Kararın sağlıkta şiddeti artıracağını ve doktorların yurt dışına gitmelerini hızlandıracağını savunan Birlik Sağlık Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, "Sağlık Bakanlığı, hastaları tahrik ediyor ve hekimlere karşışiddete yönlendiriyor. Sağlık çalışanlarıüzerinde her geçen gün artan büyük bir baskı ve mobbing var. Bu son karar, hekimlere "yurt dışına gidişiniz yavaş ilerliyor, hızlandıralım" anlamına geliyor" dedi.
Sağlık Bakanlığı, 24 Nisan 2021'de uygulamaya koyduğu poliklinik muayenelerinin Merkezi Hekim Randevu Sistemi'nden (MHRS) randevu alınarak yapılabileceğine yönelik kararını iptal etti. Yeni karar, 10 Mart Çarşamba günü 81 ilin sağlık müdürlüklerine gönderilen "Covid-19 salgınında normalleşme sürecine girilmiş olması nedeniyle bakanlığın hedefleri, hastanelerin planlamasıçerçevesinde randevulu ve randevusuz olarak poliklinik hizmetleri sunulacaktır" yazısı ile bildirildi.
Karara, merkezi İzmir'de bulunan Birlik Sağlık Sen'in Genel Başkanı Ahmet Doğruyol'dan tepki geldi. ANKA Haber Ajansı'na konuşan Doğruyol, randevusuz hastaların da gelmesi ile yoğunluğun artacağını, buna bağlı olarak da sağlıkta şiddet olaylarının daha sık görüleceğini vurguladı.
"HASTA ŞİDDETE YÖNLENDİRİLİYOR"
Sağlık Bakanlığı'nın sisteminin her 5 dakikada bir randevu verdiğini söyleyen Doğruyol, şöyle konuştu:
"Randevusu olmayan vatandaş hekimin kapısına dayanacak. Randevulu hastaların arasından girmeye çalışacak. Bu, oradaki randevulu hastalara da bir saygısızlık. Hekim arkadaşların bir de randevusuz hastalara hizmet verme çabası içine girmeleri sağlık hizmetinin kalitesini düşürecek. Sağlıkta şiddetin zirve yaptığı bir ortamda siz hekimlere "Randevusuz da hasta bakacaksınız" derseniz bu sağlıkta şiddeti artıracaktır. Biz, "Şiddetle ilgili kanunlar, yönetmelikler düzenlensin" diye beklerken Sağlık Bakanlığı burada hastaları tahrik etmektedir. Biz, bu kararı, "Sağlık Bakanlığı hastaları hekimlere karşışiddete yönlendiriyor" diye algılıyoruz."
"BİZE AFGAN VE SURİYELİ HEKİMLER YERİNE KENDİ BEYİNLERİMİZ HİZMET ETMELİ"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hekimlere yönelik "Giderlerse gitsinler" sözlerini de anımsatan Doğruyol, şöyle konuştu:
"Sayın Cumhurbaşkanı'nın "Giderlerse gitsinler" ifadesini kabul etmiyoruz. Hekimlerimiz değerlidir. Hekim arkadaşların yurt dışına kaçışıçok hızlı. Böyle giderse 3-4 yıl sonra kamuda vatandaşa hizmet verecek hekim bulmakta zorlanacağız. Bu genç hekimlerin gitmelerinden ziyade, "Yurt dışına gitmemeleri yönünde nasıl tedbir alabiliriz" diye mücadele etmeliyiz. Kamuda mesleğinde iyi olan uzman doktorlarımız, diş hekimliği ile ilgili çene cerrahları, ortodonti uzmanları, hepsi kaçıyor. Her geçen gün kamuda hizmet veren uzman hekim arkadaş bulmakta zorlanıyoruz. Sağlık çalışanlarıüzerinde büyük bir baskı ve mobbing var. Her geçen gün de artıyor. Son yayınlanan yazı ile bu baskı bir kat daha artacaktır. Hekim arkadaşlarımızı "yurt dışına gidişiniz yavaş ilerliyor, hızlandıralım" gibi bir algı oluşturuyor. Bundan vazgeçilmesi, beyin göçünün önüne geçilmesi lazım.
Yabancıülkelerden bizim ülkemize gelip aile hekimi olarak hizmet verme çabalarını da görüyoruz. Bize, kendi insanımızın hizmet etmesi gerekir. Yurt dışından gelen Afgan, Suriyeli ve Pakistanlı hekimlerden önce kendi beyinlerimizin hizmet etmesi gerekir. Kendi kaliteli arkadaşlarımız yurt dışına giderken niye bize üçüncü dünya ülkelerinden gelenler hizmet etsin."
"SEVK ZİNCİRİ YENİDEN SAĞLANMALI"
Çözüm önerisi de sunan Ahmet Doğruyol, sözlerini şöyle tamamladı:
"Sevk zincirinin getirilmesi gerekiyor. Aile hekimliğine geçiş nedenimizin temel nedeni sevk zincirini getirmekti. İlk aile hekimliği, 2005 yılında Düzce'de başladı, 2007'de yayıldı. 17 yıldır sevk zincirini dile getiren yok. Çünkü sağlık hizmetleri sunumunun siyaseten kullanılmasından dolayı yok. AK Parti iktidarı gelmeden önce 3. basamak hastanelerimize her vatandaş elini kolunu sağlayarak gidemiyordu, sevk zincirimiz vardı. Şu an ayağına ayakkabı vuran vatandaş bile üniversite veya eğitim araştırma hastanesine gidebiliyor. 2. ve 3. basamak hastanelerimizin rahatlatılması lazım. MHRS sisteminden kronik hastalar randevu alamıyor. Burada bu sistemin devam etmesi ve orada kronik hastalarla ilgili ayrı bir bölüm açılması gerekiyor. Kanser tedavisi görüyor hasta, ama doktora ulaşamıyor. Aradan 2-3 ay geçiyor. Bu, belki de o vatandaşın ölümüne sebep olabilir."