Kanal İstanbul Projesi’ne ilişkin Danıştay 4. Dairesi’ne süren davaya sunulan bilirkişi raporunda, ÇED olumlu kararının arkeolojik alanlarla ilgili bölümü, “eksik ve güvensiz” olarak nitelendirildi. Raporda, Yarımburgaz Mağarası, Roma Suyolu ve Osmanlı Terkos Suyolu başta olmak üzere en az 25 kültürel mirasın yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu vurgulandı.
Kanal İstanbul’un ÇED sürecine ilişkin hazırlanan bilirkişi raporu, proje güzergahının kültürel miras açısından taşıdığı büyük riskleri gözler önüne serdi. Yarımburgaz Mağarası’ndan Osmanlı Terkos Suyoluna, Roma dönemine ait su yapılarından Osmanlı endüstri mirasına kadar güzergahtaki en az 25 kültürel varlığın koruma stratejileri neredeyse tamamen belirsiz.
Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin Kıyı Yapıları-Yat Limanları, Konteyner Limanları ve Lojistik Merkezler - Denizden Alan Kazanımı, Dip Taraması, Beton Santralleri dahil verilen “ÇED olumlu” kararına karşı Danıştay 4. Dairesi’ne açılan dava kapsamında hazırlanan 400 sayfalık bilirkişi raporunda 19'u profesör, 1'u doçent 21 uzman bilirkişiden oluşan heyet, ÇED kararının tümünün "bilimsel ve teknik açıdan uygun olmadığı" sonucuna vardı.
Bilirkişi heyeti ÇED kararını, "arkeoloji ve kültür varlıkları" bakımından ayrıca inceledi. Bu kapsamda ÇED kararında bu konuda öngörülen koruma esaslarının bilimsel kriterlere uygun olup olmadığı ele alındı.
"Proje alanı, birbirinden farklı arkeolojik ve tarihi kültür varlığını kapsıyor"
ÇED olumlu kararının, kültürel miras ile ilgili bölümlerinin yalnızca tescilli ve sit kapsamındaki verileri derlemekle sınırlı kaldığı, alanın bütüncül kültürel mirası ortaya koymadığı vurgulanan bilirkişi raporunda, Kanal İstanbul Projesi alanının, tarih öncesi yerleşim yerlerinden II. Dünya Savaşı’na kadar uzanan geniş bir zaman aralığında, birbirinden farklı arkeolojik ve tarihi kültür varlığını kapsadığı, bunların tarih öncesi mağara, antik yerleşim yeri, yol, su yolu, çiftlik evi, köprüler, endüstri mirası, Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi tabyaları gibi gruplandırılabileceği belirtildi.
Osmanlı dönemi mirası da tehlike altında ama ÇED kararında ele alınmadı
Kanal İstabul güzerhanında yer alacağı belirtilen 1990’lı yıllarda tescillenmiş Küçükçekmece Kibrit Fabrikası, Terkos Pompa İstasyonu gibi Osmanlı Dönemi endüstri mirasının, ÇED Arkeoloji raporunda ele alınmadığı, benzer şekilde Küçükçekmece Gölü içinde var olduğu ifade edilen arkeolojik kalıntılar ve proje kapsamında olup çeşitli nedenlerle etkilenebilecek Karadeniz kıyısındaki olası sualtı kültür mirasının da ÇED kararında değerlendirilmediği ifade edildi.
ÇED kararında, Küçükçekmece gölü içindeki arkeolojik mirasın, yüzey sıyırma sırasında göreceği zararın ne şekilde önleneceğinin belirtilmediği, proje alanındaki hiçbir kültür varlığı için herhangi bir koruma önerisi getirilmediği, bunun yerine Koruma Kurulu’nun vereceği karar doğrultusunda davranılacağının taahhüt edildiği aktarıldı.
Tespit çalışmaları güvensiz ve eksik
Bilirkişi raporunda, "Arkeolojik ve kültür varlıkları açısından durum tespiti, etki değerlendirmesi ve koruma önerileri için temel oluşturabilecek bir analiz ortaya konulmamıştır. Bütün bu bilgiler doğrultusunda gerek masa başı gerekse sahadaki tespit çalışmaları güvensiz ve eksiktir; bu nedenlerle bilimsel olarak değerlendirilemez" tespiti yapıldı.
Heyet, ÇED kararının ekinde yer verilen Arkeoloji Raporu'nda, inşaat faaliyetleri öncesinde ve sırasında gerçekleştirilmesi beklenen yarma ve patlatma işlemleri sırasında kültür varlıklarının uğraması muhtemel zararlardan da bahsedilmedilmediğini, 25 kültür varlığından 11’inde “Büyük Değişim”, iki alan dışındakilerde ise “Yüksek Değişim” saptamasının, sadece yapıların veya buluntuların yüz ölçümlerine dayanılarak yapıldığını aktardı.
Raporda, proje alanındaki mevcut kültür varlıklarına yönelik bilimsel bir koruma planının olmadığına dikkati çeken heyet, çalışma sırasında karşılaşılabilecek veriler ve bunların korunması konusunda da yorum yapılmadığını belirtti.
Yenikapı metro kazıları örneği
Raporda, Koruma Kurulu kararlarına uyulacağı yönünde genel bir taahhüt dışında somut önlemlere yer verilmediği de aktarıldı. İnşaat sırasında karşılaşılabilecek arkeolojik buluntular için nasıl bir yöntem izleneceğinin de açıklanmadığına işaret edilen raporda, Yenikapı'daki metro kazılarında yaşanan uzun süreli çalışmalar hatırlatılarak, Kanal İstanbul’da benzer durumların göz ardı edildiği bildirildi.
"Güzergahta, 119 korugan ve tank var"
Seçilen güzergaha ilişkin raporda, şu ifadelere yer verildi:
“Güzergahta, 119 korugan ve tank olduğu ifade edilmiştir. Ancak Arkeoloji Raporu'nda belirtilen 50 adet korugan dışında bu korugan ve tankların yerlerini gösteren bir harita bulunmamaktadır. Ayrıca yine seçilen A4 üzerinde üç adet 1. derece arkeolojik sit alanı ile insanlık tarihi için oldukça önemli sonuçlar vermiş ve kesinlikle korunması gerekli Yarımburgaz Mağarası’nın bulunduğu görülmektedir. Roma İmparatorluk Dönemi'ne tarihlenen su yolu ile Osmanlı Dönemi Terkos Su Yolu da güzergah üzerinde bulunmakta ve projeden zarar görmektedir. Seçilen alternatif güzergah, tarihsel çevreye en çok zarar verendir. Buna karşın, üzerinde en fazla arkeolojik alan ve kültür varlığı bulunan bu güzergahın seçilme sebebi, ÇED raporunda açıklanmamıştır. Proje içerisinde ve doğrudan kanal içerisinde kalacak ve farklı türden kültürel varlıkların korunmasına yönelik bir planlama yapılmamış ve alternatif önerilmemiştir. Tüm bu açıklanan hususlar doğrultusunda proje alanındaki mevcut kültür varlıklarına yönelik bilimsel bir koruma planı yoktur, çalışma sırasında karşılaşılabilecek veriler ve bunların korunması konusunda da yorum yapılmamıştır."
"Arkeolojik veya tarihsel bulgular için bir koruma planı önerilmedi"
ÇED olumlu kararının ekindeki Arkeoloji Raporu’nda, 25 kültür varlığının projeden etkileneceğinin belirtildiği, bunlara ilişkin uyulması gereken kararların ilçe bazında değerlendirildiği ve etki azaltıcı tedbirlerin tanımlandığı aktarıldı. Raporda, tescillenmiş yapılar ve inşaat faaliyetleri sırasında karşılaşılacak arkeolojik veya tarihsel bulgular için koruma planı önerilmediği bildirildi. Buna göre, projeden etkilenen ve buna karşılık getirilen etki azaltıcı önerilerin şunlar olduğu belirtildi:
"Küçükçekmece: Rhegion 1, 2, 3. Derece Arkeolojik Sit Alanı; Küçükçekmece Gölü Çevresi 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı Yarımburgaz Mağarası - Alanda yapılacak her türlü işlem hakkında kuruldan görüş alınması kararı alınmıştır. Menekşe/Nakkaş Deresi Roma Köprüsü - Köprünün kesin yerinin koruma kurulu veri tabanına işlenmesi, köprü yapısının korunması ve belgelenmesi için benzer projelerdeki uygulama yöntemleri göz önünde tutularak gerekli koruma tedbirlerinin alınması önerilmektedir. Mimar Sinan Köprüsü (Tebrizli Acemalisi Köprüsü) - korunması ve belgelenmesi ile ilgili benzer projelerdeki uygulama yöntemleri göz önünde tutularak gerekli koruma tedbirlerinin alınması önerilmektedir.
Başakşehir: Küçükçekmece Gölü Çevresi 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı Yarımburgaz Mağarası; Azatlı Baruthanesi ve Resneli Niyazi Çiftliği 2. Derece Arkeolojik ve Tarihi Sit Alanı- Yapılacak her türlü işlem hakkında kuruldan görüş alınması kararı alınmıştır. Odabaşı Köprüsü - Korunması ve belgelenmesi ile ilgili benzer projelerdeki uygulama yöntemleri göz önünde tutularak gerekli koruma tedbirlerinin alınması önerilmektedir.
Arnavutköy: Şamlar Bendi - Benzer projelerdeki uygulama yöntemleri göz önünde tutularak gerekli koruma tedbirlerinin alınması önerilmektedir. Filiboz 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı - Yapılacak her türlü işlem hakkında kuruldan görüş alınması kararı alınmıştır. Roma Su Yolu - Roma Su Yolları Tünel Giriş - su yollarına ait bazı kalıntılar halen toprak altında saklı kalmış olabilir. Bu nedenle, proje inşaat çalışmaları öncesinde bu alanlarda gerekli inceleme ve araştırma çalışmalarının planlanarak yürütülmesi önemle tavsiye edilmektedir. Kurudere Arkeolojik Alanı – Tescil aşamasının devam ettiği bildirilmiştir. 15. – 16. Yüzyıl Köprü yapısı – Herhangi bir öneride bulunulmamıştır. 19. Yüzyıl Çeşme yapısı - Herhangi bir öneride bulunulmamıştır. Dursunköy 1. ve 2. Askeri Yıldız Tabyası ve Çilingir Yıldız Tabyası Koruganları (32 adet korugan) - Sazlıbosna batısındaki koruganlar (9 adet) - Korunması ve belgelenmesi ile ilgili benzer projelerdeki uygulama yöntemleri göz önünde tutularak gerekli koruma tedbirlerinin alınması önerilmiştir. Terkos – Feriköy Su İsale Hattı - Saha ziyaretlerinde yüzeyde isale hattına ait herhangi bir kalıntıya rastlanılmamıştır. Herhangi bir öneride bulunulmamıştır. Dursunköy Mahallesi 101 ada 5 parselde antik yerleşim alanı - Tescil aşamasının devam ettiği bildirilmiştir. Herhangi bir öneride bulunulmamıştır.
Avcılar: Küçükçekmece Gölü Çevresi 1. ve 3. Derece Arkeolojik Sit Alanı; Spradon Antik Kenti 1. Ve 3. Derece Arkeolojik Sit - alanda yapılacak her türlü işlem hakkında kuruldan görüş alınması kararı alınmıştır.
Bakırköy: Florya Atatürk Deniz Köşkü. Bakırköy 712 ada 8 parsel İstasyon Binası - Yapının rölöve, restitüsyon ve restorasyon projeleri
2016 yılında hazırlanmıştır. Herhangi bir öneride bulunulmamıştır."
"Eserlerin gerektiği takdirde taşınacağı anlaşılmaktadır"
ÇED kararında, doğrudan yok olma riski taşıyan alanlar ve yapı topluluklarının inşaat faaliyetleri öncesinde korunmaları için sadece “gözlem” önerisinde bulunulduğunu vurgulayan bilirkişi heyeti, karardaki "Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun Baraj Alanlarından Etkilenen Taşınmaz Kültür Varlıklarının Korunmasına ilişkin 10 Nisan 2012 tarih ve 36 sayılı İlke Kararı’na uygun olarak gerekli koruma ve kurtarma projeleri hazırlanarak uygulama planları hazırlanacaktır” ifadesi ile söz konusu eserlerin gerektiği takdirde taşınacağının anlaşıldığına işaret etti.
ÇED kararında, kazı sırasında rastlantısal olarak bulunabilecek arkeolojik alanlara ne tür davranış sergileneceğinin ifade edilmediğini de belirten heyet, "Görüldüğü üzere proje içerisinde ve doğrudan kanal içerisinde kalacak ve farklı türden kültürel varlıkların korunmasına yönelik bir planlama yapılmamış ve alternatif önerilmemiştir. Tüm bu açıklanan hususlar doğrultusunda proje alanındaki mevcut kültür varlıklarına yönelik olarak bilimsel bir koruma planı yoktur, çalışma sırasında karşılaşılabilecek veriler ve bunların korunması konusunda da yorum yapılmamıştır" tespitlerinde bulundu.