Millet ittifakının tarihi toplantılarından biri daha 2 Mart günü Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun ev sahipliğinde yapılacak. Sabırsızlık ve merak içinde olan kitleler ‘artık’ bu toplantıda aday açıklansın beklentisi içinde. İktidar aklından seçimi ertelemeyi geçiriyor olsa bile hem anayasal engel hem de muhalefetin seçimlerin ertelenmesine asla yanaşmaması seçimlerin daha önce ilan edildiği gibi ya partili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 10 Mart’ta alacağı kararla 14 Mayıs ya da zamanında 18 Haziran’da olacağını kaçınılmaz kılmaktadır.

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremi tarihi bir milattır! Bundan sonra her açıdan 6 Şubat öncesi ve sonrası diye bir milat olacaktır.

İYİP Genel Başkanı Meral Akşener’in FOX TV İlker Karagöz’ün programında CHP’ye, CHP’nin kurmay heyetine dönük ağır eleştirel söylemleri sonrası CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile hiçbir açıklama yapılmayan, bilgi sızmamasına özen gösterilen, çok özel görüşme sonrası ‘sızıntı’ aday isimleri ve adaya karar verildiğine dair bilgiler bu toplantıda adayın açıklanacağı yönünde kuvvetli bir algıya yol açtı.

Açıklanır mı, açıklanmaz mı bilmiyoruz ama gecikme duygusu bıkkınlık duygusunu daha da artırabilir…

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, FOX yayını sonrası Akşener’le görüşmesinden önce partisinin olağanüstü toplanan Parti Meclisinden aday belirleme tam yetkisini alması…

Meral Akşener’in de kendi yetkili kurullarından aday belirleme tam yetkisini alması…

Açıklanma beklentisini kuvvetlendiren diğer gelişmeler ise İYİP Sözcüsü Kürşat Zorlu’nun Akşener Kılıçdaroğlu görüşmesinin akabinde kamuoyuna yansıyan adaylık iddialarını yalanlayarak ‘’2 Mart’ta Millet İttifakı 13’üncü cumhurbaşkanını belirleyecek. Biz İYİ Parti olarak milletimizin neyi istediğini neyi beklediğini biliyoruz’’ demesi… Milletin neyi istediği, beklediğinden kastedilen nedir, kazanacak aday vurgusunun başka bir ifadesi midir!

Gelelim aylardır devam eden aday kim olacak tartışmasında yeni bir gelişme var mı yok mu sorusuna. Aslında adaylık için adı geçen ABB Başkanı Mansur Yavaş’ın bugüne kadarki sessizliğinin aksine kulisleri heyecanlandıran ‘’altılı masa ismim üzerinde tam mutabakata varırsa görev kabul ederim, görevden kaçmam’’ açıklaması dışında yeni bir şey yok.

Kemal Kılıçdaroğlu adaylık ısrarını sürdürüyor. CHP’liler de ‘bizim adayımız genel başkanımızdır’ demeye devam ediyor.  Meral Akşener ise biz bugüne kadar hangi noktadaysak aynı yerde duruyoruz, ‘Masa noter görevi yapmayacaktır, adaya Masa karar verecek dendi, biz kazanacak aday olsun’ istiyoruz demeye devam ediyor.

O halde bu kadar geçen süre içinde ittifakın iki büyük partisi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİP Genel Başkanı Meral Akşener’in şimdiye kadarki kararlılıklarında bir değişiklik olmadığına göre, herhangi bir esnekliğe gitmezler kararlı duruşlarını sürdürürlerse ne olur?

Mansur Yavaş’ın ilk kez göreve hazırım mesajı İYİ Partiyle anlaşmanın bir sonucu mudur?

Meral Akşener birçok kez verdiği mesajlarda olduğu gibi İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu der mi, derse… Kemal Kılıçdaroğlu şimdiye kadar olduğu gibi iki belediye başkanına dönük itirazlarını devam ettirecek mi? Veya adı geçen bu üç ismin dışında başka bir isim gündeme gelebilir mi? Bu isim kamuoyunun çok konuştuğu İlhan Kesici mi olur yoksa beklenmeyen sürpriz bir isim olabilir mi?

Gelinen noktada iki genel başkan durdukları nokta itibariyle esneklik göstermediği sürece şimdiye kadar devam eden belirsizlik devam edecek gibi gözükmektedir.

CHP masada Kemal Kılıçdaroğlu ismine karar verileceğini, açıklamanınsa ileri bir tarihe bırakılacağını iddia ederken. ABB çevreleri ise İYİ Partiyle anlaşıldığını aday olarak masadan Mansur Yavaş isminin çıkacağını iddia ediyorlar.

Bir taraftan kamuoyuna sorun yok mesajı verirken aynı zamanda ‘güç savaşı’ veren iki genel başkan bugüne kadar aşırı gerilen ipi germeye devam edip ipin kopmasını göze alabilecek mi, yoksa taraflardan biri veya ikisi birlikte ipin kopmamasını sağlayacaklar mı?

Az kaldı 2 Mart olmazsa Erdoğan’ın seçim kararı alacağı 10 Mart’ta herhalde açıklanacaktır!