Kılıçdaroğlu sonrası Erdoğan’ın seçim stratejisi ne olacak?: 'Seçime doğru üç aşama'

Gazeteci Murat Yetkin "AK Parti’nin dezavantajı sadece deprem felaketi, etkileri süren ekonomik kriz ve çözülemeyen Suriyeli mülteciler sorunuyla sınırlı olmayabilir; rakibi ciddiye almamak en ciddi hata olacaktır" diye yazdı.

Gazeteci Murat Yetkin, YetkinReport‘taki yazısında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçim stratejisine ilişkin bir değerlendirmede bulundu.

Yetkin "AK Partinin siyaset kurtları ise Kılıçdaroğlu’nun “zayıf rakip” olduğu kanısında ve yirmi yıl boyunca başarılı olmuş ezip geçme stratejisi yanlısı. Bu nedenle Kılıçdaroğlu’nun aday olmasından memnun görünüyor ve bunu söylüyorlar da." görüşünü dile getirirken "Kılıçdaroğlu’nun Alevi olmasını istismar etmeyi düşünenler çoğunlukta olmasa da yok değil" diye yazdı.

Yetkinin yazısı şu şekilde:

Neredeyse iki yıldır Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan kendini göstermek isteyen alt düzey yöneticiye dek bütün AK Partililer CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na “hodri meydan” dediler, onun aday olmasını istediler. Dilekleri yerine geldi; muhalefetin adayı Kılıçdaroğlu oldu. Ancak AK Partide şimdi nasıl bir seçim stratejisi izlenmesi gerektiği konusunda iki değişik görüş var. Kararı elbette dün, 8 Mart’ta MHP lideri Devlet Bahçeli’yle durum değerlendirmesi yapan Erdoğan verecek. Bu da muhtemelen önümüzdeki hafta başında yapılacak AK Parti MYK toplantısı sonrasında kesinleşecek.

Partinin seçim stratejisi ekibi Erdoğan’ın bu defa her seçim ve referandumda yaptığından farklı bir yol izlemesinden yana. Erdoğan’ın rakiplerini yerden yere vurup cevap vermeye kışkırtması ve hatipliğini konuşturup köşeye sıkıştırmaya çalışması yerine, yaptığı işleri, yolları, havalimanları, köprüleri anlatmasının yeterli olacağı kanısındalar. Özellikle deprem felaketi ardından “yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır” söylemiyle yıkımı umuda çevirmeyi hedefleyecek bir seçim stratejisi öneriyorlar.

Güvercin ya da şahin stratejisi

Erdoğan’ın kabine toplantısı ardından “işimiz kavga değil, deprem” diyerek muhalefete yüklenmeden konuşması buna örnek sayılabilir. Ancak bir önceki konuşmasındaki “Ne namussuzlar, ahlaksızlar, adiler” tiradı da diğerine örnek.
AK Partinin siyaset kurtları ise Kılıçdaroğlu’nun “zayıf rakip” olduğu kanısında ve yirmi yıl boyunca başarılı olmuş ezip geçme stratejisi yanlısı. Bu nedenle Kılıçdaroğlu’nun aday olmasından memnun görünüyor ve bunu söylüyorlar da. Geri tepme riskine rağmen Kılıçdaroğlu’nun Alevi olmasını istismar etmeyi düşünenler çoğunlukta olmasa da yok değil. Ramazan ayını hem bu bakımdan hem de devlet gücünü çekinmeden kullanarak seçmenin gözünü kamaştıracak işlerle değerlendirmesinden yanalar.

Erdoğan’ın her konuşmasının girişinde uzun uzun icraatını anlatması, kaç kilometre yol, kaç havaalanı, kaç körü yaptığını tekrarlaması yeni bir şey değil. Hocası Necmettin Erbakan’dan aldığı hizmet odaklı siyaset ve yapılanları sürekli gündemde tutma dersinin gereği. Bunu zaten yapacaktır. Mesele muhalefetin ve aslında rakibi Kılıçdaroğlu’nun üzerine ne kadar sertlikle gideceği ve ne kadar faullü oynayacağı…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Politika Haberleri

Bahçeli'den yeni açılım: Cumhurbaşkanının Kürt ve Alevi yardımcıları olsun
Devlet Bahçeli: Devletin pazarlık yaptığını iddia edenler müfteridir
Özgür Özel'den Trabzon mitingine çağrı: Adaletsizliğe itiraz ediyoruz
Adıyaman’da AKP’li Meclis üyesi CHP’ye geçti: Adıyaman’a pranga…
Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'a tahliye başvurusu reddedildi