Medipol Üniversitesi Sefaköy Hastanesi'nden 14 Şubat Uluslararası Epilepsi Günü dolayısıyla yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Bıçak, halk arasında "sara hastalığı" olarak bilinen epilepsinin, beyinde nöronların kendiliğinden anormal geçici deşarjı sonucu gelişen nöbetlerle karakterize bir hastalık olduğunu hatırlattı.
Bıçak, epilepsinin toplumda görülme sıklığının yüzde 1 olduğunu ve dünya çapında yaklaşık 65 milyon insanı etkilediğinin bilindiğini aktararak, "Erkek ve kadınlarda eşit sıklıkta görülür. Her yaşta epilepsi görülebilir ancak 18 yaş altı ve 65 yaş üstünde daha sık rastlanır. Epilepsi, doğuştan ya da sonradan edinilmiş olabilir. Anne karnında gelişimsel anomaliler, enfeksiyonlar, zor doğum nedeniyle beynin oksijensiz kalması, çocukluk döneminde geçirilmiş enfeksiyonlar, travma, sonradan edinilmiş beyin içi patolojiler (beyin tümörü, AVM gibi), beyin damar hastalıklarına bağlı inme sonrası epilepsi görülebilir. Bazı epilepsi tiplerinde genetik faktörler söz konusudur. Bu nedenle ailede epilepsi öyküsü olan kişiler daha yatkın olabilir." ifadelerini kullandı.
NÖBET BELİRTİLERİNE DİKKAT
Dr. Öğr. Üyesi Nicer Korkut Bıçak, epilepsi ataklarının pek çok şekilde ortaya çıkabileceğini belirterek, şunları kaydetti:
"Ataklarla ilgili bilinmesi gereken nöbetlerin fokal, yani belli bir beyin bölgesindeki anormal deşarjlara bağlı ve jeneralize, yani beyinde yaygın olarak anormal deşarjlara bağlı olmak üzere iki tip olduğudur. En sık karşılaşılan ve hasta yakınlarını en tedirgin eden formu ‘jeneralize tonik klonik’ formudur ancak bazen de hasta ve hasta yakınlarının bile fark edemeyeceği belirtiler ile seyredebilir. Vücutta ani kasılmalar, sıçramalar, dalma atakları, yani kısa süreli cevapsızlık hali, ağız-kol veya bacakta istemsiz hareketler, bilinç kaybı, gözlerin bir noktaya sabitlenmesi, cevapsızlık hali, ağızdan köpük gelmesi, idrar kaçırma nöbet belirtileri arasındadır. Nöbet öncesi bazı epilepsi hastalarında tuhaf duyumsamalar, anormal genellikle nahoş koku duyma, bulantı veya midede tuhaflık hissi, vücudun bir bölgesinde uyuşma, görme ve duyma değişiklikleri olabilir. Nöbet belirtileri gösteren kişiler mutlaka nöroloji uzmanına başvurmalıdır."
ATAK ANINDA İLK MÜDAHALE
Medipol Üniversitesi Sefaköy Hastanesi Nöroloji Bölümü'nden Bıçak, epilepsi nöbeti geçiren hastalara ilk müdahalenin nasıl olması gerektiğini ilişkin bilgi verirken, "Epilepsi nöbeti geçiren bir hastanın düşerken bir yerlere çarparak yaralanması engellenmelidir. Hasta yan yatırılmalı, mümkünse kafasını yere vurmasını engellemek için yumuşak kıyafet, yastık gibi bir malzemeyle baş desteklenmelidir. Kişinin yakası sıkıysa gevşetilmeli, hava alabileceği bir alan yaratılmalıdır." ifadelerini kullandı.
Soğan koklatmak, dişlerinin kenetlendiği durumlarda çenesini açmak için ağıza kaşık sokmak veya elini dişlerin arasına koymak gibi uygulamaların hastaya daha çok zarar verebileceğini aktaran Bıçak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Kişiye su içirmeye çalışmak, yüzünü ıslatmak gibi hareketlerden kaçınılmalıdır. İlk kez epileptik nöbet ile başvuran hastada mutlaka olayı gören kişiden bilgi alınmalı, varsa mesela iş yerinde olmuşsa video kaydı istenmelidir, olay anı ayrıntılı olarak dinlenmeli ve mümkün ise video kaydı izlenmelidir. Ardından tomografi ve MR gibi beyin görüntüleme, kan tetkikleri ve beyin aktivitesini ölçmeye yarayan EEG tetkiki tanı koymada yardımcı olur. Epilepsi hastalarının atakları çoğunlukla tekli veya çoklu antiepiletik ilaçlarla kontrol altına alınır. İlaçların saatinde alınması, doz atlanmaması bu nedenle mühimdir. Bazen antiepileptik ilaçları kullanmasına rağmen atakları kontrol altına alınamayan dirençli epilepsi hastaları için cerrahi tedavi önerilebilir. Düzensiz beslenme, uykusuzluk, ilaçların zamanında kullanılmaması, alkol tüketimi nöbetleri tetikleyebilir."