Hatay Tabip Odası Başkanı Sevdar Yılmaz, "Aile sağlık merkezi binalarının yarısı yıkık yarısı ağır hasarlı. Yani, aile sağlık merkezi yok, gidip çalışabileceğiniz bir bina yok" dedi.
Yılmaz, Hatay’da aile hekimliği ek yerleştirmesi kurasıyla ilgili açıklama yaptı. Sağlık sisteminin de depremde enkaz altında kaldığını belirten Yılmaz, "Nisan 2023’ten beri Sağlık Müdürlüğü’ne önlem almaya, Hatay’a özgü deprem koşullarına uygun bir birinci basamak sağlık sistemi uygulayalım dedik. Hatta bunu yazılı olarak bildirdik. Hatay İl Sağlık Müdürlüğü yetkilileri, bunu reddetti. Bu sorunu, hekimlere ceza ve mobbing uygulayarak çözebileceğini zannetti ama işler öyle yürümüyor" dedi.
"26 birimden 25’inde hemşire yok"
Yılmaz, açıklamasında şunları dile getirdi:
"Geldiğimiz noktada, Hatay İl Sağlık Müdürlüğü, 26 hekim kadrosu açtı. Fakat bunlara sadece 1 başvuru oldu. O arkadaşımızın da tercih yapıp yapmayacağı belli değil. Tabi bunların nedenleri var. Açılan kadrolara dikkat ederseniz, aile sağlık merkezi binalarının yarısı yıkık yarısı ağır hasarlı. Yani, aile sağlık merkezi yok, gidip çalışabileceğiniz bir bina yok. 26 birimin 25’inde hemşire yok. Nüfuslar düşük, doğru dürüst maaş da alamazsınız. Aşıları neyle yapacaksınız, kimle beraber yapacaksınız?
Eski Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yönetimindeki Sağlık Bakanlığı 6 ay önce Hatay’ı deprem olmayan illerle aynı kategoriye getirdi. Performans, izlem, kanser gibi kriterlere bağlı olarak ücretlerin yarısını kesmeye başladı. Özellikle yıkımın çok fazla olduğu Antakya, Defne, Kırıkhan, Hassa, Samandağ gibi ilçelerimizde birçok hekim mağdur edildi."
"Barınma sorunumuz devam ediyor"
Depremde 66 tane aile sağlık merkezinin yıkıldığını söyleyen Yılmaz, sadece Antakya’da aile sağlığı merkezinde deprem öncesi 125 hemşire çalışırken şu an bu oranın 60’ın altına, hekimler de 80’in altına düştüğüne dikkat çekti.
Yılmaz, sorunların hala devam ettiğini belirterek şu çağrıda bulundu:
"Barınma sorunumuz devam ediyor, oturabileceğimiz doğru dürüst bir ev yok. Çocuğunuzu okula gönderebileceğimiz doğru dürüst bir okul yok. Sürekli hırsızlık oluyor. Yollar güvenli değil. Hava kirliliği had safhada, önlem alan yok. Şehirdeki su, içilemiyor. Birçok sağlık hizmetine de erişim kısıtlı. Sağlık Bakanlığı’na ve Sağlık Müdürlüğü yetkililerine çağrım, 'Gelin, bu kaostan çıkmanın yollarını birlikte konuşalım."