdür. Yıkılan binalarda ve gönderilen yardımlara yönelik yağma olaylarının başta TSK ve Emniyet güçlerinin ilk anda sahada olmamasına bağlayanlar haksız değildir. Geniş alana yayılan felaket bölgesinde gözlemlenen en büyük eksiklik temel ihtiyaçlardan çok gelen yardımların ihtiyaca göre koordineli bir şekilde dağıtılmamasıdır. Bazı bölgelerde ihtiyacı hissedilen ürünlerin bazı bölgelerde fazla miktarda olması organizasyon eksikliğinden başka bir şey değildir.
Her zamanki gibi yine acılarda ortaklaşılamadı! Yönetenler ve onların destekçileri her şeyin mükemmel bir şekilde yürütüldüğünü iddia ederken, yaşanan ağır aksaklıkları ve eksiklikleri dile getirenlere yine her zamanki gibi ‘Millet düşmanı veya bozguncu’ olarak suçlandı.
SİYASET YAPMAYALIM ÖYLE Mİ!
Yönetenler ve destekçileri şimdi siyaset zamanı değil ‘siyaset yapmayalım’ dedi. Peki kendileri her zaman olduğu gibi her şeyi siyasetin konusu haline getirmediler mi?
Afetten hemen sonra AKP Sözcüsü Ömer Çelik’in açıklamalarına bakalım!
Depremin olduğu gün Ömer çelik Adana’da ‘’Cumhur ittifakı olarak hepimiz sahadayız. Hem AK Parti Genel Merkezi hem MHP Genel Merkezi milletvekillerimiz, MKYK üyelerimiz bölgelere gönderdik. Cumhur İttifakı’nın teşkilatları sahadadır, bütün arkadaşlarımız istenildiği takdirde çalışmalara yardımcı olacak şekilde çalışmalara yardımcı olmaya çalışıyorlar… Bu imtihanı inşallah birlik, dayanışma içerisinde hep beraber aşmaya çalışacağız…’’
Acının en sıcak olduğu saatlerde yapılan bu açıklama siyaset değil de nedir? Yönetenlerin bu dili ‘Cumhur İttifakı, Millet İttifakı’ ayrıştırması değil de nedir? İstenildiği takdirde yardımcı olunacaktır nasıl bir anlayıştır. İstenilmezse yardımcı olunmayacak mıdır?
Bırakın 85 milyonluk ülkeyi tüm insanlığın acısı olmuşken ne demektir ‘Cumhur İttifakı’ sahada! AKP ve MHP dışındaki partiler sahada değil mi ki biz sahadayız diyorlar. Bu dildir ayrıştıran, bölen, senden benden duygusuna yol açan. Böylesi bir büyük acı da bile ortaklaşamayacaksak ne zaman ortaklaşacağız!
Onlarca örnek verilebilir elbette ama fazla uzatmadan bir de eski AKP Milletvekili Mehmet Metiner’in tepkiler karşısında sildiği Twitine bakalım ‘’Adıyaman yalnız değildir. Adıyaman’ın arkasında Reis var. Adıyaman Reis’in sevdalı olduğu bir şehirdir. Ölenleri geri getiremeyiz. Üzüntümüz sonsuz. Lakin Adıyaman’ımızı yeniden onaracak Reis’imiz var bizim teyzeminoğlu…’’ Görüleceği üzere devlet değil Reis! Anlaşılan Reis cebinden Adıyaman’ı yeniden imar edecek!
Deprem öncesi alınmayan önlemler dışında, ilk günlerde yapılan en temel hatalar;
1-Muhalefet belediyeleri aranmamış, iktidar muhalefet ayrımı yapılmıştır.
2-Arama-kurtarma çalışmaları için TSK hemen mobilize edilerek sahaya sürülmemiş, müdahalede geç kalınmıştır.
3-Cumhur İttifakı AKP ve MHP grup konuşmalarında ayrıştırıcı, ötekileştiren hakarete varan dil kullanmışlardır.
4-Yaşamsal önemde olabilecek Twittir yavaşlatılmıştır.
5-Yardımlar AFAD üzerinden olacak inadıyla, AHBAP, AKUT gibi STK’lara saldırılmış, yardım yapılması engellenmeye çalışılmış, sahada çalışmalarına engel oluşturulmuştur.
Ve elbette 21 yıllık iktidar süresince deprem bölgesi ülkede depreme uygun yapıların yapılmasına dikkat edilmemiş, insan hayatından çok inşaat rantına önem verilmiştir.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.