Siyasi baskılar nedeniyle ülkelerinden ayrılmak zorunda kalan Belaruslu bağımsız basın kuruluşları, Google, Meta ve diğer bilişim devlerinin arama motorları algoritmalarını değiştirmesini istiyor.
Financial Times'ın haberine göre bu basın kuruluşları, Avrupa Komisyonu'na başvurarak arama algoritmaları nedeniyle haber içeriklerinin Belarus'ta erişilmesinin zorlaştırıldığına dikkat çekerek teknoloji devlerinden şikayetçi oldu.
Bağımsız gazeteciler, Batılı teknoloji şirketlerini Minsk'teki yetkililer tarafından muhalif medyaya getirilen kısıtlamalara uymakla eleştiriyor, bu nedenle bilişim devlerinin "totaliter ve otoriter rejimin sivil topluma karşı bir baskı aracı haline geldiklerini" iddia ediyor.
DW'nin sorularını yanıtlayan Belarus muhalefet lideri Svetlana Tikhanovskaya, teknoloji şirketlerinin muazzam, hatta kimi zaman siyasilerden de çok güce sahip olduklarını söyleyerek "Bu güce sahip olanların iyilerden yana taraf tutmaları ve demokratik değerlerin desteklemeleri önem taşıyor" dedi.
Google algoritmaları propagandaya nasıl avantaj sağlıyor?
DW'ye konuşan dijital haklar uzmanı Sarkis Darbinyan'a göre Google algoritmaları, Rus devlet propagandasına katkıda bulunuyor. Aynı zamanda Roskomsvoboda adlı insan hakları örgütü kurucularından olan Darbinyan, "Dünyanın en büyük arama motoru olan Google'ın algoritmalarının Rus devlet propagandasına katkıda bulunduğunu açıkça görüyoruz. Çünkü arama sonuçları ve önerilen haberlerde devlet ve hükümet yanlısı medyanın linkleri hakim" diye konuştu.
Darbinyan bunun nedenlerini de anlattı. Örneğin bir kullanıcı Rusya'da engellenen, yasaklanan bir medya kuruluşunun internet sayfasına erişmeye çalışırsa, bu başarısız oluyor ve bunun üzerine arama motoru algoritması bağlantıyı "etkin değil" olarak işaretliyor. Sonuç olarak bu medya kuruluşunun internet sitesi arama sonuçlarından kayboluyor ve bunun yerine benzer başlıklara sahip engellenmemiş, büyük ölçüde Kremlin yanlısı medya içerikleri görünüyor.
Meşru eleştiriler yasaklama stratejisi ile mi susturuluyor?
Algoritmalar geliştirilirken yasadışı içeriklerin arama sonuçlarında görünmemesine özen gösterilmişti ve Darbinyan bunun aslında başlangıçta iyi bir fikir olduğunu söylüyor.
Ancak görünen o ki bu artık otoriter rejimler tarafından istismar ediliyor.
Max Planck Enstitüsü'nden Profesör Max Kettemann, "İlkesel olarak platformların yasadışı içeriği internetten kaldırmasını istiyoruz, bu önemli. Ancak bir devlet bunu kötüye kullanırsa, örneğin hükümete yönelik her türlü eleştiriyi yasadışı ilan ederse, o zaman hukuk ihlal edilmiş olunur. Çünkü o zaman bu araçlar, meşru eleştirilerin internetten yok edilmesi için kullanılmış olunur" diye konuştu.
Yandex News eski yöneticisi ve The True Story adlı haber portalının kurucusu Lev Greshenzon ise bir başka soruna dikkat çekiyor.
Google'ın görüntülenme sayısını dikkate alması nedeniyle sahte ve komple teorilerine yer verilen internet sitelerinin öne çıktığını anlatan Greshenzon, "Google'ın algoritmaları, otoriter rejimlerin kendileri lehine olan internet sitelerini yapay yollardan popüler hale getirmek için muazzam kaynaklar harcadıklarını hesaba katmıyor" dedi.
Yaptırımların bağımsız medya için yarattığı sorunlar
2023 yazında insan hakları örgütü Roskomsvoboda'nın uzmanları ve Amerikalı sivil toplum kuruluşu Access Now'ın aracılık ettiği diğer insan hakları aktivistleri, Google'a bir rapor sundu.
Bağımsız medya kuruluşlarının bilişim devlerinin uyguladığı kısıtlamalar nedeniyle yaşadıkları zorlukları sıralayan raporda, "Rusya'ya karşı yaptırımların uygulanmasının ardından birçok bilişim şirketi Rusya Federasyonu'ndaki ofislerini, dağıtım merkezlerini, hizmetlerini ve desteklerini kapattı ve Rus kullanıcılar için sundukları ürünlere erişimi kısıtladılar" denildi.
Aktivistlere göre Rus kullanıcıların ve bağımsız medyanın bu hizmetlerden mahrum bırakılması, bağımsız medyanın çalışmalarını giderek zorlaştırıyor ve devlet propagandasına maruz kalan Rus toplumu giderek izole oluyor, bağımsız bilgiye erişmekte zorlanıyor.
Profesör Max Kettemann'a göre Google ve diğer bilişim şirketleri iki arada bir derede kalımış durumda. Çünkü Rusya, Belarus ve Çin'deki çalışanlarını tehlikeye atmamak için ilgili ülkelerin şartlarına uymak zorunda kalıyor.
Kettemann ayrıca AB Komisyonu'nun Google'ı yaptırımla tehdit ederek bağımsız medya sitelerine yönelik engellemeleri kaldırmaya zorlaması durumunda şirketin Rusya'da tamamen yasaklanabileceğine işaret ediyor, bunun da bir yandan hem şirketin kazançlarında hem de ilgili ülkelerle iletişimde kesintilere yol açabileceğini söylüyor.
Sarkis Darbinyan ise Google'ın zaten fiilen Rus pazarından ayrıldığına dikkat çekerek "Visa ve Mastercard ile yaşanan sorunlar nedeniyle ücretli ürünler artık Rusya'da çalışmıyor zaten" dedi.
Peki AB, Google'ı ikna edebilir mi?
Financial Times'ın haberine göre AB yetkilileri, muhalif yazar ve gazetecilere destek olmadıkları gerekçesiyle bilişim şirketlerine yönelik hukuki adımlar atılmasının mümkün görünmediğini söylüyor.
Profesör Matthias Kettemann ise şu bilgileri paylaştı:
"Resmi olarak AB Komisyonu'nun bir Amerikan şirketinin üçüncü bir ülkedeki davranışlarına ilişkin yapabileceği çok az seçenek mevcut. Bununla birlikte, Dijital Hizmetler Yasası'nın uygulanmasının bir parçası olarak, Komisyon elbette Avrupa'da da faaliyet gösteren platformları, en azından Avrupa'daki faaliyetleriyle ilgili olarak denetleyebilir. Bu bağlamda da bu platformların Avrupa dışındaki ülkelerde nasıl davranmaları gerektiği konusunda da rehberlik verebilir."
Haber portalı kurucusu Lev Gershenzon da baskı, tehdit yoluyla bilişim devlerini ikna etmenin doğru olmayacağı, kendilerinin bu sorunun ciddiyetini fark etmeleri gerektiğini söylüyor.
Gershenzon, "Ama şimdilik bu yönde bir emare yok, sahte siteler ve propaganda ile mücadele bu nedenle sadece sözde kalıyor" dedi.