Ankara'da uğradığı suikast sonucu öldürülen eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş'in annesi Saniye Ateş, ablası Selma Ateş ve eşi Ayşe Ateş, CHP Genel Merkezi'nde Özgür Özel ile görüştü.
Sinan Ateş'in öldürülmesiyle ilgili dava geçen hafta görülmüş, sanıklar ifadelerini değiştirmişti. Mahkeme ara kararında tutuklu 10 kişinin tahliyesine hükmetmişti.
Açıklama yaptılar: Hala benim yavrularımı tehdit ediyorlar
Görüşme sonrası gözyaşları içinde açıklama yapan Saniye Ateş, "Üstünü kapatmaya çalışıyorlar. Bir ekmek çalan çocuğu 7 yıl yatırdılar, bunu adi bir davaya çevirmeye çalışıyorlar. Benim torunlarım kapıya çıkamıyor. Hala benim yavrularımı tehdit ediyorlar. Ne diyeyim oğul, ne diyeyim? İşte bana da bu yaştan sonra bu düştü" dedi.
'Belki davanın sonuçlanmasını görmem ama uğraşırım bu yolda'
Saniye Ateş, "Ne söyleyeyim oğul? Allah'a kaldı. Üstünü kapatmaya çalışıyorlar. Sanki orada (mahkemede) suçlu olan biz gibiydik. Bunu herkes gördü, sizler de gördünüz. Böyle mi olmalıydı? Bu siyasi bir davadır, bu kesinlikle adi bir suç değildir. O torbacılar mı bunu yaptı? Hayır onlar yapmadı. Arkasında bunları koruyanlar bu rahatlığı bunlara verdi ki; benim evladımı tehdit edecek cüreti buldular kendilerinde. Bir an önce kapatıp; kimse ses etmesin, konuşmasın, biz konuşamayalım istiyorlar. Ölene kadar düşeceğim peşine oğul. Belki davanın sonuçlanmasını görmem ama uğraşırım bu yolda. herkes, hepiniz, bütün basın gördü orada; böyle bir mahkeme olmaz, böyle bir siyasi dava olmaz" ifadelerini kullandı.
'Tehditlerine ve yapmış oldukları baskılara karşı hiçbirimiz yılmayacağız'
Sinan Ateş'in ablası Selma Ateş, "Talepleriniz de mahkemede reddedilmişti, 19 Temmuz'da ne bekliyorsunuz?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"19 Temmuz'da biz adalet bekliyoruz. Sinan Ateş'in hakkını tabiki savunacağız. Tehditlerine ve yapmış oldukları baskılara karşı hiçbirimiz yılmayacağız. Türkiye bir hukuk devletiyse, adaleti bizler aramaya devam edeceğiz. Çünkü sadece bizim canımız yanmadı, Türk halkının canı yandı. Bizler sadece 4 kadın olarak savaşmıyoruz burada. Türk kadınları, çocukları, erkekleri, hep birlikte verdiğimiz bir mücadelemiz var. Ve bu mücadeleden yılmayacağız. Biz orada isim verirken hakim beyin bizim avukatlarımızı susturması ne kadar acı verici. Oradaki avukatların kendi tutuklularını alkışlayarak çıkarması ne kadar acı verici. Benim annemin yaşadığı evlat acısını 22 tutuklu ve 30 avukatla tekrar yaşaması çok acı. Ama hiç kimse kusura bakmasın; burası bir hukuk devletiyse biz de hakkımızı sonuna kadar arayacağız. Bu dava burada kapanmayacak. 19 Temmuz sonrasında ikinci bir iddianame çıktığında, isimleri girmeyen şahısların da isimlerinin girmesini istiyoruz. Çünkü bizler, isimleri tek tek saydık, isimleri tek tek verdik. Bu isimler işin içinde olmadıktan sonra, iki tane torbacıya verilmiş bir cinayet olarak kalacak. Türkiye'nin aydınlık yüzüne ulaşmasını istiyorsak, hep birlikte bu cinayeti aydınlatmak zorundayız. Ve sizlere de çok teşekkür ediyoruz. Adalet arayışımızda hepiniz yanımızda oldunuz. Allah razı olsun."