
Bedri Baykam
Yok olan Nobeller ve edepler
Trump bozulmuş, “Nasıl olur da Nobel Barış Ödülü bana verilmez?!”
“Ben yedi savaş durdurdum, gidip hiçbir şeyi yapamamış birine verecekler o ödülü” deyip duruyordu. Ödülü Venezüellalı siyasetçi María Corina Machado aldı! Beyaz Ev çıldırdı, sözcüsü Cheung, “Nobel komitesi barıştan çok siyaseti ön planda tuttuklarını kanıtlamıştır” dedi ve “O (Trump) insancıl bir yüreğe sahip ve bir daha asla onun gibi iradesiyle dağları yerinden oynatabilecek birisi gelmeyecek” cümlesiyle Trump’ın barış anlaşmaları yapmaya, savaşları sona erdirmeye ve hayatları kurtarmaya devam edeceğini belirtti. Halbuki pek de üzülmemeleri lazım. Çünkü Machado, açık bir Amerikan destekçisi ve Netanyahu’ya övgüler düzen bir “Nobelli” artık!
Aynı Trump iki gün sonra “İsrail’e silah verdik, onlar da çok iyi kullandılar” cümlesiyle tarihe geçti. Katliam yapan bir ülkeye desteğini bu kadar açıkça ilan ettikten sonra Nobel Barış Ödülü isteyen başka bir insan dünya tarihinde olacak mı, çok merak ediyorum. Ama komedi bitmedi, 68 bin Filistinlinin katili, o silahları kendisine vermekle övünen ülkeye, “Altın Güvercin” hediye etti!
İsrail ordusu ateşkes imzalandıktan 24 saat sonra yürürlüğe girmesini istemiş ve arada yine ölüm dağıtmıştı. İki gün önce yine şu haber vardı kanallarda: “İsrail ordusu ateşkesi ihlal etti, yine saldırdı ve altı Gazzeli öldü.” Ayrıca dün her gün Gazze’ye girmesi gereken 600 kamyon yardım ve yiyecek sayısını birden 300’e düşürüverdiler! Şaşırdık mı?
Bombaların şimdilik durmuş olması, Filistin halkı nezdinde çok büyük bir kazanım ama İsrail bu barış anlaşmasına ne kadar uyacak? Oslo’da 90’ların ilk yarısındaki anlaşma çabaları, 2000’de Camp David’de Clinton ve İsrail Başbakanı Barak ve Filistin lideri Arafat arasında bir türlü bağlanamayan anlaşmalar, 2001’de Mısır’ın Tabak kentinde bütün çabalara rağmen yine ulaşılamayan o kesin barış, 2007’de Maryland Annapolis’te, George Bush döneminde Mahmud Abbas ve İsrailli Olmert ile süren buluşmalarda çaresizce tekrarlanan aynı sıkıntılı sonuçlar, her biri sanki ortada lanetli bir şekilde birbirine ulaşamayan el sıkışmalarını hatırlattı.
Kapitalist savaş mekanizmaları bu barış havasına nasıl bir hayal kırıklığıyla bakıyorlardır, kim bilir. Daha düne kadar Gazze sahil şeridinden bir Miami üretmeyi kafasına koymuş Amerikaİsrail konsorsiyumunun içinde kimilerinin, ateşkesten vazgeçilmesi için neler yapılabileceklerini varın siz düşünün! Aslında Trump’ın Gazze’de dev projeleri aynen sürüyor: Riviera ve suni adalar, liman, havaalanı, sıkı durun “Jeff Bezos veri merkezleri”, “Elon Musk Sanayi Sitesi”, akıllı şehirler... Eğer hâl hayattaysa, çocuğuna süt bulamayan Filistinlilerin bu ortamın ekonomik koşullarına dayanamayacakları ve doğal bir şekilde göç edeceklerini düşünmek gerçeklere çok uzak düşmez! Kimisi gönüllü göçmen olacak kimisi ucuz işçiliğe zorlanacak.
İMAMOĞLU, YAVAŞ VE SAHNELENEN YENİ ORTA OYUNU
Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu’nda kelimenin tüm iyi anlamıyla şeytan tüyü var! 209 gündür Silivri’de yeni arkadaşlıklar edindiğine ve gardiyanları da diğer tutukluları da çok özel kişiliğiyle etkilediğine eminim. Şu anda kendisi bir seçime girse açık ara yeni cumhurbaşkanı!
Mansur Yavaş’ın başına çorap örmek isteyen açık bir hareketlenme var. Konu bütçeler veya yolsuzluk olsaydı Melih Gökçek’in 800 milyon dolara mal olduğu söylenen “dinozor park” hakkında soruşturmalar açılır, Yavaş’ın yaptığı suç duyurularını dinleyen bir kişi olurdu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, dört gün önce “Mansur Yavaş hakkında soruşturma başlatılabilmesi için” İçişleri Bakanlığı’ndan izin talebinde bulunuyor! Aklımıza takılan soru şu: İstanbul’dakiler için böyle bir prosedürü uygulandı mı?
CHP’nin 24 Ekim için tetikte kalması lazım. Yargıda oluşan son olumlu havalara kanarak rehavete düşmemesi ve umutlarını kendisine bağlayan Türk halkına saygı duyarak Atatürk’ün partisine yaraşır şekilde hamleler yapması lazım.
Gündemin diğer maddesi meşhur “bahtsız komisyon”. Düşünün ki Pervin Buldan muhalif basını hedef gösterip “Yargı elinizde, bunları ortadan kaldırmak göreviniz” çağrısı yapabiliyor! Demokrasinin neredeyse fiilen ortadan kalkmış olduğu bir ortamda, sözde demokrasi, barış ve kardeşlik için toplanan komisyon iktidar hakkında “iyi bir şey yapıyorlar” havası vermekten öteye geçemiyor, güneydoğu konusunda huzursuzluk azalacağına artıyor. Benden CHP’ye hatırlatması...
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.