İzmir Eczacılar Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, şubat ayında yapılacak zam öncesi ilaç sektöründe sıkıntıların arttığını belirtti. Sayılkan, "Yerli ilaç firmaları, hammadde ve işletme giderlerindeki artış ile cam şişelerdeki yüzde 28'lik zam nedeniyle her bir kutuda 50 kuruş-1 lira zarar ettiğini söylüyor ya üretmiyorlar ya da üretimi yavaşlatıyorlar. Grip, soğuk algınlığı, tansiyon ve kalp ilaçlarında yokluk yaşanıyor. Yüzde 35-40 civarında bir zam bekleniyor. Böyle olunca eczanelerde her üç ilaçtan biri için 'yok' demek durumunda kalıyoruz" dedi.
Sağlık Bakanlığı Ekonomik Değerlendirmeler ve İlaç Tedarik Yönetimi Dairesi Başkanlığı'nın ilaç fiyatlarına ilişkin, her yıl şubat ayında, euro kuruna göre yaptığı güncellemeye kısa süre kala sektörde büyük bir kriz yaşanıyor. Bu yıl döviz kurundaki yüksek artış nedeniyle fiyatlarında ciddi artış beklenen ilaçlar daha şimdiden piyasadan kayboldu.
ANKA Haber Ajansı'na konuşan İzmir Eczacılar Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, artan maliyetler nedeniyle ilaç firmalarının üretimi yavaşlattığını, bunun da grip, soğuk algınlığı, tansiyon ve kalp ilaçlarında temin sıkıntısı yarattığını açıkladı.
"YÜZDE 40 ZAM BEKLENTİSİ VAR"
2020'de 3 lira 80 kuruş olan, 2021'de ise 4 lira 57 kuruş olarak sabitlenen euro kurunun yaklaşık 50 gün daha dikkate alınacağını belirten Sayılkan şöyle konuştu:
"İlaç fiyatlandırması için 20-21 Şubat gibi yeni euro kuru belli olacak. Türkiye'de eurodaki değişimin yüzde 60'ı baz alınıyor burada. Geçen yıl yüzde 30 civarında zam yapılması gerekirken, son gece Cumhurbaşkanlığı kararnamesi yayınlanarak 'İlaca getirilecek zam yüzde 20'yi geçemez' denilmişti. Sabit kur da 3.80 üzerine yüzde 20 zamla 4.50 olmuştu. Dövizdeki hızlı yükselişle beraber bu yıl yerli ilaç firmaları da sıkıntı yaşamaya başladı. Cam şişelere, ambalaj maliyetlerine zam geldi. Hammaddelerin bir kısmının da ithal olduğunu bildiğimiz için bir zam beklentisi artıyor. Maliyetlerin bu kadar yüksek noktaya taşındığı, işletme giderlerinin hızlı yükseldiği dönemde beklenti daha da büyük oluyor. Bu yıl ilaç firmaları Sağlık Bakanı'na mektup gönderdi. 'Şartlar bizi zorluyor. Sorunumuzu çözecek oranda zam bekliyoruz" dediler. Yüzde 35-40 civarında bir zam bekliyorlar. Türkiye'de satılan ilaçların yüzde 50'si ithal. Kalan yüzde 50'sinin yarısı da Türkiye'de yabancılar tarafından satın alınmış firmalar tarafından üretiliyor. Yani 75-80 oranında yabancı sermayenin elinde olan ve 4.50'lik euro kurundan bahsediyoruz."
"HİÇBİR ECZACI STOKÇULUK YAPMAZ"
Sektörde yaşadıkları sıkıntıları anlatan Sayılkan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Zammın yapılacağı tarih öncesi ilaç firmalarının üretimi azaltması kaçınılmaz son. Eczanelerde her üç kalemden biri için 'Yok' demek durumunda kalıyoruz. Kış aylarında grip vakalarının arttığı, Covid nedeniyle insanların tedirgin olduğu süreçte bu ilaçların temininde sorunlar yaşıyoruz. Nöbetlerde de olmayan ilaçlarla ilgili vatandaşla tartışıp çözüm bulmaya çalıştığımız için kuyruklar oluşuyor. Bu sefer de nöbetçi sayısının azlığından bahsedilerek ayrı bir yargılamaya gidiliyor. Biz 'İlaçlar bulunamıyor' dediğimizde eczacılar stok yapmaya çalışıyor algısı oluyor. Biz bunları hak etmiyoruz. İlacın fiyatı, ne kadar zam geldiği bizi ilgilendirmiyor. Biz sadece sağlıklı bir şekilde ilacı bulup vatandaşa ulaştırmaya çalışıyoruz. Hiçbir eczacının stok yaptığına inanmıyorum. Eczanedeki tüm ilaçlara zam geleceğini bildiğiniz bir yerde hangi ilacı ayırıp stoklarsınız ki. Böyle mantıksız bir işi bize yakıştırmalarını doğru bulmuyorum. Zammın yılda bir kez yapılması bence sıkıntıyı yaratan etkenlerden biri. Belli aralıklarla daha küçük oranlarla yıla yayılmalı."
"CAM ŞİŞELERE YÜZDE 28 ZAM GELDİ"
Özellikle grip şuruplarının bulunmadığını söyleyen Sayılkan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bazı şuruplar zaman zaman çıkıyor, eczane başına düşük miktarda veriliyor. Biz, başvuran herkese ilacı bulmak durumundayız. Depoda yoksa çaresiz kalıyoruz. Grip, soğuk algınlığı, tansiyon ve kalp ilaçlarında zaman zaman yokluk yaşanıyor. Bunları günlük olarak listeleme şansınız yok. Bu hafta yok dediğiniz ilaç pazartesi çıktığında bu kez de başka bir ilaç olmuyor. Sipariş vermek için ekrana döndüğünüzde iki üç ilaçtan birini bulamıyorsunuz. İthal firmalarla uzlaşmaya varmak zorundayız. Onların istediği kadar yüksek olmayabilir, bizim uygulanan kur da düşük olabilir. Ortada bir yerde buluşup sağlık hizmetlerindeki sorunu çözmek lazım. 'Yaşamın temeli sağlık' diyoruz ama yatırım yaparken en çok tasarrufu öncelediğimiz de sağlık aslında. Yerli firmalarla konuştuğumuzda belli hammadde girişleri ve işletme giderlerindeki artış ile cam şişelerdeki yüzde 28'lik zamdan bahsediyorlar. Bu maliyet artışı ile beraber her bir kutuda 50 kuruş, 1 lira zarar ettiklerini söylüyorlar. Zarar eden kuruma siz 'Boş verin zararı, sineye çekin, üretin' deme lüksünüz yok. Eczanede oluyor bazen. Çocuk şurupları 11 lira, vatandaşın üzerinde 10 lira para oluyor. Biz 'Önemli değil' diyoruz. Ancak bir milyon, 5 milyon kutudan bahsettiğinizde kimseden böyle bir fedakarlık bekleme şansınız yok. Ya yapmıyorlar ya da ruhsatları iptal olmasın diye az üretiyorlar. Şubat ayındaki zammı bekliyorlar."